| ISBN13 978-605-316-288-9 | 13x19,5 cm, 256 s. |
Liste fiyatı: 212.00 TL İndirimli fiyatı: 169.60 TL İndirim oranı: %20 {"value":212.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"11562","item_name":"Berberin Oğlu","discount":42.40,"price":212.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| | Berberin Oğlu Özgün adı: De kapperszoon Çeviri: Gül Özlen Yayıma Hazırlayan: Özde Duygu Gürkan Kapak Tasarımı: Emine Bora |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Mayıs 2023 |
“Ölmek üzere olmak ve elinden bir şey gelmeyeceğini bilmek. Babası için o an çok kısa sürmüş olmalıydı, bindiği uçak kalkış halindeyken, yerden yirmi bilemedin otuz metre kadar yükselmişken her şey olup bitmişti. Bu olayı hiç irdelemediğini düşündü, sanki bu annesinin hikâyesiydi ve detayları bilmek sadece onun hakkıydı. Annesinin başına gelen bir felaketti bu, onun kederi ve onun hatıralarıydı. Ellerini gencin boğazında gezdirdi. İşaretparmağını şahdamarının üstünde dolaştırdı, ince derinin altından damardaki kanın zayıf atışını duydu. Hiçbir berber müşterinin boynuna bu şekilde dokunma hakkına sahip olmasa da, genç adam ya bunun farkında değildi ya da itiraz etmiyordu.” Babası o daha doğmadan önce bir uçak kazasında ölen ve büyükbabasının berber dükkânını devralan Simon bir gün, o zamana dek pek üstünde düşünmediği bu kazayı araştırmaya ve babasıyla ilgili bilgi toplamaya başlar, fakat edindiği her bilgi kafasındaki soru işaretlerini azaltmak yerine artırır. Simon bir yandan geçmişi eşeleyip babasıyla sandığından daha fazla ortak yönünün olabileceğini keşfederken, diğer yandan yıllar önceki uçak kazasıyla ilgili şaşırtıcı hikâyeler gün yüzüne çıkmaya başlar. Gerbrand Bakker’ın önceki romanlarından aşina olduğumuz güçlü anlatımının ve az sözle çok söyleme maharetinin yine parladığı Berberin Oğlu, her şeyden önce bir arayışın romanı: bir oğulun babasını, bir insanın hayattaki yerini arayışının hikâyesi. | OKUMA PARÇASI |
Açılış bölümünden, s. 11-12 Igor yüzüyordu. Yok, buna yüzme denmezdi, kurbağalama ya da serbest yüzmenin ne anlama geldiğini bilmiyordu, bugüne kadar kimseden yüzme dersi almadığı ortadaydı. Ilık suyun içinde hareket ediyordu, su derin değildi. Havuzun sığ suyunda yürürken, su olmadan yürümenin çok daha kolay olduğunu fark eder gibi görünüyordu. Dizlerini kırıp çömeliyor, ağzını kapatmayı unuttuğu için ağzına klorlu su doluyordu. Tükürüyor, geğiriyor, arada bir bağırıyordu. Parlak turuncu mayolu kadın onu “Igor! Bağırma!” diye ikaz ediyordu. Çiçekli mayolu diğer kadın parmağıyla sus işareti yaptıktan sonra “Ağzını kapat Igor,” diyordu. “Suyun altına girdiğinde ağzını kapatmalısın.” Bu iki kadın kimsenin boğulmaması için havuzu gözetim altında tutuyordu. Başkaları da vardı, kimisi yüzebiliyordu, hatta kulvarda yüzen bile vardı. Bir kız yüzme gözlüğü takmıştı, her dönüşte başından çıkartıp kurulamak için üflüyor sonra tekrar takıyordu. Kimseye aldırmadan h... Devamını görmek için bkz. | |
| ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Metin Celâl, "Doğmadan kaybedilen babanın izinde", Hürriyet Kitap Sanat, 19 Mayıs 2023 Berberin Oğlu, yıllar sonra hiç tanımadığı babasını ve öldüğü uçak kazasını araştıran Simon’un hikâyesi. Romanını sade bir anlatımla, diyaloglarla kaleme alan Gerbrand Bakker, yakınlarını bir felakette kaybetmiş olanların nesiller boyu yaşadığı yas duygusunu başarıyla yansıtıyor. “Havacılık tarihinin en büyük faciası” yazıp internette arattığınızda karşınıza ilk çıkan, “27 Mart 1977’de İspanya’nın Tenerife Adası’ndaki Los Rodeos Havalimanı’nda kalkışa hazırlanan KLM Hava Yolları’na ait Boeing 747, pistte Pan Am Hava Yolları’na ait Boeing 747’yle çarpıştı. Toplam 583 kişinin öldüğü kaza havacılık tarihinin en büyük kazasıdır” bilgisi oluyor. Gerbrand Bakker, 45 yıl önce gerçekleşen ve artık tamamen unutulan bu büyük felaketi ele almış romanında. Bakker’ın son romanı Berberin Oğlu, annesinin karnındayken babası bir uçak kazasında ölen ve büyükbabasını... Devamını görmek için bkz. | |
Semrin Şahin, “Kendini Keşfetmenin Romanı”, Veveya Kitap, 1 Ekim 2023 Gerbrand Bakker’in sıkı okurlarından biriyim. Yukarıda Ses Yok kitabı ile Uluslararası IMPAC Dublin Edebiyat Ödülünü, Dolambaç kitabıyla da 2013 Independent Yabancı Kurgu ödülünü alan yazarın son romanı Berberin Oğlu Metis yayınlarından çıktı. Geçtiğimiz hafta sonu İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali kapsamında Saint Benoit Fransız Lisesi’nde “Geride Bırakılmak, Geçmişe Saplanmak” adlı bir söyleşi için Türkiye’ye gelen yazar okurlarıyla buluştu. Bu vesileyle son romanı üstüne bir yazı yazmak istedim. Berberin Oğlu’nun ana karakteri Simon’un hem büyükbabası hem de babası berberdir. Büyükbabası yaşlanınca dükkânı ona bırakır. Ama Simon’un para kazanmak bir telaşı yoktur. Günde birkaç müşteri ona yeter, hayatı fasit bir dairenin içinde dolanıp duruyordur. Annesi bunu tembellik olarak adlandırsa da Simon ona katılmaz. Yazar, müşterisiyken aral... Devamını görmek için bkz. | |
Mehveş Bingöllü, "Kuytular", oggito.com, 8 Ağustos 2024 Bakker’in romanlarına sinmiş bir başka şey de sessizlik. Olan biten her şey sağır edici bir sessizlik içinde yaşanıyor. “Çabucak birkaç dilim ekmek atıştırdıktan sonra otlaklardan geçerek ikinci kez Büyük Göl’e gidiyorum bugün. Işık farklı sabahtan, ortadaki suyun dibine bir grup kaz gelip konmuş. Patenlerimi giyip buzun üstüne çıkıyorum. Gölü iki kez turladıktan sonra, o kadar hızlanıyorum ki artık düz gitmeme gerek kalmıyor. Geniş bir halka çizmeye başlıyorum, sonu gelmeyen gepgeniş bir halka. Dermanım kalmayıncaya dek devam ediyorum kaymaya.” Okuduğunuz alıntı, Gerbrand Bakker’in Yukarıda Ses Yok isimli kitabından. Bakker’in bu paragrafta “sonu gelmeyen gepgeniş bir halkada dermanı kalmayıncaya kadar kaymak” diye tarif ettiği hali, hiçbir zaman buz tutmuş bir göl görmemiş ve bir kere bile paten kaymamış olsam da çok iyi anladım. Bakker’in mahareti tam bu (beni de ha... Devamını görmek için bkz. | |
|