| ISBN13 978-605-316-161-5 | 13x19,5 cm, 360 s. |
Liste fiyatı: 284.00 TL İndirimli fiyatı: 227.20 TL İndirim oranı: %20 {"value":284.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"11382","item_name":"Gemideki Hayalet","discount":56.80,"price":284.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| | Gemideki Hayalet Türk Sinemasında Kürtlüğün ve Türklüğün Kuruluşu Yayıma Hazırlayan: Semih Sökmen, Emine Bora |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Ekim 2019 |
Onlar dağlılar, dağ Türkleri, gayrimedeni, Doğulu, geri kalmış, batıl, ilkel, vahşi, feodal, sert insanlar, silah severler, şiddet onların doğalarında var, saf ve masumlar, çocuk gibiler. — Kürtlerin Türk sinemasının perdesinde görülmeye başlamaları 50’li yıllarda “Doğu”nun keşfiyle başlar. O tarihlerden günümüze Kürtler ve Kürtlerle meskûn coğrafyalar Türk sinemasının vazgeçilmez konusu oldu. Ne var ki Kürtler asla “Kürt” olarak adlandırılmadılar, sadece işaret edilerek gösterildiler. Türk kamerasının bugün de sinemada, popüler dizilerde, TV skeçlerinde devam eden bu gösterme arzusunu nasıl anlamalı? Türk sinemasındaki Kürt temsillerinin bu “adlandırmadan gösterme” stratejisi ne işe yarıyor? Gemideki Hayalet, Şarkiyatçılık ve Kolonyalizm literatürünün birikiminden yararlanarak Türk sinemasındaki Kürt imgelerinin tarihi boyunca ilerlerken hem kısmi değişimleri hem de sabitleri, klişeleri dikkatimize sunuyor. En büyük katkısı, ırkçılığın sadece nefret içerikli şiddet edimlerinden ibaret olmadığını, bir zihniyet biçimi, bir görme biçimi olduğunu sinema üzerinden göstermesi. Bakışımızı değiştirme çağrısı olan bu kitabın, Kürtlüğün ve Türklüğün içine girdiği sarmaldan esenlikle çıkmasına bir katkı olarak okunmasını dileriz. | İÇİNDEKİLER |
Önsöz
Giriş Coğrafya, Kader ve Kuram Unutulmuş Halk Temsilin Gücü
1. Türklüğün Hareketleri Toplumsal İktidardan Egemenliğe Türklük Tahakküm ve Saydamlık Egemen Habitus Türklüğün ve Kürtlüğün Diyalektik İnşası Eksiklik Hissinden Egemenlik İstencine: Türklüğün Çifte Hareketi ve Gösterme Arzusu Kemalist Fikriyat ve Türklük Türklük Etkisi ve Kemalizmin Akademik Eleştirisi
2. Türk Sineması "Doğu"yu Keşfediyor Asimetrik Karşılaşmalar: "Doğu"nun İcat Edilişi Eklemlenen Kategoriler: Köylü-Kürt-"Doğulu" ve Köy-"Doğu" Devletin Söyleminden Sinemanın Perdesine
3. Ulusal İmge, Sinema ve Türklük 60’lar, Kürtlüğün ve Türklüğün Kemalist İmgesi Hudutların Kanunu: "Bu Okul Açılmalı, Bütün Çocukları Kurtarmalı" Toprağın Kanı: "Bu İnsanlar İçin Buradayım, Bizim Petrolümüz Bunları da Kurtaracak" "Ev"deki "Çocuklar"
4. Tarih, Sınıf ve Temsil: Kürtlüğün Sol-Popülist İmgesi 70’ler: Sol-Popülist Temsil ve Oryantalist/Kolonyalist Söylem Kürtlüğün Cinselleştirilmesi Türklük Evreninde Medenileşen Kürt Muhafazakâr Popülist Temsil Distopik "Doğu" "Afrika" Olarak "Doğu" Sürü Anadolu’nun ve Kürt Coğrafyasının Değişen Sinematik Tahayyülleri
5. Egemenlik, Anlatı ve Fantazi Hakkâri’de Bir Mevsim: Romandan Filme, Anlatı ve Fantazi Farkın Mutlaklaştırılması: Dünya ve Tarihdışı Bir Coğrafya Cumhuriyetin Yasal Dairesine Çağrı: Derman Bir Haber ve Macera Coğrafyası Olarak "Doğu": Katırcılar
6. Türklüğün Kurmacası Kürtlüğün Hakikati Egemenlik, Gerçeklik ve Kurmaca Asimetrik Bakışlar Türklüğün "Üçüncü Dünyası" Belgesel ile Kurmacanın Kürtlüğün Kuruluşundaki Seferberliği: Adak
7. Heterotopik Manzaralar Heterotopik Bir Kamp Değişen Manzaralar
8. Cinselleştirilen ve Etnografikleştirilen Kürtlük Kürtlüğün Etnografikleştirilmesi Cinselleştirilen Kürtlük Kürtlüğün Eğretilemesine Dönüşen Suskun Kadınlar
9. Gemideki Hayalet Kolonyalist Temsil Rejiminin Aktüel Hareketleri Gemideki Hayalet Usulünce Gömülmeyenler, Yası Tutulmayanlar Yeni Bir Yönelimin İlk İşaretleri Tepenin Ardı ve Abluka Çoğunluk Sarmaşık Yazı Tura Büyük Adam Küçük Aşk Güneşe Yolculuk Gelecek Uzun Sürer Jîn Toz Bezi İstanbul’un Diasporik İmgesi
Ek: Kürt Sineması: Varoluşun Politikası ve Poetikası
Ek Sinematik Varlığın Politikleşmesi Varlığın İfadesi Olarak Film: Klamek Ji bo Beko Kolonyal Bir Dünyanın Parçası Olarak Film Minör Bir Sinema: Bir Halkı Yaratmak Kamp ve Sınır: Bahman Ghobadi Sinemasının Politik Evreni Hareket ve Zaman Şok ve Kramp Kamp ve Film Savaşın Bilinci: Kazım Öz Sineması
Kaynakça Dizin | OKUMA PARÇASI |
Önsöz, s. 11-15 İlkokul üçteyken sınıfımıza sonradan babasının polis olduğunu anladığımız Murat diye bir öğrenci gelmişti. Ödevlerini düzenli yapan, ders kitaplarındaki metinleri, benim sadece televizyonda duyduğum pürüzsüz bir aksan ve sesle okuyan, anlatan Murat, kısa sürede sınıfın en çalışkanı, öğretmenimizin ve sınıftaki kızların gözdesi haline geldi. Murat’ın bir de beşinci sınıfa giden Didem diye bir ablası vardı. Didem ve Murat öğretmenimize en çok benzeyenlerdi aynı zamanda. Didem’i tenefüslerde Murat’ı ziyaretlerinde ve nöbetçi öğrenci olduğu günlerde, ilk ve son derslerde yoklama defterini bırakmaya ve almaya geldiği vakitlerde görüyordum. Ama her gördüğümde heyecanlanıyordum. Galiba benden iki yaş büyük olan Didem’e âşık olmuştum. Onu görmek istemem ve her gördüğümde kalp atışlarımın hızlanması, çocukluk aşkına delalet ediyordu. Oturduğum mahalleden biraz uzak ama okula daha yakın ve o dönem Van’ da sayısı çok az olan apartman dairelerinin birinde ot... Devamını görmek için bkz. | |
Giriş, s. 17-21 Coğrafya, Kader ve Kuram Sokak ve sosyal medya duvarlarından, akademik toplantılar ve televizyon programlarına kadar karşılaşılan ve İbni Haldun’a atfedilen bir söz var: “Coğrafya kaderdir.” İbni Haldun belli bir coğrafyanın sıcak, soğuk ya da ılık, çöl veya ağaçlık olmasının, denizlere, dağlara, nehirlere göre yakınlığının veya uzaklığının, kısacası bütün topografik ve iklimsel koşulların, o yerde yaşayanların asabiyetlerinden sosyal, politik örgütlenmelerine ve ahlaki niteliklerine kadar pek çok şeyi etkilediğini, belirlediğini söyler. Coğrafyanın belirlediği kader, karakterin oluşmasından, politik sosyal hayatın örgütlenmesine kadar uzanıyor. Bu yönüyle İbni Haldun’da coğrafya Marx’ın üretime ve ekonomiye biçtiği belirleyici role benzer: bireysel, toplumsal ve tarihsel olanı belirleyen bir yapı olarak coğrafya. Belli bir zorunluluğu, coğrafik determinizm düşüncesini içinde barındıran İbni Halduncu coğrafya kavrayışı ayn... Devamını görmek için bkz. | |
| ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Ergun Sibel Yücel, "Hayalet içimizde", K24, 13 Ocak 2020 “Kafamda bir ‘Doğu’ resmi vardı. Geldim ki burada öyle bir şey yok! Dedim ki herhalde burası şehir merkezi, belki köylerdedir… Şimdi geldim köylerde de yok. Sahi, o ‘Doğu’ resmi nerede?” Ege illerinden birinden Van’da üniversite okumaya gelen ve üç yılın sonunda civar köyleri ziyaret ederken çocuksu bir şaşkınlıkla bu pek dillendirilmeyen gerçeği basit bir soruda dile getiren genç kadına ‘evet o senin kafanda sadece’ diyerek kestirip atamamıştım, haksızlık olurdu. O resim, yıllarca her türlü araç kıyasıya ve biteviye kullanılarak çivilendi kafalara. İlgiye, bilgiye, klişelere olan mesafeye rağmen orada asılı durduğunu fark etmek, o resmi oradan alaşağı etmek kolay değil. Hiç kimse için. “Onlar-Dağlılar. Dağ Türkleri. Gayrimedeni. Doğulu. Geri kalmış. Batıl. İlkel. Vahşi. Feodal. Kıraç topraklar. Medenileştirilmeye muhtaç insanlar. Sözünün eri. Yalancı. Çıkarcı. Esirgemez. Korkak. İnatçı. Sabı... Devamını görmek için bkz. | |
|