İnci Hüküm, “Azınlıkların fotoğrafı...”, Cumhuriyet Dergi, 16 Aralık 2001
Türkiye'de yaklaşık 110 bin gayrimüslim yaşıyor. Gazeteci Yahya Koçoğlu, 15 Ermeni, 11 Yahudi, 10 Rum ve 10 Süryani genciyle yaptığı görüşmeleri Azınlık Gençleri Anlatıyor adıyla kitaplaştırdı. 22 ile 35 yaşları arasında 46 kişinin günlük yaşantıları, adlarının etnik ya da dini kökenleriyle uyuşup uyuşmadığı, baskı görüp görmedikleri ve göç edip etmeyeceklerine ilişkin sorulara verdikleri yanıtlar üzerine kurulu. Kitap, Türkiye'de azınlık genç olmanın fotoğrafını kuruyor...
Ermeni, Yahudi, Rum ve Süryanilerin Anadolu nüfusunun dörtte birini oluşturdukları; 1900'lerin başından bugüne kadar azalmalarının nedenleri başlıklar halinde anlatılıyor, Yahudiler, Ermeniler, Rumlar ve Süryanilerle ilgili tarihsel bilgilere yer veriliyor. Koçoğlu kitap; çalışmasına 1999 yazında başlamış:
"Bugün dünyanın 10 milyonu geçen bütün kentlerinde, bizim Rum dediğimiz Grek ulusundan en az 5-6 bin insan yaşıyor. Ancak adı Konstantinopolis'ten gelen İstanbul'daki Rum nüfus bugün bin beş yüz-iki bin. Yani, Konstantin kentinde Konstantin yaşamıyor artık. Röportajların çıkış noktası, azınlık gençlerin günlük yaşamlarının fotoğrafını çekmekti."
Görüştüğü gençlerin açık olmalarını sağlamak için adlarını saklı tutmuş; yaşını, mesleği, hangi etnik/dini kökenden geldiğini ve, eğitim durumunu kaydetmiş. "Böylece birçoğu benimle ilk kez karşılaşan, evinde, okulunda, sokakta bazı korkularla büyüyen, bu korkuları taşıyan insanların bana güvenmelerini, en azından açık konuşmalarını sağladı" diyor.
Bütün gençlere yaklaşık aynı sorular sorulmuş. Ermeni tehciri tartışmasına girmek istemeyen Koçoğlu azınlık nüfusun azalmasında önemli bir köşe taşı olan bu tarihle ilgili karşıt görüşleri aktarmakla yetinmiş:
"Amacım, gençlerin yaşadıklarını aktarmaktı. 100 yıl önce nüfusun dörtte biri azınlıktı ve bu topraklar bir mozaikti. Ancak, gayrımüslim azınlık nüfusunun 110 bine düşmesiyle bir mermer haline getirildi. Gidenler, yok olanlar Anadolu'yu Anadolu yapanlardı. Yeniden o günlere dönmenin olanağı olmadığı için, kitapta bugün burada olanların rahatlamasını hedefliyorum. Bunun için de yaşadıkları için çok iyi bildikleri, ancak çoğunluğun bilmediği olayları yine onların sözleriyle anlatıyorum. Yani kitap, sorunların çözülebilmesi için bizzat yaşayanlardan öneriler sunuyor."
Görüşmelerden sonra "Bu ülkenin 46 genciyle yaptığım görüşmede, her türlü olumsuzluğa karşın gelecek için umutlandım" diyor. Görüşmelerde gençlere, kendilerini nasıl tanımladıkları, etnik kökenleri, dillerini konuşup konuşamadıkları, "farklı" olduklarını anladıklarında ne hissettikleri gibi sorular yöneltilmiş. Adlarının dinsel ya da etnik kökenleriyle uyuşup uyuşmadığı, Türkçe takma adlarının olup olmadığı, devlet memuru olmayı düşünüp düşünmedikleri, sevgililerinin etnik kökenleri, başka dinden biriyle evlenip evlenmeyecekleri gibi ...
Sorulara verilen yanıtlarda azınlık gençlerinin toplum içinde dışlandığı sonucu ortaya çıkmış.
Üç gencin ağır baskı gördüğü yanıtını verdiği soruya 19 genç sözlü tacizle, dokuz genç de ayrımcı tavırla karşılaştığı yanıtını veriyor.
Eğitimle ilgili soruya verilen yanıtlardan Rum gençlerinin hepsinin Rum okullarında okuduğu, 15 Ermeni gencin 12'sinin ise özel Ermeni okullarında eğitim gördüğü ortaya çıkıyor.
"Hangi partiye oy verdiniz?" sorusuna dokuz gencin Özgürlük ve Dayanışma Partisi yanıtını vermesi, bu partinin 1999 seçimlerinde azınlıklara listesinde yer vererek sempatizanlar kazandığı sonucunu çıkartıyor. Ancak görüşmeyi kabul eden gençlerin, cemaatlerinin açık yüzünü oluşturduğuna dikkat çekiyor Yahya Koçoğlu. "Bu yanıttan 'gayrimüslimler ÖDP'ye oy veriyor' sonucu çıkmıyor. Çünkü benim görüştüklerimin çoğu, düşünceleri, yaşantıları bakımından kendi cemaatleri içinde de azınlıktı" diyor.