| ISBN13 978-975-342-889-7 | 16x21 cm, 136 s. |
KAMPANYADA Liste fiyatı: 160.00 TL İndirimli fiyatı: 96.00 TL İndirim oranı: %40 {"value":160.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"1029","item_name":"Gece Kitabı","discount":64.00,"price":160.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| | Gece Kitabı Yayıma Hazırlayan: Semih Sökmen Kapak Resmi: Tuncer Erdem Metin: Bilge Karasu |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Aralık 2012 | 4. Basım: Aralık 2023 |
"Gece yavaş yavaş geliyor. İniyor. Çukur yerlere dolmağa başladı bile. Oraları doldurup ovaya yayılmağa başlar başlamaz, her yer boza dönüşecek. Işıklar yanmayacak bir süre. Ne çukurda ne düzde. Gece oluyor yavaş yavaş. Bağırsaklarımızın içinden yüreğimize gözlerimize doğru yükseliyor..." Bilge Karasu'nun Türkçe edebiyatın en önemli metinlerinden biri olan Gece'si böyle başlıyor. Gece’nin başlangıç bölümlerini resimleyen Tuncer Erdem bize bir yandan bu metinle kurduğu kişisel ilişkiyi gösterirken, diğer yandan da hepimizin aslında yaşarken de okurken de deneyimlerimizi nasıl resimleyerek, görselleştirerek kaydettiğimizi hatırlatıyor. Hatırlıyoruz: Gecenin imgeleri hâlâ çok yakın. | OKUMA PARÇASI |
| ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Ömer Türkeş, “Gecenin çizgileri”, Radikal Kitap Eki, 14 Aralık 2012 Türk edebiyatında farklı bir ekoldü Bilge Karasu. Düş ve gerçeğin birbirine karıştığı, zaman zaman ürkütücü bir atmosfere bürünen çok katmanlı öykü, roman ve metinlerin yazarıydı. Bilge Karasu bir filozof, yazar, gönül adamı; aynı zamanda “deli”ydi. Öykü ve romanları onun elleriyle çevrelediği, kafasını kapattığı, bir kalkıp bir oturduğu dünyasının izlerini taşıyordu. Pencere-koltuk-sokaktan geçenler üçgenine bir de kedisini eklemiş, 1995 Temmuz’unda köşelerinin sayısını beşe çıkarmıştı: Ölüm. Aslında 1963’te yayımlanan ve öykülerini bir araya getirdiği ilk kitabı Troya’da Ölüm Vardı’dan 1980’de yayımlanan Göçmüş Kediler Bahçesi’ne, yine 1963’te çevirdiği ilk kitaptan (Ölen Adam, D.H. Lawrence) 1985 tarihli Gece’ye kadar bütün eserleri bu soğuklukla örülüydü. Karasu, kendini anlattığı her cümlesinde varoluşu sorgulattırıyordu okura. Bilge Kar... Devamını görmek için bkz. | |
Fikri Sabit, “Gün geçer, gece gelir yeniden”, Sabitfikir, 27 Aralık 2012 Bilge Karasu’yla ilk karşılaştığımda yaklaşık on beş-on altı yaşlarındaydım, Göçmüş Kediler Bahçesi... İlk duygum sonsuz bir şaşkınlık olmuştu. Demek ki demiştim için için, edebiyat böyle bir şeymiş. Sonra diğerleri gelmişti tabii hemen arkasından, ama en çok Gece, illa ki Gece. Karasu’dan içime en çok Gece işlemişti. Hâlâ zaman zaman hatırlatıp durur kendini. Güzel bir günde yaşadığınız bir yaralanma gibi, tatlı tatlı sızlar Gece zihnimde. On beş yaşımın saf sezgisine hak veririm. Demek edebiyat gerçekten de böyle bir şeymiş, derim.. Bizzat kendi saflığımdır tabii burada söz ettiğim. Benim keşfim bir yana, Gece, Türk edebiyatının tartışmasız en önemli metinlerinden biridir. Yazın alanındaki geleneksel ölçülere, alışılagelmiş kalıplara, duruşlara, seslere, ne varsa işte orada, hepsine karşı bir duruştur. Bilge Karasu "Gece" il... Devamını görmek için bkz. | |
Hülya Soyşekerci, “Tuncer Erdem’le Gece’de buluşma”, Taraf Kitap Eki, Şubat 2013 Bilge Karasu Gece adlı o müthiş eserinde, ruhunun derinliklerine işleyen 12 Eylül öncesi dönemi; gecenin en koyu, en vahşi karanlığındaki ölüm, şiddet, korku, cinayet ve işkence hallerini etkili imgeler aracılığıyla dile getirdi. Tuncer Erdem, çok katmanlı bir metin olan Gece’nin ilk bölümünü resimlemiş Gece Kitabı’nda. Erdem’in çizgi dünyasında gece başka karşılıklar da bulmuş; sanatçı, farklı bakış açısıyla Gece’nin anlamlarını görsellik üzerinden yeniden üretip kurgulamış. Erdem’in, Karasu’nun yazınsal metni Gece ile görsel sanatçı olarak kurduğu yakın ve bireysel ilişkideki görme biçimleri ve yorumlar, Gece metnini yeni anlam boyutlarına açarak sıra dışı bir çizgi-öyküye dönüştürmüş. Erdem, Karasu’nun Gece’sinden kendi iç dünyasına yansıyan ışığın peşine düşmüş; Gece’den gelen ışığın yaşamdaki karşılıklarını açılımlarken gölgelerin ve karanlığın da bütünsel v... Devamını görmek için bkz. | |
|