| | Daniel Pennac: "Roman evrensel bir yalandır" Esra Aliçavuşoğlu, Cumhuriyet, 13 Kasım 1999 Yazarlığın yanı sıra edebiyat öğretmenliği de yapıyorsunuz...
Genç suçlularla ve ıslahevinde yaşayan çocuklarla ilgileniyorum ve onlar üzerine çalışmalar yapıyorum. Eğitmenlik görevim sırasında bu alanda edebiyatın çok daha gerekli olduğunu gördüm. Bugüne dek edebiyatın öğretilebileceğini hiç düşünmemiştim. Yaklaşık 30 yıldır eğitmenlik yapıyorum, özellikle yazılı malzemeyle ve edebiyatla aralarında kopukluk oluşmuş çocuklarla ilgileniyorum. Uzmanlık alanım Fransız edebiyatı, ama derslerimde haftada en az iki saat Yaşar Kemal'den Gabriel Garcia Marquez'e kadar birçok önemli edebiyatçının kitaplarından söz ediyorum ve öğrencilerime uluslararası bir edebiyat görüşü sunmaya çalışıyorum.
“Sorunlu” çocuklarla ilgileniyor olmanız ve onlarla yaptığınız görüşmeler sanırız özellikle polisiye kitaplarınızın temel dayanağı oluyor...
Polisiye roman yazmaya başladığımda özellikle polisiye edebiyatın genel kurallarına uymamaya çalıştım. Genelde polisiye kitaplarda kahraman yalnızdır. Ancak kahramanlarımın hep bir ailesi var. Tabii ki çocuklarla olan çalışmalarım kitaplarımın konularını etkiledi.
Yazarlık serüveninize baktığımızda farklı bir çizgiye sahip olduğunuzu görüyoruz. Önce siyasi konulu kitaplar, sonra çocuk edebiyatı ve polisiye... Bu çeşitliliği ve süreci neye bağlıyorsunuz?
Bir yazarın kariyerini anlatması çok kolay değil. Çünkü bulunduğu noktaya geliş sürecini kendisi planlayamaz. Yazarlığa bir denemeyle başladım. Aslında bu biraz antropolojik bir denemeydi ve kışla yaşamını anlatıyordu. Yine bu dönemde siyasi içerikli iki kitap daha yazdım. Sonra Anlamın Diktatörlüğü adını verdiğim kitapla bu çizgiyle ilişkimi kesmek istedim. Ve daha naiv içerikli hikâyeler yazmaya karar verdim. Özellikle çocuklarla olan ilişkilerimin beni buna yönelttiğini söyleyebilirim.
Kitaplarınızda anlattıklarınızı bugünün dünyasının küçük bir modeli olarak değerlendirebilir miyiz?
Bu sorunun cevabını vermek çok zor. Buna cevap verebilmek için deneme ve roman arasındaki karşıtlığı açıklamak gerekiyor. Deneme, anlatabildiği ölçüde gerçeklerden söz eder. Ancak bir taraftan içinde birtakım yanlışları da barındırır. Ama roman, kendi içinde bir metafordur zaten. Gerçekliği kendi içinde düzenler, ama aynı zamanda evrensel bir yalandır da roman. Tam tersine, denemede nasıl ki gerçekler anlatılır, ama içinde yalan da barınır.
Paris'in bir banliyösü olan Belleville'de yaşıyorsunuz. Yaşadığınız bu yer kitaplarınızın da esin kaynağı...
Evet. Çünkü yaklaşık 30 yıldır bu mahallede yaşıyorum.. Çok ilginç ve büyüleyici bir bölgedir burası. Fransa'nın kuzeyinde olmasına karşın Akdeniz'in tüm özelliklerini gösterir. Hatta burada Fransa'nın diğer bölgelerinden daha çok güneş olduğunu söyleyebilirim. Okuyabileceğiniz diğer Daniel Pennac söyleşileri |