| ISBN13 978-975-342-428-8 | 13x19,5 cm, 416 s. |
Liste fiyatı: 318.00 TL İndirimli fiyatı: 254.40 TL İndirim oranı: %20 {"value":318.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"773","item_name":"Serçe","discount":63.60,"price":318.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| | Serçe Özgün adı: The Sparrow Çeviri: Emil Keyder Kapak Resmi: El Greco Kapak Tasarımı: Emine Bora |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Ekim 2003 | 5. Basım: Ekim 2023 |
Serçe, bol ödüllü bir yapıt: İlk yayımlandığı 1996'da Entertainment Weekly dergisi tarafından yılın en iyi on kitabından biri seçildi. 1997'de İngiliz Bilimkurgu Yazarları Kurumu tarafından En İyi Roman ödülüne layık görüldü. Sırasıyla James Tiptree Jr., Arthur Clarke ve John W. Campbell edebiyat ödüllerini de topladı. İyi bilimkurgunun iyi edebiyat olduğunun ve bilimkurgunun yalnızca özel tutkunları tarafından değil, bütün edebiyat okurlarınca severek okunabileceğinin en yakın tarihli kanıtı... "Herşey uzaydan gelen düzensiz sinyalleri tarayan Arechibo radyo vericisindeki görevlinin şarkıyı fark etmesiyle başladı. Şarkı Rakhat adı verilen bir gezegenden geliyordu ve tek kelimeyle olağanüstüydü. Aralarında üç cizvitin bulunduğu sekiz kişilik mürettebattan oluşan Rakhat misyonunun yola koyulması fazla zaman almadı. Cizvit bilim adamları dinlerini yaymaya değil, öğrenmeye gidiyorlardı. Tanrının başka çocuklarını tanımak ve sevmek için gidiyorlardı. Cizvitleri keşfedilen yerlerin en uzak sınırlarına götüren hep o aynı nedenle hareket etmişlerdi: Ad majorem Dei gloriam, Tanrının şanını yüceltmek için... Zarar vermek gibi bir niyetleri yoktu, ta ki... " | OKUMA PARÇASI |
s. 234-235 "Çok güzeller," diye fısıldadı Anne ve bu kadar güzel bir ırkın insanları çirkin bulup bulmadığını merak etti. Ne de olsa düz suratlarımız var, çirkiniz, garip yerlerde beyaz, kırmızı, kahverengi, siyah tüylerimiz var, uzun, orta, kısa boyluyuz, sakallı ve çıplak yüzlüyüz, bir de üstüne iki ayrı cinsiyetimiz olduğu hemen anlaşılıyor, diye düşündü. Gerçekten garip hayvanlarız... Grubun ortasından orta boylu ve cinsiyeti anlaşılmayan biri öne çıktı. Anne, zorlukla soluyarak gruptan ayrılıp onlara doğru ilerlemesini izledi. Marc'ın da benzer bir biyolojik değerlendirme yaptığını anladı, çünkü karşıdaki ilerlerken, alçacık bir sesle, "Gözlerine bak Anne!" diye seslendi. İki gözün her birinde iki göz bebeği vardı, birbirlerinin yanına yatay bir 8 gibi yerleştirilmişlerdi ve ayrı ayrı büyüyüp küçülüyorlardı, mürekkepbalığının gözleri gibi. Bu kadarını daha önce görmüşlerdi. Anne'in dikkatini asıl çeken, gözlerin rengiydi, mora çalan bir lacivert, Chartres Kate... Devamını görmek için bkz. | |
s. 286 Geleneklere takılıp kalmış, sürekli düzenden bunalmış bir kültürde, Hlavin Kitheri yeni bir incelik, yeni bir güzellik, saf, deneyime dayanan yeni bir sanat yaratmıştı. Daha önce rahatsız eden, dikkate alınmayan şey, sanat ve şarkıya dönüşmüştü: kokunun saklı müziğine. Daha önce bir aile görevi ya da anlamsız fiziksellik olan şey basitleştirilmiş, Rakhat'ta daha önce kimsenin görmediği estetik bir güzelliğe dönüşmüştü. Ve Galatna reshtar'ı, çocuk yapma hakkı olan birçok kişiyi, sanata ve geçici güzelliğin mükemmelliğine çekmişti. Onu duyanların yaşamları tamamen değişiyordu. Ruhunun çocukları olan yeni bir şair nesli oluşmuştu ve onların yazdıkları şarkılar –bazen korolar, bazen sololar, bazen en eski şarkıların seslenme ve cevap düzenine dayanan düetler– uzayda görünmez dalgalarla yayıldı ve hayal edemeyecekleri bir dünyanın çocuklarının kulağına kadar ulaştı. Ve orada da duyanların hayatları değişti. İşte Supaari VaGayjur'un basit bir kristal cam şişe yoll... Devamını görmek için bkz. | |
| ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Erendiz Atasü, “Tanrı ile Serçe”, Cumhuriyet Kitap Eki, 4 Kasım 2004 Bilimkurgu edebiyatının tutkunu, düşlere yelken açmayı sever. Alışkanlıklar düzeninin usandığı dünyasından, ya da öğrenmeye ürktüğü, belirsizliklerle dolu gerçek hayattan çekip alır bilimkurgu onu, düşselliğin şaşırtıcı, gizemli ama emniyetli uzayına yükseltir. Edebiyatın başka hiçbir türü, bilimkurgu denli başaramaz bu işi. Bilimkurgu örneklerinin çoğu gelecekte geçer. Bugünün kötü tohumlarının esinlediği önsezilerle geleceğe uzun bir bakış... Huxley'in karamsar ütopyası Yeni Dünya'yı ve Orwell'in 1984'ünü bilimkurgu olarak sınıflandırabilir miyiz sorusunu edebiyatbilimcilere bırakalım... Gelecek çabucak geçmiş olur ve dünya edebiyatının tartışmasız başyapıtları arasındaki Yeni Dünya ve 1984'teki gerçekleşmiş kehanetler okuru ürpertir! Yazarların, geçmişi ve geleceği kavrayabilen geniş zihinlerine hayranlık duyarız; ve bilime, teknolojiye, tarihe ve siyasete dair, kendi zihinlerimizdeki kalıplaşmış ka... Devamını görmek için bkz. | |
Orkun Atilla, "Ama serçe yine de düşer", Karga Mecmua, Mayıs 2015 Mary Doria Russell, 1996 yılında ilk romanı Serçe’yi (The Sparrow) yayınlayınca bilim kurgu fanatikleri başta olmak üzere edebiyat okurları arasında haklı bir beğeni ve popülariteye kavuşur. “İlk temas” konseptindeki eser, ‘97’de İngiliz Bilim Kurgu Yazarları Kurumu tarafından En İyi Roman Ödülü’ne layık görülür ve arka arkaya ödüller alır. Russell ‘98’de serinin ikinci kitabını yayınlar: Children of God. On beş yılı aşkın bir süredir dilimize çevrilmeyi bekleyen bu ikinci kitabın da nihayet Türkçeye çevrileceğini konuşuluyor. Rakhat gezegenine ikinci bir seyahat düzenlendiğini bildiğimiz ikinci kitabın dilimize çevrilmesini beklerken, biz şimdilik ilk sefere odaklanalım: “Sefer mi, misyon mu? Bilimden mi bahsediyoruz, dinden mi?” Yıl 2059: Peder Emilio Sandoz, 40 yıl önce, Porto Riko’daki radyo teleskobunun dünya dışından gelen bir melodiyi duyması üzerine -“Tanrı’nın ses... Devamını görmek için bkz. | |
|