Bürkem Cevher, "Üniversite sınavına tekrar girmelisin", Agos Kitap/Kirk, Ocak 2016
Douwe Draaisma’nın körlerin (kitapta bu şekilde kullanılmıştır) düş yaşamı hakkında yaptığı araştırmalar sonucunda ortaya çıkan oldukça güzel bir kitap, Düş Dokumacısı. Draaisma, literatürdeki çoğu bilimsel araştırmanın düşlerin içeriği ile değil, daha çok uykunun nörofizyolojisi ile ilgili olduğunu fark etmiştir.
Düşlerin içerikleri üzerine yapılan bilimsel araştırmaların pek çoğunda veriler, yine düşler üzerine düşünmüş bilim insanlarının düş günlüklerinden elde edilmiştir. Draaisma, bilimsel bir arka plan oluşturmak amacıyla kitabının ilk bölümünde uykunun ve düşlerin nörofizyolojisi üzerine kısa bir özet sunmaktadır. Daha sonra da düş içeriklerini belirli bir sınıflandırmaya tabii tutarak en sık görülen düşler üzerinden düş yaşamımızı anlatmaya başlar. Kitabı okurken okurlar kendi düş yaşamlarını daha dikkatle incelmeye başlayacak, düşleri yorumlamaktan ziyade, niçin o akşam belirli bir düşün görüldüğünü anlamak isteyeceklerdir.
"Uçuyorum, o halde düş görüyorum"
Draaisma’ya göre en sık görülen düşler arasında lise veya üniversite yıllarındaki bir sınavdan kaldığımızı gördüğümüz düşler yer alır. Bu düşleri çoğunlukla stresli dönemlerimizde görürüz; düşlerin neredeyse tümünde daha önceden başarılı olduğumuz bir sınavdan kalmışızdır. O sınava tekrar girmemiz gerekir, ancak sürekli aksilikler meydana gelir; kalemin ucu mütemadiyen kırılmaktadır, biz daha sınava başlarken sınav gözetmeni sınavın bitmesine beş dakika kaldığını duyurur, sınavın hiç bilmediğimiz bir dilde yapıldığını fark ederiz ve bunun gibi pek çok aksilikler olur, o sınavı bir türlü bitiremeyiz. Yazara göre bu düşlerin görevi “insanı gerçekten böylesi inandırıcı korkunç bir senaryoyla karşılaşmaması için uyarmaktır... [B]öyle düşler hayatınızda, sorumluluk ya da uğraşların sizi bir gerilime soktuğu, uykuda da bundan bütünüyle kurtulamadığınız zamanlarda ortaya çıkar.”
En sık görülen bir diğer kategori de kendimizi uçarken gördüğümüz düşlerdir. Bu düşlerin çoğunda bunun düş olduğunun idrakine varırız; literatürde, düşteyken düş gördüğümüzün farkında olduğumuz düşlere “berrak düşler” denmektedir. Çoğunlukla düş görenin zor bir durumdan, korkunç bir yaratıktan kaçarken, bunun ancak bir düş olabileceğini düşünmesi ve o durumdan da uçarak kaçabileceğini fark etmesi ile ortaya çıkar bu rüyalar. Bu düşlerin ilginç olan yönü, düş gören düş gördüğünün farkındadır ancak yine de kaçması gerektiğini düşünür; düş gördüğüne göre istediği her şeyi yapabilir, o da uçmayı tercih eder.
Başka uçma düşlerinde ise kişi güzel bir havada gökyüzünde süzülmekte, aşağıda ırmaklar akmakta, yemyeşil ormanlar yatmaktadır. Zor bir durumda olmasa da çoğu düş gören böylesi bir durumda “gerçekte uçmam mümkün değil, öyleyse bu bir rüya olmalı” çıkarımında bulunur. Uçma düşlerinin aynı zamanda da berrak düşler olması düş görenlerin uçma düşlerini genellikle huzurlu olarak nitelemesine neden olur. Zor bir durumdan kaçmak zorunda kalmış olsa da düşünü istediği gibi yönlendirebilmek düş görenin memnuniyet ve huzur hissetmesine neden olmaktadır.
Görmeyen bir insan nasıl düş görebilir?
"Doğuştan körlerin düşlerinde görsel imgeler bulunmaz, peki o zaman ne olur düşlerinde? O boşluk sesler, kokular ve dokunma izlenimleriyle mi doludur? Görüntüsüz düşe gene de düş denebilir mi?” Araştırmalara göre körlük beş yaşından önce meydana gelmişse, düşlerde görsel imgeler olmaz. Yedi yaşından sonra gelişen körlükte ise görüntülerle düş görme yetisi kaybolmaz. Ancak bu kornea, retina veya görme sinirlerinde meydana gelen hasarlar nedeniyle oluşan körlükler için geçerlidir. “İnsan, beynin oksipital lobunda bulunan görme alanı hasarı sonucu kör olmuşsa, düşlerinden görüntüler de kaybolur."
İnsan dili görsel dominant bir dildir. Görsel metaforlar çok kullanılır, ne ki bu metaforlar körler tarafından da kullanılır. Ancak araştırmalar gösteriyor ki görme engeli olmayan kişilerin de düşleri zannettikleri kadar görsel değildir. “Kimlik veya teşhise dair özel hisler, düşlerde dış görünüşten tamamıyla kopabilir. His temel gibidir. Görüntüler uyandırmaz onu, o görüntülerden önce gelir his. Bu yüzden de görüntüler adeta rastlantısal ve karışmaya açıktır biraz, “ der Draaisma.
Düş Dokumacısı ilginç konuları derli toplu sunan ve okurun ilgisini yüksek tutan bir kitap. Türkay Yalnız’ın güzel çevirisiyle okuması keyifli, öğretici olduğu kadar da eğlenceli, aynı zamanda keyifli okumalar ve güzel rüyalar vaat eden bir kitap. Kitabı okuduktan sonra daha çok sayıda berrak düşler görmek ve düş yaşamı hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyeceksiniz.