| | Barış Müstecaplıoğlu: "Fantastik romana yerli kan" Sema Uludağ, Radikal, 26 Mart 2002 Kitabın ortaya çıkış serüveni nasıl gerçekleşti?
Üniversiteden sonra Yapı Kredi Bankası'na başvurdum. İşe başladıktan sonra romanın üzerine daha da yoğunlaştım. Askere gitmeden önce kitabı tamamlamıştım, yayınevlerine bıraktım fakat sonuç alamadan askere gittim. Askerde, özellikle de nöbetlerde kitap üzerinde düşünecek zamanım oldu. Metis Yayınevi kitabı okumuş, değerlendirmiş ve yayımlamaya karar vermiş. Askerdeyken kafamda oluşan birtakım değişiklikleri kendileriyle paylaştım. Metin üzerinde bazı değişiklikler yaptım. Daha sonra top onlara geçti. Haritanın çizilmesi, kapağın hazırlanması süreci başladı.
Metis, kitabınızı değerlendirilmesi için verdiğiniz tek yayınevi miydi?
Bir yayınevine daha verdim. İki yayınevini seçerken fantezi konusunda daha önceden önemli kitaplar yayımlamış olmalarını dikkate aldım. Daha 24 yaşındayım ve kitabın yayımlanması için çok acelem yoktu. Uzman bir göz okuyup bazı konularda zayıf olduğunu söyleseydi tekrar üzerinde çalışabilirdim. Yayınevi, özellikle de Bülent bey (Somay) ilgilendi. Çok fazla değişiklik istemedi ve ikinci kitap için yönlendirici öğütlerde bulundu.
Çeşitli dergilerde öykülerinizin yayımlandığını biliyoruz. Ama buna rağmen neden öykü alanını değil de fantastik roman türünü seçtiniz...
Öykü yazarlığı da çok güzel bir şey ama ben kendimi bildim bileli roman yazmak istiyordum. Öykü, kendimi geliştirmek için yaptığım çalışma oldu. Fantastik roman türünü neden seçtiğime gelince. Fantezi her şeyden önce okuyucusuna ve yazarına sınır koymayan bir tür. Yarattığınız dünyaların sınırı hayal gücünüz; kendi kurallarınızı koyabiliyorsunuz. Aynı zamanda dünya ölçeğinde çok sevilen bir tarz.
Fantastik edebiyat çok okunuyor olabilir ama bizim ülkemizde yazılmayan bir tür. Bu durum sizin için herhangi bir sorun yarattı mı?
Bülent beyden aldığım bilgiye göre, Türkiye'de henüz ciddi anlamda yazılmamış bir tür. Örnek alabileceğim kimsenin olmaması, beni ciddi anlamda zorladı. Tolkien gibi büyük yazarları okumuştum elbette ama belli bir kültürün mitlerinden esinlenerek yazdıkları romanlarını örnek alamazdım. Yeni ırklar ve yeni canavarlar yarattım. Belli bir referans almadan tamamen kendi başıma bir şeyler yapmaya çalışmak çok eğlenceliydi. Ortaya çıkan sonuçtan da memnunum.
Neden mükemmel karakterler yaratmaktan çekindiniz?
Oldum olası mükemmel kahramanlardan rahatsızlık duydum. Okuduğum çoğu kitabın kahramanı çok akıllı, zeki, elinden her iş gelen güzel görünümlü, çok cesur insanlar. Gerçek hayatta bunlar yoksa, fantezi dünyasında olmamalı diye düşündüm. Derinliği olan, sorunları bulunan ve özdeşleşebileceğimiz karakterler istedim. Karakterlerimin hemen hepsi geçmişinde sırlar taşıyan, kendi vicdan azaplarıyla uğraşan iç çelişkileri olan kişiler. Hiçbirimiz mükemmel değiliz ama mükemmel olmamamız kahramanlık yapamayacağımız anlamına gelmez. Kimse anasının karnından kahraman doğmuyor ve karakterler aracılığıyla kahramanlığa giden süreci açıklamaya çalıştım. Okuyabileceğiniz diğer Barış Müstecaplıoğlu söyleşileri |