| ISBN13 978-975-342-168-3 | 13x19,5 cm, 288 s. |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et | | Müge Gürsoy Sökmen, Sunuş, s. 13-14 Yayıncılık, daha doğrusu benim anladığım anlamda yayıncılık, anonim kalmayı seçenlerin mesleğidir. Bir şeyler söylemek isteyen, ama bunu kendi sözcükleriyle değil, başkalarının metinleri aracılığıyla daha iyi yapabileceğini düşünenlerin işidir. Yayıncı, ömrü boyunca paylaşabileceği metinler arar; bunların mümkün olduğunca çok kişi tarafından görülmesini ister. Ancak seçici davrandıkça, tercihlerinde kullandığı ölçütleri çoğalttıkça alanını, konuyla/ yapıtla ilgilenecek okurların sayısını daralttığını bilir. Bir yandan gitgide derinleşen sorgulamalara, arayışlara ulaşmak, öte yandan bunları giderek daha çok okurun hayatında dolaşıma sokabilmek gibi bir imkânsızı düşler. Bilge Karasu’nun toplu yapıtlarını yayımlama kararımızda da böyle bir kaygı rol oynamıştı. Kendi hayatlarımızın ve Türkiye’deki gündemin karmaşasında, geç sayılabilecek bir dönemde keşfetmiştik Bilge Karasu’yu (bizi yapıtlarıyla tanıştıran Fatih Özgüven’e teşekkür borçluyuz). Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı’nı yirmili yaşlarımın başında okumuş olmayı çok isterdim, örneğin. Bilge Bey’e de bunu açıklayarak götürmüştüm önerimizi. Bir yıllık bir düşünme sürecinden sonra kabul etmesiyle, 1991’de tüm yapıtları Metis yayın listesine alındı ve diğer yayınevlerindeki baskıları tükendikçe yayımlanmaya başlayarak yeni okur kuşakları için ulaşılabilirlik kazandı. Onu yitirdiğimizde, tutkulu okurları olarak, yazacağı her şeyi özlemle beklediğimiz bir yazarı yitirmiş olduk. Ama bir o kadar önemlisi, birlikte çalışma sürecimizde, kimi zaman çok sıkıcı ve zorlu olan yayıncılık işini keyfe dönüştüren, gösterilen en ufak bir dikkati, özeni gözden kaçırmayan, kısacası bize işimizi ve hayatı sevdiren bir yazarımızı yitirdik. Bu sunuşu bana yazdıran da, tüm bunlar için, kendisine yazılı bir teşekkür etme ihtiyacı oldu. Kitabın ilk baskısını, Bilge Karasu’nun toplu yapıtlarını basma sürecimizin başından beri bize en büyük desteği vermiş olan sevgili Füsun Akatlı’yla birlikte, yazarımızın anısına bir armağan olması düşüncesiyle, öğrencilerine, eleştirmenlerine, dostlarına yaptığımız bir açık çağrıyla hazırlamıştık. Aradan geçen yirmi küsur yılda değerli felsefeci ve edebiyatçı Füsun Akatlı’nın yanı sıra, kitaba katkıda bulunan birçok değerli ismi de kaybettik: Mehmet H. Doğan, Sıtkı M. Erinç, Talat Sait Halman, Nezihe Meriç, İskender Savaşır, Cüneyt Türel, Tomris Uyar... Yapıtları ve bıraktıkları izlerle aramızda olmayı sürdüren tüm yazarlarımızı saygıyla anarken, Bilge Karasu Aramızda’nın bu ikinci baskısını, dünyanın giderek zorlaştığı ve ıssızlaştığı duygusuyla baş etmemize yardımcı olması umuduyla yayımlıyoruz. |