| ISBN13 978-975-342-523-0 | 13x19,5 cm, 120 s. |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| | Madrid'de Sonbahar Özgün adı: Otoño en Madrid hacia 1950 Çeviri: Roza Hakmen Kapak Tasarımı: Semih Sökmen |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Ekim 1989 | 2. Basım: Mayıs 2005 |
Son dönem İspanyol edebiyatının en önemli adlarından Juan Benet, ülkenin önemli sanatçıları ve aydınları aracılığıyla Franco İspanyası'nın sokaklarında, kahvelerinde, ev toplantılarında dolaşıyor. Bir yandan yaratıcılık kavramını sürekli sorgularken, yaşanan umutsuz ve kısır ortamda soluk almaya çalışanların öyküsünü, anılarına dayanarak büyük bir edebiyat tadıyla aktarıyor bize. "İlke olarak yaratı, yaratılmış şeyler çemberini kırmaktan başka kural tanımaz. Bununla birlikte şaşırtıcılık peşinde koşmak zorunda da değildir. Şaşırtıcılık, sadece alışılmış gerçeklerin çevresinde bir hâle örer ve genellikle geçici olanın etkisi silinince, gerçeklerin kurallarına indirgenir. Alışkanlık, beklenmedik olaylar dahil her şeyi ele geçirir ve bir örümcek ağı örerek yaratıyı ağına hapseder. Kim bilir, belki en büyük bilgelik, uğraşının amacını tersine çevirip yaratıyı başlangıçtaki yerine oturtmaktır." – Juan Benet | İÇİNDEKİLER |
Önsöz Baroja Caneja, Juan Manuel Eloy'un Madrid'i Luis Martín-Santos, Bir Andaç | ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Fatih Balkış, “Madrid’de Sonbahar”, Sanat Çevresi, Kasım 2006 Juan Benet, 1950’lerde Madrid’de Sonbahar adlı anlatısında, kendisinin de içinde yer aldığı aydınlar çevresinin ve dönemin sanatsal portresini çizerken, İspanya’nın toplumsal yaşamından kesitler de sunuyor. Benet, anlatısında benim de çok önemsediğim Luis Martin Santos’un da içinde bulunduğu, dört sanatçıyı ele alıyor. Bu sanatçıların Benet tarafından vurgulanan ortak özelliği, hepsinin zamanın yükünden sıyrılmış olmalarıdır. Benimsedikleri biçeme, daha doğrusu erken yaşlarda geliştirdikleri biçeme her zaman sadık kalmışlardır. Bu dört sanatçının sanat anlayışlarındaki değişmez tutumları, onların üslubunu oluşturan en belirgin özelliktir. Kitabın hemen yarısı Büyük İspanyol yazar Barajo’ya ayrılmış. Modernist akımların hiçbirinin kalemini titretemediği, hep aynı tutarlılığı yaşamı boyunca koruyan, zamandan ve onun ağır yükünden sıyrılmış Barajo, ne Bolşevik devriminden, ne savaş sonrası kargaşa... Devamını görmek için bkz. | |
|