Kadir Aydemir, "1002. gece de bitince...", Radikal Kitap Eki, 11 Mart 2005
Hayallerimiz olmasa, bu dünyanın katlanılacak çok az şeyi kalırdı sanırım. Yazmak, okumak, düş kurmak, sözcüklerle bir evren yaratmak... İlk adımı düşleyerek atarız yaşamda. Aklımıza takılan öyküyü yazmanın yolu, onu binlerce kez düşünmekten geçiyor. '1002. gece' sözcüğü Bin Bir Gece Masalları'nı anımsatıyor, değil mi? Bin bir gece kurulan düşler... Ölüme karşı anlatılan büyülü öyküler... Oysa '1002. gece' her şeyden sonraki gece anlamında. Belki de en merak edilen öyküler 1001'den sonra başlayan fantastik öykülerdir.
Edebiyat çevrelerinde fantastik edebiyat türü pek ciddiye alınmamakta ve 'edebiyat gerçeğin arayışıdır ve fantastik de gerçeklerden kaçmaktadır...' gibi bir tanım akıllarda dolaşmaktaydı bugüne dek. Bu yazıya konu olan 1002. Gece Masalları adlı eser, böylesi bir düşünceye saplanmış olanlara verilen sıkı bir yanıt niteliğinde. Ülkemizde kimi zaman dudak bükülse de, dünya edebiyatında, fantastik edebiyata ait kurmaca ürünler tüm hızıyla, milyonlarca insan tarafından okunuyor. Edebiyatın zaten bir parçası kurgu ve fantezi. Franz Kafka, Jorge Luis Borges, Edgar Allan Poe, Guy de Maupassant gibi pek çok dünya yazarı, değerli fantastik öyküler ve romanlar kaleme almışlardır, bilirsiniz. Dünya edebiyatında bugün bir de Tolkien efsanesi ya da şöyle söyleyelim, Tolkien fırtınası esiyor.
Artık duymayanımız kalmamıştır onu, Yüzüklerin Efendisi gibi devasa bir yapıtı sinema sektörünün dünyaya tanıtmasıyla birlikte pek çok şey değişti eski düşüncelerde. Ciddiye alınmayan tür ve 'kaçış' dedik, Tolkien külliyatına baktığımızda da gerçeklerden bir kaçış vardı denebilir belki, ama başka bir yönden düşünürsek canavarlar, büyüler, kötü yaratıklar gerçekleri izah etmeyi kolaylaştırmada bir yoldu da denemez mi? Dikkatle incelendiğinde bizde de hiç de azımsanacak sayıda fantastik edebiyat alanında eser veren yazar var. İzzet Yasar, Orhan Duru, Nazlı Eray, Levent Mete, Giovanni Scognamillo, Sadık Yemni, Altay Öktem gibi pek çok isme rastlıyoruz dönüp baktığımızda. Bu yazarlarımız yıllarca bu dalda başarılı eserler verdiler. Ne olursa olsun, ülkemizde 2000 yılı sonrası kendine büyük bir alan açtı bu edebiyat türü. Adını andığımız ve aklımıza gelmeyen onlarca yazarın arasına genç yazarlar da dahil oldu zamanla. Onlar kendilerine olan güvenlerini toparlayıp ilk romanlarını, öykü kitaplarını yayımlamaya başladılar. Fantastik edebiyat yarışmaları düzenlendi ve internet siteleri kuruldu. Bunlar önemli gelişmelerdi. Kitaplıklarda kitaplar arttıkça yeni projeler de yaratıldı...
Eski ve yeniler birarada
Üzerine konuştuğumuz kitap 1002. Gece Masalları'nda bana ait bir öykü de var, ama ben bu kitabı yeni keşfedecek olan tüm okurlar için kitaptan daha çok kitabın hazırlık macerasından bahsetmek istiyorum. Yiğit Değer Bengi'nin yayıma hazırladığı, içinde on dokuz yazarın öykülerinin yer aldığı önemli bir kitap olan 1002. Gece Masalları, fantastik edebiyata hep yakın duran Metis Yayınları tarafından yayımlandı. Kitapta yer alan yazarları ve öykü adlarını sıralamak istiyorum size: Kitabın sarı sayfalarını merakla çevirdiğinizde ilk önce Bülent Somay'ın bir sunuş yazısı karşılıyor bizleri. Ardından Yiğit Değer Bengi'nin bu kitabın önemine ve fantastik edebiyatın günümüzdeki yerine dair açıklayıcı bir önsözü bulunmakta. Çeşitli örnekler vererek fantastik dediğimiz şeyin, gerçekliği ifade edişte nasıl bir yöntem olduğuna değiniyor Bengi. Bu yazıdan sonra kitapta yer alan öyküleri okumaya başlıyoruz.
Barış Müstecaplıoğlu 'İksir Ustaları', Giovanni Scognamillo 'Kâbuslar Mağarası', Nazlı Eray 'Harita', Ümit Kireççi 'Kıyamet Işıkları', Kadir Aydemir 'Kara Uyku', Altay Öktem 'Oyun', Arzu Çur 'Ellerinizi Arkanızda Tutun!', Ferhan Ertürk 'Helena', Yiğit Değer Bengi 'Son Kahraman', Gündüz Öğüt 'Ölümsüz Kağan', Orhan Duru 'Kadınlar', İzzet Yasar 'Çalışkan Ruhlar', Evren İmre 'Sfenksin Doğuşu', Levent Şenyürek 'Çiçekler Dondu', Çiler İlhan 'Vulgata', Sadık Yemni 'Bekleme Odası', Levent Mete 'Sınırsız Düşünce Özgürlüğü', Muammer Yüksel 'Oyundan Çıkmak İster misin?' ve İhsan Oktay Anar 'İnşaat İşçisi Rıfkı'nın Dehşet Verici Akıbeti' adlı öyküleriyle kitapta yerlerini almışlar. Bu kadar ismin bir araya geldiği ortak nokta yazılan öykülerdeki fantastik unsurlar diyebiliriz. Temayla tam bir bütünleşme sağlanmış. Öyküleri okuduğunuzda tekinsiz bir lezzet kalacak dimağınızda. Çünkü bu öykülerde sadece kılıç ve büyü yok, insana, insanın hallerine dair de pek çok durum var. Edebiyatın gücüyle bahsetmek istediğiniz konuyu, aklınıza takılan bir yanlışlığı dilediğiniz gibi şekillendirebilir, yazdığınız metne yedirebilirsiniz. Kitapta yer alan öykülerde bunu rahatlıkla sezeceksiniz...
Bu kitabın önemi Türkçemizde kendi dalında hazırlan ilk kitap olması nedeniyle daha da artıyor kanısındayım. Kapak resminden bile kitabın tarzını az çok kestirmek mümkün. Başarılı çizgi romancı Kenan Yarar'ın usta işi çalışması kitap elimize geçer geçmez şaşırtmıştı bizi. İçindeki öykülerimizi unutup, kitapta yer alan pek çok yazar arkadaşla birlikte deli gibi sevindik. Öykülerimizi aylar öncesinden yazmış ve beklemeye başlamıştık.
Yiğit Değer Bengi'nin çalışmalarına bire bir tanık olduğumdan dolayı şunları söyleyebilirim sizlere: Bu kitap çok uzun süren bir yolculuğun, verilen emeğin bir karşılığı oldu. Yiğit, İzmir'e İhsan Oktay Anar, Gündüz Öğüt ve Levent Mete'yi görmek için yolculuğa çıktı. Görüşmeler olumlu geçti ve bu yazarlarımız öyküleriyle şu an kitap sayfalarında yer almaktalar. İzmirli yazarlar daha sonra İstanbul'a geldi ve hep beraber tanışma, sohbet etme şansı bulduk. Güzel bir dil gelişti aramızda. Ayrıca Yiğit'in ilk etapta bire bir görüştüğü Sadık Yemni, Giovanni Scognamillo gibi isimler, böyle bir seçkinin Yiğit hazırlamasa bile ortaya çıkma zamanının geldiğinden bahsetmişler duyduğum kadarıyla.
Derken, katılım kısa zamanda sağlandığı için tüm ürünler kolayca bir kitaba dönüşüverdi. Kitabın isminin yaratıcısı Barış Müstecaplıoğlu oldu. Kitap fikri önce kurmaca öykülere ağırlık verecek bir dergi çıkartma düşüydü. Bunun sebebi ülkemizde edebiyat dergilerinin kısa kurmaca türlerinden bazılarına az ya da hiç yer vermiyor oluşlarıydı. Zaten kendisiyle 2004 yılının başında, çalıştığım E dergisine yolladığı bir öykü sayesinde tanışmıştık. Öykü fantastik bir çalışmaydı, arka planda tarihsel kurgu ağır basıyordu. Öyküyü yayın kuruluna okutup, diğer arkadaşların da onayını alarak bastık dergide. Gelişen arkadaşlığımızla birlikte onun projelerini ve düşlerini daha yakından tanıma şansı buldum. Zaten 1002. Gece Masalları'nda yer alan öyküsü de o öykü. Şimdi bunun benim için ayrıca bir anlamı da olmuş oldu.
Modern bir masal kitabı
Sonra bu bahsi geçen dergiye gerekli olan platformunun henüz hazır olmadığına karar veren Yiğit, bu temeli oluşturmak için katkı olsun diye böylesi bir kitap hazırlamaya karar verdi. Kitap projesi böyle doğdu. Şimdi kitap elimizde, zaman ne çabuk akmış. Yüzlerce saat uyuyup uyandık, bulutlar kaydı, kuşlar göçtü ve içinde üç amatör kalemin, ana edebiyat geleneği içinden gelen pek çok usta yazar ve genç yazarların yer aldığı önemli bir yapıt karşımızda duruyor. 1002. Gece Masalları; o, modern bir masal kitabı aslına bakılırsa.
Fantezi, düş, insan, şiirsellik ve sözün büyüsüyle harmanlanmış on dokuz güzel öykü. Farklı edebi geleneklerden gelen yazarların yolunun buluştuğu sayfalara davet ediyoruz tüm meraklıları diye bitirmeden eklemek istediğim birkaç küçük not var: Öncelikle bu yazı bir eleştiri yazısı değil sevgili okurlar. Kitapta benim de yer almam nedeniyle bu yazıyı yazıp yazmamakta kararsızdım, ama kitabın kaba tanıtımı yerine şimdiye kadarki öyküsünü sizlere aktarma fikri cazip geldi. 1003. Gece'nin fantastik öykülerinde buluşmak üzere...
Hepinize iyi okumalar.