| 11x18 cm, 100 s. |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| Ve Sonra Hiç Kalmadı Özgün adı: ... And Then There Were None Çeviri: Belma Aksun Yayın Yönetmeni: Bülent Somay Kapak ve Grafik Tasarım: Semih Sökmen |
Kapak ve İç Baskı Yaylacık Matbaacılık Ltd. Mücellit Örnek Mücellithanesi Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Haziran 1995 |
Sonra bin sekiz yüz kalmıştı. Sonra bin altı yüz. Ve sonra hiç kalmadı... "O sıralarda, yani bundan üç ilâ beş yüz yıl önce daha iyi başka diyarlar olabileceğini düşünen her aile, her grup, her inanç sahibi ya da her klik yıldız yollarına düştü. Tedirginler, hırslılar, halinden hoşnut olmayanlar, garip kişiler, topluma uyum sağlayamayanlar, kıpır kıpır kurtlu kaşarlar ve sadece meraklı turşucular: düzinelerle, yüzlerle, binlerle gürül gürül gittiler." Dünya İmparatorluğu, uzun bir kaos döneminden sonra yeniden toparlanıyordu. Uzayın dört bir yanına dağılmış, her biri kendi başına gelişmesini sürdürmekte olan yüzlerce gezegenin yeniden imparatorluğa dahil edilmesi, disiplin altına alınması, çeki düzen verilmesi gerekiyordu. Askerler, bürokratlar, büyükelçiler ve yönetmeliklerle dolu bir gemi Gand gezegenine indi. Barışçıl, sakin, teknolojik olarak oldukça geri bir gezegendi burası. Gezegen sakinlerinin ne silahı vardı, ne de direnecek bir örgütleri. Çok kolay bir iş gibi görünüyordu başta. Ama Dünyalıların Gand sakinlerinden aldığı tek cevap "Skib!" oldu!... | OKUMA PARÇASI |
Açılış Bölümü, s. 5-9 Savaş gemisinin çapı iki yüz kırk metre, boyu ise bir buçuk kilometreden biraz fazlaydı. Böyle bir kütle büyük bir yer tutar ve indiği yerde büyük bir çukur açar. Bu gemi de tarlanın birini baştan başa, ötekini de yarısına kadar kaplamıştı. Ağırlığıyla altı metre derinliğinde kalıcı bir iz bırakmıştı. Gemide üç ayrı sınıfa ayrılabilecek iki bin kişi vardı. Uzun boylu, ince, kırışık gözlü olanlar mürettebattı. Kırpık saçlı, gıdılı çift gerdanı olanlar askerlerdi. Ve nihayet ifadesiz yüzlü, dazlak ve miyop olanlarsa bürokrat makulesiydi. İlk sınıftan olanlar bu dünyaya, bir gezegene bir sonrakini ele geçirmeden önce aceleyle gözatıveren birinin profesyonel ama mesafeli ilgisiyle bakıyordu. Askerler yoğun bir küçümseme ve sıkıntı karışımıyla bakıyorlardı. Bürokratlar ise soğuk bir otoriteyle gözlüyorlardı. Yani herkes aklı erdiğince... Bunlar yeni dünyalara alışıktılar. Düzinelercesiyle başetmişler, bunu sıradan bir iş haline getirmişlerdi... Devamını görmek için bkz. | |
|