ISBN13 978-975-342-340-3
16x21 cm, 126 s.
Yazar Hakkında
İçindekiler
Okuma Parçası
Eleştiriler Görüşler
Yazarla Söyleşiler
BASKISI YOK
BASILACAK
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et
AYIN ARMAĞANIAYIN ARMAĞANI
Kolektif
Metis Ajanda 2025: Ailenizin Ajandası
1. Basım
Liste Fiyatı: 75.00 TL yerine armağan
Diğer kampanyalar için
 
Kutluğ Ataman
Peruk Takan Kadınlar
Yayıma Hazırlayan: Haldun Bayrı
Yayın Yönetmeni: Ruşen Çakır
Grafik Tasarım: Semih Sökmen
Kitabın Baskıları:
1. Basım: Kasım 2001

Hostes Leyla, Nevval Sevindi, türbanlı bir öğrenci ve Demet Demir. Bu dört kişinin ortak yanı Türkiye vatandaşı olmaları ve peruk takmaları. Ataman’ın yapıtında kadınlar, ayrı ayrı, nerede, ne zaman, neden, nasıl peruk taktıklarını anlatıyorlar. Ataman, görünüm değiştirmeyi, seçilmiş bir kimliğin yaratımını ya da verili durumdaki bir diğer kimliği maskelemeyi konu alan, bildik bir mecaz olarak işlemiş peruk takma olgusunu. Ama her dört örnek de, kimlik üretiminin genelleştirilmiş ve tarihsel anlamda sabitlenmiş biçimlerinin ötesine taşıyor; izleyiciyi, toplumsal cinsiyet ve devletin uyguladığı acımasız baskı üzerine yeniden düşünmeye çağırıyor

Peruk Takan Kadınlar, film yönetmeni Kutluğ Ataman'ın video görüntüleriyle yaptığı aynı isimli enstalasyonun ham malzemesi olan röportajların kitap formunda sunulmasıyla oluşuyor.

Kitapta röportajların dışında ayrıca Erden Kosova'nın Kutluğ Ataman ile yaptığı söyleşi ve Vasıf Kortun'un "Hakikati Yanlış Yorumlama Hakkı" adlı yazısı da bulunuyor.

İÇİNDEKİLER
Sunuş
Hostes Leyla
Nevval Sevindi
Türbanlı Öğrenci
Demet Demir
Kutluğ Ataman ile Görüşme, Erden Kosova
Hakikati Yanlış Yorumlama Hakkı, Vasıf Kortun
OKUMA PARÇASI

Sunuş, s. 7-8

"Peruk Takan Kadınlar"ın dökümünü Ruşen Çakır benden ilk istediği vakit açıkçası önce bir düşündüm. Görsel sanatların geliştirdiği bir söylem üzerine oturtulmuş ve buna göre üretilmiş bir video projeksiyon enstalasyonunun sosyal konularda yayın yapan bir kitap dizisi kapsamında yayınlanması işi bozmaz mıydı? Ya da, güncel sanatın zaten pek kaale alınmadığı veya bilinmediği "günümüz Türkiye'sinde" (bu her ne anlama geliyorsa!), zaten çok çelimsiz ayaklar üzerinde durmaya çalışan bu türden bir işi, gene her zaman olduğu gibi "içerik" ve "mesaj" üzerine içi geçmiş bir tartışma ve okuma alanı kapsamına itmez miydi? Strateji konusunda kafamın karıştığı her zaman yaptığım gibi, ilk iş, Vasıf Kortun'u aradım. "Sakın ha!" dedi. Dedi ama, şimdi gördüğünüz gibi iş hem kitap oldu, hem de Vasıf bu kitap için yazı yazdı.

Çünkü üzerinde birkaç gün daha konuştuktan sonra, "ülkemiz koşullarında" –bu nefret ettiğim terimi maalesef hâlâ kullanmak zorundayım– her şeyden ...

Devamını görmek için bkz.

"Türbanlı Öğrenci", s. 61-76

Üniversiteyi kazanmamla başladı. Üniversiteye, zaten ilk başlarda tereddütlü gidiyorduk okula, korkuyla gidiyorsunuz zaten. "Acaba alınacak mıyız? Sınıfta dışarı çıkarılacak mıyız?" O tür endişelerle gidiyorsunuz zaten her gün. Daha sonra bize ikazlar gelmeye başladı. Ve bize süre verildi.

• Ne tür ikazlar yapıldı?

Başörtülü olarak üniversiteye girmememiz, yani derslere o şekilde girmemizin yasak olduğu hakkında bilgi veriliyor ve bu şekilde girmemizin doğru olmadığı söyleniyor. Biz de bunları her ne kadar istemesek de, mecburen bize süre verdiler. Bir süre sonra, artık derslere bu şekilde sizi alamayacağız dediler. Biz de artık, kendimizi nasıl üniversiteye kabul ettirebiliriz, ne şekilde içeri girebiliriz diye çareler aradık. Bazı arkadaşlar bereyi düşündüler, bere takmayı düşündüler. Onlar, kendi aralarında belki bir gün, belki iki gün idare edebildiler. Yani ne şekilde olduğunu bilmiyorum onların, bizde kabul görmedi. B...

Devamını görmek için bkz.
ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER

Medyakronik.com, Aralık 2001

Kutluğ Ataman’ın “Peruk Takan Kadınlar” adlı “video projeksiyon enstalasyonu”, Metis Yayınları tarafından kitaplaştırıldı. Ataman, kitaba yazdığı “Sunuş”ta, yayınevinin editörlerinden Ruşen Çakır’dan gelen video röportajı kitaplaştırma önerisini, epeyce düşündükten ve başından beri “iş”in içinde olan Vasıf Kortun’a danıştıktan sonra kabul ettiğini söylüyor. “Görsel sanatların geliştirdiği bir söylem üzerine oturtulmuş ve buna göre üretilmiş bir video projeksiyon enstalasyonunun sosyal konularda yayın yapan bir kitap dizisi kapsamında yayınlanması işi bozmaz mıydı?” Bize soracak olursanız, Ataman’ın bu çalışmasının geniş anlamda “sosyal konularda” yayın yapan Metis tarafından kitaplaştırılması çok iyi olmuş. “Peruk Takan Kadınlar”; yani, “Hostes Leyla, Nevval Sevindi, türbanlı bir öğrenci ve Demet Demir”. Sosyal ya da değil, hayatın dört alanından –ya da dört hayattan– dört uzun röportaj… Kitaba ulaşmanıza da fırsat vermek amacıyla, her röpo...

Devamını görmek için bkz.

Hüseyin Sorgun, “Peruğun altındaki Türkiye”, Zaman, 14 Aralık 2001

Yönetmen Kutluğ Ataman, dört farklı kesimden ‘kadın’ın ‘peruk’ ortak paydasında kesişen hayat hikayelerinden hareketle bir ‘Türkiye’ resmi çiziyor.

Yönetmen Kutluğ Ataman, Venedik Bienali için hazırladığı "Peruk Takan Kadınlar" isimli video projeksiyon enstelasyonunu, gazeteci–yazar Ruşen Çakır’ın da ısrarlarıyla kitap haline getirdi. Yapılan video röportajın ham çözümünün yer aldığı Peruk Takan Kadınlar, Hostes Leyla, Nevval Sevindi, türbanlı bir öğrenci ve Demet Demir’i bir araya getiriyor. Belki de bir arada düşünemeyeceğimiz bu dört kadının en büyük benzerlikleri, peruk takıyor ve Türkiye’de yaşıyor olmaları. İlk olarak Venedik Bienali’nde sergilendikten sonra sırasıyla New York, Londra, Detroit, Helsinki ve şu an da Stockholm’de gösterilen “Peruk Takan Kadınlar” video enstelasyonu, mart ayı boyunca, ‘Proje4L İstanbul Güncel Sanat Müzesi’nde de gösterilecek.

Kitapta, her ne sebepl...

Devamını görmek için bkz.

Özlem Altunok, “Kafamıza 'taktığımız' kimlikler”, Cumhuriyet, 14 Mart 2002

Süreleri 45 ile 60 dakika arasında değişen dört video çalışmasının bir arada sunulmasından oluşan video projeksiyon yerleştirmesi, Türkiye'de yaşayan dört kadının ağzından, 'peruk' takarak yaşadıkları yeni varoluşlarına, kimlik değiştirme zorunluluklarına ya da kimliksizleşme süreçlerine tanıklık etmemizi sağlıyor. Melek Ulagay, Nevval Sevindi , türbanlı bir öğrenci ve Demet Demir ... Biri 1971 darbesi sonrasında polisten gizlenen bir solcu, biri kemoterapi tedavisiyle saçları dökülen ve kadın kimliğini korumak isteyen bir gazeteci, bir diğeri üniversiteye girebilmek için saçlarını türban yerine taktığı perukla kamufle eden bir öğrenci, diğeri ise cinsel kimliği için mücadele eden sosyalist bir transseksüel.

Dört kadın, kullandıkları ortak nesne olan perukla kişiliklerini, kimliklerini, inandıklarını gizliyorlar aslında. Ya da kendilerini bir başka görüntünün içinde ancak böyle koruyabiliyor...

Devamını görmek için bkz.
 
 

Kişisel Veri Politikası
Aydınlatma Metni
Üye Aydınlatma Metni
Çerez Politikası


Metis Yayıncılık Ltd. İpek Sokak No.5, 34433 Beyoğlu, İstanbul. Tel:212 2454696 Fax:212 2454519 e-posta:bilgi@metiskitap.com
© metiskitap.com 2024. Her hakkı saklıdır.

Site Üretimi ModusNova









İnternet sitemizi kullanırken deneyiminizi iyileştirmek için çerezlerden faydalanmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
X