Batman'da Kadınlar Ölüyor Yayıma Hazırlayan: Haldun Bayrı Kapak Fotoğrafı: Manuel Çıtak Kapak ve Grafik Tasarım: Semih Sökmen |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Mayıs 2001 | 2. Basım: Aralık 2002 |
Batman Lisesi’nin en başarılı öğrencilerinden L., istediği gibi giyinebilen, istediği kişiyle görüşebilen bir genç kızdı. 19 yaşında ölümü seçti. Babası "Neydi bizim suçumuz?" diye sordu. Kız kardeşi B. ise "İntihar sadece ölüm müdür?" diye sordu ve ekledi: "Bir genç kızın kafasını oynatması da, hiçbir işe yaramaması da intihardır." B. ikinci çocukları da intihar etti dedirtmemek ve babasını hepten yıkmamak için kendi intiharını erteledi. Ama Batman’da genç kız ve kadınlar ölüme yönelmeyi sürdürüyorlar. Bir zamanlar faili meçhul cinayetlerin başkenti olarak ünlenen bu kent, artık dünya ve Türkiye ortalamasının çok üstünde rakamlara ulaşan kadın intiharlarıyla anılıyor. Medya, birçok olayda olduğu gibi bu konuda da, insani olanı arka plana itip reyting ve satış kaygısıyla hareket ediyor. Sorunu anlama ve çözüm önerilerini tartışmaya açma yerine tüm Batman’ı ve kadınları rencide ediyor. Batman'da Kadınlar Ölüyor ise öncelikle "Neden Batman?", "Neden kadınlar?" ve "Neden şimdi?" sorularını soruyor. Gazeteci Müjgân Halis, intihar girişiminden sağ kurtulmuş olan kadınlarla ve hayatlarını kaybedenlerin yakınlarıyla yaptığı yüz yüze görüşmelerde bu soruların cevaplarını arıyor. Ardından sözü, valilikten belediyeye, barodan HADEP’e ve Diyanet’e kadar, ilgili ve yetkililere veriyor. Kitapta Dicle Üniversitesi ile söz konusu kuruluşlardan bazıları tarafından hazırlanan beş ayrı raporun önemli bölümlerine de yer veriliyor. | İÇİNDEKİLER |
Batman’da Kadın İntiharları Sunuş Giriş Öldüler Kurtuldular
L.’nin İntiharı; Babası, Kız Kardeşi ve Bir Arkadaşının Anlattıkları
Batman "Geliyorum" Dedi: Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Bölümü’nün 1997 Tarihli Raporu
"Güneydoğu Durkheim'ı Yalancı Çıkardı": Doç. Dr. Aytekin Sır’la Raporu Üzerine Söyleşi
"Burada Ölüm Estetize Ediliyor": Batman Belediyesinin Danışmanı Av. Bengi Yıldız ile Röportaj
"Batman Bir Bataklık Değil": Batman Valisi İsa Parlak ile Röportaj
"Politikleştik Ama Sosyalleşemedik": HADEP Batman İl Başkanı Murat Ceylan ile Röportaj
ÇATOM’lar Çözüm mü?
"Dört Duvara İsyan": Batman Baro Başkanı Av. Sabih Ataç ile Röportaj
Baro Araştırması: Üç Ayrı Batman Aile Kurumu Batman’da Diyanet Ne Dedi? Sonsöz Yerine | OKUMA PARÇASI |
Sunuş, s. 13-18 Batman'ı önce petrolüyle tanıdık. Ardından 20 yılı bulan çatışma ortamında faili meçhuller kenti olarak girdi gündemimize. Hizbullah'ın doğup palazlandığı kent olarak kazındı hafızalarımıza. Peşi sıra "ölüm evleri", "domuz bağları" geldi. PKK lideri Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye getirilip tutuklanmasıyla birlikte, önce çatışmalar dindi, ardından tüm bölgede olduğu gibi Batman'da da görece bir huzur ortamı yaşanmaya başlandı. Hizbullah'a yönelik yürütülen operasyonlarla birlikte ise, faili meçhul cinayetler dönemi sona erdi. Ancak "huzur" kavramının gölgede kalması, kentin yeniden olumsuz şeyler çağrıştırması için uzun bir zaman geçmesi gerekmedi; Batman bir süreden beri "kadın intiharlarının başkenti" diye anılır oldu. Önceleri hiç kimsenin haberi olmadı, yiten genç yaşamlardan. Rakamlar dünya ortalamasının üstüne çıkınca ve yine bizden önce, dünya kamuoyunun dikkatini çekince, Türkiye gündemine de mecburen girdi. Batman'da bir şeyler oluyordu, ... Devamını görmek için bkz. | |
| ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Evrim Altuğ, Hakan Gülseven, Müge İplikçi, Dosya, Radikal Kitap Eki, 20 Temmuz 2001 Aslında iki Batman vardı. 1948 yılında Raman dağının oralarda bulunan yapışkan siyah likit madde toplumu ikiye bölüvermişti birden. TPAO'nun gelip yerleştiği modern ve benliğin sağladıklarıyla müreffeh biçimde yaşayan Batman ve öteki Batman. Farklı coğrafyalar farklı kültürleri doğurdu kısa zamanda. Öteki Batman da gel zaman git zaman üçe ayrılmıştı. Fazlasıyla sosyo-ekonomik bir ayrımdı bu. Birinci bölge, TPAO'da çalışan işçilerin ilk aşamada yerleşip daha sonra terk ettikleri yerlerdi. Onların yerini ekonomik nedenlerle göç edenler doldurdu. Bir sonraki nesil güvence altına alınabilmişti. Akıcı bir hayattı süregiden. İkinci bölgede ise birinci bölgeye taşınanların boşaltmış oldukları evlerde oturuyordu insanlar. Ekonomik düzeyleri düşüktü. Cadde ve sokaklar, hayatla orantılı biçimde daralmaya başlamıştı. Üçüncü bölgenin sakinlerinin çoğu ise işsizdi. Şanslı olanlar da gün... Devamını görmek için bkz. | |
Zeynep Oral, “Erkeğin, Ailenin, Devletin Namusu Kadından Sorulursa...”, Cumhuriyet, 16 Haziran 2001 Bu ülkede yaşayan (hele hele İstanbul, Ankara, İzmir vb. gibi büyük kentlerde yaşayıp ülke nimetlerinden bol bol yararlanan) hali vakti yerinde her insanın Batman'da Kadınlar Ölüyor adlı kitabı okumasını isterdim. Gazeteci Müjgân Halis 'in yazdığı, Batman'daki intiharlara ilişkin çeşitli raporları da içeren kitap, yalnız Batman ve intihar eden kadınlara değil, ülkemin yokluk, yoksulluk ve şiddet coğrafyasında yaşamaya çalışan insanlara dair birçok gerçeği gözler önüne seriyor. İclal Aydın, "Batman'da kadınlar ölüyor", Vatan, 2 Kasım 2003 Müjgân Halis has gazetecidir. Sıkı bir kalemdir. Mert bir kadındır. Doğuludur. Hemşehrimdir. Arkadaşımdır. Metis'ten çıkan Batman'da Kadınlar Ölüyor isimli kitabı onun işsiz bir gazeteci iken kalem tutan elinin anlamı olmuştur ama diğer önemli bir nokta da; yaptığı araştırma ve değerlendirmelerin ülkemin kadın, doğu, baskı gibi çetrefil konularına çözüm yollan arayıp, sunmasıdır. Müjgân Halis'in kitabı yer verdiği kendi izlenimleri, hayatın kaybedenlerin yakınları ve ölümden dönmüş olanlarla yaptığı söyleşileri ve ilgili kurumların görüşleri, Dicle Üniversitesi'nin hazırladığı raporların önemli bölümleri; oradaki hayatın –kısalığı ve darlığı– adına çok ama çok şey anlatıyordu. Gencecik kadınların ve genç kızların ölüme bu kadar yakın durmasının sebepleri hiç birimize uzak değil aslında. Ama okurken hissettiğim bir iç acısından çok tarifsiz bir çaresizlik oldu. Raporlara aktarılan sebepler i... Devamını görmek için bkz. | |
|