| ISBN13 978-975-342-758-6 | 13x19,5 cm, 128 s. |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et | | Sunuş, s. 9-10. 1920'lerde La Révolution surréaliste (Sürrealist Devrim) dergisi pek çok sayısında, ortak noktaları haklarında yeni bir şey söylemenin imkânsız olması olan aşk, intihar, ruhunu şeytana satma gibi birtakım konularla ilgili soruşturmalar düzenlerdi. Ancak Artaud, Crevel, Naville, Ernst, Buñuel'in üstünden neredeyse bir asır geçmiş olmasına rağmen bizleri hâlâ şaşırtan cevapları üst üste binerek bu konulara ışık tutmayı bilmiştir. Kafamızda işte bu örnekle ve şu şekilde ifade edilen bir soruyla yola çıktı bu kitap: Öyle görünüyor ki günümüzde "demokrasi" kelimesi çok geniş bir mutabakat sağlıyor. Şüphe yok ki bu kelimenin anlamı veya anlamları konusunda zaman zaman hiç de hoş olmayan bir üslupla tartışıyoruz. Ama bizlerin içinde yaşadığı "dünya"da demokrasi kelimesine olumlu bir değer atfedilmesi genel olarak kabul görüyor. Sorumuzun çıkış noktası da bu işte: Sizin için "demokrasi" kelimesini kullanmanın bir anlamı var mı? Yoksa, neden? Varsa, kelimenin hangi yorumuna göre? Sorunun yöneltildiği filozoflardan bazıları yayınevinin yazarları veya dostları arasında. Diğerlerini ise demokrasi üstüne alışılmış söyleme uymayacak fikirleri olduğunu düşünmemize neden olan çalışmalarından tanıyorduk ancak. Verdikleri cevaplar birörnek olmaktan uzak, hatta bazen çelişkili. Bunu da zaten en baştan öngörmüş, hatta temenni etmiştik. Bu kitapta ne demokrasinin tanımı, ne bir kullanım kılavuzu ne de demokrasiden yana veya demokrasiye karşı olan bir yargı bulunuyor. Kitaptan çıkan sonuçlardan biri, siyaset üstüne yapılan en önemli tartışmaların etrafında döndüğü mil görevi gördüğü için bu kelimenin terk edilmeyeceği kanaatidir. |