 | ISBN13 978-605-316-421-0 | 13x19,5 cm, 168 s. |
Liste fiyatı: 224.00 TL İndirimli fiyatı: 179.20 TL İndirim oranı: %20 {"value":224.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"11632","item_name":"Alacakaranlık","discount":44.80,"price":224.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için |  |
|
| | Alacakaranlık Almanya’dan Notlar, 1926-1931 Özgün adı: Dammerung Notizen in Deutschland Çeviri: Haluk Barışcan Yayıma Hazırlayan: Semih Sökmen Kapak Tasarımı: Semih Sökmen |
Alacakaranlık. — Gerek duyulan ideolojiler ne denli sallantılıysa o denli vahşice yöntemlerle korunmaları gerekir. Sallanan putların korunmasındaki çaba ve dehşetin düzeyi alacakaranlığın ne ölçüde bastırmış olduğunun göstergesidir. Avrupa’da endüstrinin gelişimiyle birlikte kitlelerin kavrayışı öylesine gelişmiştir ki, en kutsal mülklerin bundan korunması gerekir. Bunları iyi koruyanlar kariyerlerini yapmış demektir; basit sözlerle gerçeği dile getireninse vay haline: Genel, sistemli aptallaştırmanın yanı sıra ekonomik yıkım, toplumsal dışlanma, hapis ve ölüm tehdidi bu kavrayışın temel kavramsal iktidar araçlarına erişmesini engelleyecektir. Avrupa’daki büyük devletlerin emperyalizminin Ortaçağın odun yığınlarını kıskanması gerekmez, onun sembolleri Ortaçağ kilisesinin azizlerininkinden daha incelikli düzenekler ve daha ürkütücü muhafızlarla korunur. Engizisyon karşıtları o dönemin alacakaranlığını bir gündoğumu haline getirmişti, kapitalizmin bugün tüm insanlığı tehdit eden alacakaranlığının da insanlığın gecesine dönüşmesi bir zorunluluk değil. — Max Horkheimer Horkheimer’in 1933 tarihli kitabı günümüze hem çok uzak hem şaşırtıcı ölçüde yakın. Artık anlaşılmış olmalı: Burjuva demokrasisi ile faşizm arasındaki mesafe, varsaydığımızdan çok daha küçük.  | İÇİNDEKİLER |
Önsöz
Alacakaranlık Monadoloji Rulet Değersizleşmiş kavramlar Sınırsız imkânlar İfşaatçı eller Salon toplantılarında felsefi sohbetler Mantığın taraflılığı Karakter ve yükselme Şiddet ve uyum Başlangıç hep zordur İçeriden dışarıya Vakit nakittir Çelişki Otel kâhyası Terbiye ve ahlak Terminolojinin tehlikeleri Defin kategorileri Kaderin adaleti “Pazar günü seni en iyi okşayacak el Cumartesi evi süpürmüş olan eldir” Briç Değer körlüğü Özgürlüğün sınırları Adiliğe ödül konmuştur İki tür kınama “Keşfedilmemiş toprak...” Hınç öğretisi hakkında Mutlak adalet Nietzsche ve proletarya Oyun kuralları Arşimet ve modern metafizik Düşünce değişimi Ya hep ya hiç Şüphecilik ve ahlak Kahramanca dünya görüşü Herkes ölecek Devrim hakkında tartışma İncelik Animizm Hıristiyanlığın biçimselleşmesi üzerine İnanç ve kâr Ya – Ya da! Siyasi hayat ilkesi Metafizik Toplum yapısı ve karakter Basmakalıp Sağlık ve toplum Damgalanmamışlar Kilisenin hükümranlığı Budizm Küçük adam ve özgürlüğün felsefesi Eski bir hikâye Çıkar gütmeksizin hakikate ulaşma çabası Burjuva ahlakı Devrimci tiyatro ya da “sanat barıştırır” Karakter bilimi üzerine Karaya vurmuşlar Farklı tür bir eleştiri Sohbetin psikolojisi Alman işçi sınıfının güçsüzlüğü Ateizm ve din Gökdelen Zenginlerin riyazeti Sembol Kabil ile Habil Burjuvayla mücadele Dürüstlük eğitimi İnsanın değeri Strindberg’de kadınlar Güç, Hak, Adalet Eğitim düzeyi Aşk ve aptallık Belirtiler Doğum sorunu üzerine Sosyalizm ve hınç Dilin kentselliği Büyük burjuvazinin bir türü Kişisel özellikler Kamusal alan Tutarlılığa dair bir masal Dini inanç “Ne yazık ki” istikrar kazanmış kapitalizm İşin hizmetinde Kişinin itibarı İnsanlık Goethe okumanın zorluğu “Para şehvetli kılar” (Berlin özdeyişi) Terk edilmiş kız İltica hakkı Kötü yöneticiler Çalışmak istemeyene yemek de olmasın Feragatin güçsüzlüğü Eski güzel günler Ahlakın dönüşümleri Sorumluluk Ahlaki kararın özgürlüğü Çalışma sevinci Avrupa ve Hıristiyanlık Felsefede kaygı Zenginler üzerine karşılıklı konuşma Minnettarlık İlerleme Devrimcinin idealizmi Çeyiz olarak kişi “Dehşet haberleri” Goethe’nin ilkeleri ve düşünceleri Yeni Nesnellik Yalan ve beşeri bilimler Ekonominin psikolojisi Kurnazlıklar Telefonda Çağın tuhaflıkları Karakter Dünyanın olumsallığı Ciddi yaşam tarzı Sınıf teorisinin göreliliği Çocuk cinayetinin yarattığı infia Kârı gözetme Devrimcinin ahlaki tutarlılığı Liyakatlinin önünü açmak İnsani ilişkiler Ruhsal acı Fransız Devrimi’nin iki öğesi Yaşın farkları üzerine Ayıplanan duygular Psikanalizin bir kavramına ilişkin güçlük Başarısızlıklar akıllandırır Dünya böyledir Sendika bürokrasisi Geride kalmışlar Çifte ahlak Karakterin göreliliği üzerine Bir nevroz Beklemek Kavranamaz olan Unutmak
 | OKUMA PARÇASI |
Alacakaranlık, Monadoloji, Rulet, Değersizleşmiş kavramlar, s. 15-17 Alacakaranlık. — Gerek duyulan ideolojiler ne denli sallantılıysa o denli vahşice yöntemlerle korunmaları gerekir. Sallanan putların korunmasındaki çaba ve dehşetin düzeyi alacakaranlığın ne ölçüde bastırmış olduğunun göstergesidir. Avrupa’da endüstrinin gelişimiyle birlikte kitlelerin kavrayışı öylesine gelişmiştir ki, en kutsal mülklerin bundan korunması gerekir. Bunları iyi koruyanlar kariyerlerini yapmış demektir; basit sözlerle gerçeği dile getireninse vay haline: Genel, sistemli aptallaştırmanın yanı sıra ekonomik yıkım, toplumsal dışlanma, hapis ve ölüm tehdidi bu kavrayışın temel kavramsal iktidar araçlarına erişmesini engelleyecektir. Avrupa’daki büyük devletlerin emperyalizminin Ortaçağın odun yığınlarını kıskanması gerekmez, onun sembolleri Ortaçağ kilisesinin azizlerininkinden daha incelikli düzenekler ve daha ürkütücü muhafızlarla korunur. Engizisyon karşıtları o dönemin alacakaranlığını bir gündoğumu haline getirmişti, kapitalizmin bugün tüm insanlığı tehdit eden alacakaranlığı da insanlığın gecesine dönüşmek zorunda değildir. Monadoloji. — Bir keresinde filozofun biri insan ruhunu penceresi olmayan bir eve benzetmişti. İnsanlar birbiriyle ilişki kurar, konuşur, ticaret yapar, birbirini izler ama bütün bunları birbirlerini görmeden yapar. Filozof insanların birbirleri hakkındaki fikirlerini de diğer insanların Tanrı tarafından tek tek herkesin ru... Devamını görmek için bkz. |  |
|