Ceylan Koryürek, “Benjamin ve çocuk”, Cumhuriyet Kitap Eki, 6 Eylül 2001
Walter Benjamin baskı ve sömürüye karşı ezilenlerin sözcüsü, burjuvaziye karşı, Marx'a yakın, Nazi baskısından Paris'te yaşar. İktidara muhalif yazılar yazar, 26 Eylül 1940'da İspanya sınırında Gestapo'ya yakalanmamak için intihar eder.
Yaşamı boyunca sınıf mücadelesi içinde tarihle ilgilenir; ayrıntılara sızmış sosyalist düşünceyle yazar. "Ne var ki, geçmişe doğru bu sıçrayıp, kuralları hâkim sınıfın koyduğu bir arenada gerçekleşir. Aynı hamle, tarihin geniş ufkunda diyalektik bir nitelik kazanır. İşte Marx devriminden bunu anlıyordu" der.
Walter Benjamin şair arkadaşı Heine'nin intiharından, yitişten hemen sonra belki de yaşamı yumuşatmak için Hölderlin'in iki şiiri üzerine bir makale yazar. Hölderlin platonik ve imkânsız bir aşkın pençesinde, doğayla bütünleşerek coşku fışkıran eserler yazmıştır. Çok çabuk sevinen ve kırılan bir ruh belki de aşk onu böylesine çocuklaştırmıştı. Walter Benjamin'in keskin gözleri Hölderlin'deki çocuğu görmüştü.
Neden pedagojiyle ilgilenmişti? Geçmişe çevrilen bir bakışı belki de yaşamı boyunca çocuk gözlerindeki ışığı, yüreğe işleyen saf duyguyu aramıştı. Walter Benjamin Çocuklar, Gençlik ve Eğitim Üzerine adlı kitabında yazdığı makalelerde çocukların ilklerini incelemiş, deneyimle harmanlanmış ilginç bir kitap.
Paylaşmanın ilk tohumları
Walter Benjamin için, 18. yüzyıl çocuk kitapları çekiciliğini korur, taş baskılardaki el işçiliği, ilkel oluşlarındaki güzellik, ince işlenmiş bakıra oyulmuş metinler, ipleri çekilince değişik görüntü verenlerle, ışıkla oynaşan saydam renkli kitaplar. Henüz filizlenmeye başlamış ruh, saf bir yürek neler düşler kitaplara bakarken, neler algılar? "Bir anda sözcükler kostümlere bürünürler ve bir el işaretiyle, savaşlara, aşk sahnelerine ya da dalaşmalara dönüşürler" (s. 51). Çocuk kitaplarla arayışın kapısını açınca kapılar, yaşamdan süzülen renkler, cılız bir umuda sevinçli gülümsemelerdir. Geçmiş ve gelecek yoktur anı yaşar, çocuk uykudaki tatlı rüyalar gibi masalların içine düşer, o masallar gelecekte hiç unutulmaz, yaşamayı umut eder.
Walter Benjamin, çocuk kitaplığı kuran Hobrecker için "–çocuk kitapları– keşfetmeyi, ancak çocukların bu sevincine sadık kalmış olan biri başarabilir" der (s. 43). İnsana değişik yaşantı zenginliğini kitaplar verir, sığınış mutlandırıcı bir sürgündür.
Oyuncaklar, düşlere kan veren yaşama dair ilk adımlar, paylaşmanın ilk tohumlarıdır "Alışılmadık oyunla girer yaşama" (s. 74). Çocuk ruhu balta girmemiş orman, öğrenmeye açlık duyarlılık içindedir. Yanıtını bekler soruların.
Bir oyuncak sergisinde neler bulunur? Eskiye karnaval geçidi. "Şekerden yapılmış" (s. 59) yiten bir bebekten küçük bir pusula.
"Tüm haftalığını seninle
harcadım dans ede ede"
18. ve 19. yüzyıl oyuncak dolabından görüntüler, tavan arasındaki geçmişin üzerine sindiği oyuncaklar, kurşun askerler "ev işletmeleri"nden kuklalar, tahta ve dökme bebekler.
Walter Benjamin'in gözlediği, yetişkinlerin de bu sergiye çok fazla ilgi göstermesiydi. "Elbette oynamak her zaman özgürleşmek olarak kalır" (s. 62) oyunlarda serüven yaşar, yinelemek mutluluk verir.
Çocuk bağlı bulunduğu sınıfın etkisi ile yetişir, ortak paylaşımda her zaman rol oynar "Çocuk kolektifine gözünü dört açarak bakmak, işçi sınıfının ayrıcalığıdır. Bu kolektiften yayılan enerjiler sadece şiddetli olanlar değil, aynı zamanda güncel olanlardır" (s. 85). Walter Benjamin insanlar arasındaki sınıf farklarının çocuklar üzerindeki etkisini inceler. Okul çağlarından üniversite yıllarına dek özgür düşüncenin olmadığı bir eğitim ortamında eğitici ve çocuk, kısır döngü içinde boyunduruk altındadır. "Komünist inanca göre eğitim, mevcut çevrenin devrimci hedeflerin hizmetinde sonuna dek değerlendirilmesidir" (s. 91). Yarın enerjisini devrimci düşünceyle alır, ilerlemenin kaynağıdır.
An bir salıncak, geçmiş şimdi ve gelecek. Şimdi yaşanıyorsa eğer bir an sonrası anı. Kaçışsız sığınış bellekte çakan şimşekler, geçmişin dokunulmazlığı, kışkırtan yitiş. Gençlikteki yaşamın cömertliği, seçenekleri sunuşu, örseleniş, hakedişler karşısındaki cimrilik, kümelenmiş kalabalıklardaki ruha yapışan sürgün duygusu. "Yetişkin çoktan her şeyi yaşamıştır; gençliği idealleri, umutları, kadını. Hepsi birer yanılsama çıkmıştır" (s. 17).
"Yaşam öğretir." ilişkilerdeki yankılanan kimsesizlik, masal bitmiş geçmişle şimdinin arasındaki uçurum, tüm görkemiyle ayaklar altındadır. Soluğu kesilen yaşayan anımsamalar, yolu gösteren orta yaşa eşlik eden deneyimdir. Deneyim "dar görüşlünün incili" (s. 18) yaşam "umarsız ve anlamsız" (s. 18). Ateşi yanan arzudur, buz gibi bir maskeye saklar kendini, bilir ki aynasında acı vardır. Vazgeçilen görmezden gelinen kendini kefenlemiş bir yaşam. Walter Benjamin için deneyim, cesaret ve düşünceyle harmanlanınca çabaya ve ümide dönüşür, ileriye doğru yürür. Hiçbir zaman düşüncesi başıboş değildir; yaşam sürekli çabadır.
"Max von Boeh'in Kuklalar ve Kukla Oyunları adlı eseri üzerine eleştirisel yorumlar"ında (s. 97) Walter Benjamin gerçeğin gözüyle oyunun yaşama uyarlanış biçimini anlatır. İlklerin yaşandığı çocukluk yılları, "aşk ve oyun" (s. 98) döngüsü yetişkinde de devam eder. Etrafındaki dünya, yanılsamalar, çelişkili yüzler, ipleri geren coşkuyla fışkıran düşünceler, ok yaydan fırlamış oyun başlamıştır.
Kuklacı "Onu eline alır almaz ondan esinlenmiş görünür, onunla uzaklara bakan bir büyücüye benzer" (s. 102). Görüntüler masala uyar, ölçüsü olmayan gerçek sevgi, yanılsama boşuna sevinçtir. "Azmış kudurmuş arzunun ta kendisi ve arzunun nesnesi de kukladır. Ya da, ceset mi demeli?" (s. 98). Yalnız bir dans arzunun iç çekişleri, saplantısı ümidi yaratır, yavaş yavaş zehirleyen ölüm, kukla ışığı sönmüş bir yıldızdır. Tutkudur Eros'un yönü, kuklacının kibiri gözalıcı, oysa onu kuklacı yapan kukladır.
Walter Benjamin "Tek yön" (s. 75) adı altındaki anlatılarında "Şans tekerleğini" (s. 75) döndüren çocuğun değişik hallerini farklı dünyalara filiz veren imgelere dayanarak, tadına doyum olmaz çekicilikte anlatıyor.
Okul çağına gilen "Kıskançlıkla özlenen" (s. 76) okul kitaplığından "Sonunda kendisine düşen" (s. 76) bir kitapla nasıl ilişki kurar çocuk? Henüz masaya zor uzanan elleriyle sayfaları karıştırır, kitapla beraber yaşamaya da başlar. Kendinden hikâyeleri de katar okuduklarına, harfler şekillere soluklara dönüşür. Bambaşka zengin bir yaşamla, kitapla soluklanır, her şey ellerinin altında ruhunda yaşanacak ne çok macera vardır Walter Benjamin bu yüzden "Çocuk yetişkinden daha iç içe, kitabın kişileriyle" (s. 77) düşüncesini taşıyordu.
Okul yolunda ilk "Geç kaldın"lar (s. 77) ömür boyunca yaşanan bir duygu, bekleyiş ve geç kalış yaşamın çelişen yüzü, tik taklar ayak sesleri ve zamana karşı duyulan sorumluluk.
***
Koleksiyon sonrasızlığa somut kanıtlar, üzerine sinen soluklar, teni artık kuşatmayan bir giysi, yaşamayan anımsamalar, kara kutular, bir kıyımdan arka kalanlardan; eski bir iz.
"Kibir, yalnızlık, yaşama küskünlük-kültürlü ve mutlandırıcı koleksiyoncu doğasının karanlık yüzü budur" (s. 42). Sis perdesi içinde koleksiyoncu bir başka zamana düşer ötelere gider, başkalarından sinmiş soluklar, yansımalardır onu yaşatan, tende kucaklaşmanın kargaşasını yaşamaz. "Koparılmış her çiçek ve yakalanmış her kelebek kendisi için bir koleksiyonun başlangıcı olmuş" (s. 78) çiçek toplayan çocuk yakalanmış kelebek ölüme tanıklıktır.
***
"Erzak dolabının kapısı daha aralanırken uzanıyor eli" (s. 78). Başlangıç ilkler, dokunuş, tat alma, tutkuyla suç ortaklığı, aşkın pençesindeki uysallık. "Her şeyin ebedi tekrar"ına (s. 78) inanan yazar için süzgeçten geçenler ilk kez gibi tutkuyla yaşanabilirdi. Yaşam panayırında binişler, inişler, kavuşmalar "Atlı Karıncaya Binen Çocuk" (s. 78) kesin bir göz insanın bütün hallerini görebilirdin.