| ISBN13 978-975-342-211-6 | 11x18 cm, 280 s. |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| Şok Dalgası Süvarisi Özgün adı: The Shockwave Rider Çeviri: İrma Dolanoğlu-Çimen Yayın Yönetmeni: Bülent Somay Kapak Tasarımı: Semih Sökmen |
Kapak ve İç Baskı Yaylacık Matbaacılık Ltd. Mücellit Sistem Mücellithanesi Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Şubat 1999 |
Dünya bir tek iletişim ağına bağlı ve her şey bu ağ üzerinde... İstisnasız her şey, ticaret, eğitim, yönetim, hatta aşk ve din bile bu ağda olup bitiyor. Ve "net"in kapılarını ellerinde tutanlar, gerçek iktidarı da ellerinde tutuyorlar. Nick Haflinger bu düzenin tekerine sokulmuş bir çomak; düzenle uzlaşmayı reddeden, ebedi bir kaçak olarak yaşamayı seçen bir bilgisayar dahisi. Düzen sonunda kendisini "yakalamaya" karar verince, Haflinger'in yapabileceği tek bir şey kalıyor: Durumu tersine çevirip av değil avcı olmak... John Brunner kitabının başına şu teşekkürü koymuş: "Hepimizin ister istemez azledildiği o yabancı ülkenin, yani geleceğin çeşitli yönlerini kurgusal terimlerle tanımlamaya çalışan benim gibi insanlar, tahminlerimizi bir boşlukta yürütmeyiz. Hepimiz çoğunlukla –ve bu örnekte ben özellikle– yarının sınırsız olasılıklarını daha işlevsel bir amaçla araştıranlara çok şey borçluyuzdur... Bu amaçlardan biri de, çocuklarımıza bir gün bizimkinden daha fazla hayal gücü ve öngörüyle dolu bir dünya kalması gibi zayıf fakat güzel bir umut mesela. Şok Dalgası Süvarisi'nin "senaryosu" (yeni moda bir klişe kullanayım) Alvin Toffler'in tahrik edici çalışması Gelecek Şoku'ndan esinlenmiştir, dolayısıyla ona teşekkür borçluyum." – John Brunner | OKUMA PARÇASI |
Bölüm 1, "Temel Zorlama Elkitabı", s. 11-18 Bugünlük Bir Düşünce: Bir santim yanlarına yaklaş, kıyameti koparırlar. Veri Kurtarma Çelik sandalyedeki adam odanın beyaz duvarları gibi çıplaktı. Kafasını ve vücudunu tamamen kazımışlardı; sadece kirpikleri kalmıştı. Kafa derisinin, şakaklarının gözlerine yakın yerlerinin, ağzının iki yanının, boğazının, kalbinin, karın boşluğunun ve ayak bileklerine inen her ana lenf bezinin üzerine minicik yapışkan kâğıtlarla tutturulmuş alıcılar yerleştirilmişti. Her bir alıcıdan örümcek ağı kadar ince bir tel –çelik sandalye ve diğer iki yumuşak oturaklı sandalye hariç– odadaki tek eşyaya uzanıyordu. Bu, iki metre eninde ve bir buçuk metre yüksekliğinde, yumuşak sandalyelerden birine kolaylık sağlayacak biçimde eğimli tepesinde görüntü ekranları ve sinyal ışıkları bulunan bir veri-çözümleme konsoluydu. Ayrıca, çelik sandalyenin arkasından dirsek gibi uzatılmış ayarlanabilir çubukların üzerinde mikrofonlar... Devamını görmek için bkz. | |
|