| ISBN13 978-975-342-044-0 | 13x19,5 cm, 456 s. |
Liste fiyatı: 345.00 TL İndirimli fiyatı: 276.00 TL İndirim oranı: %20 {"value":345.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"120","item_name":"Osmanlı Kadın Hareketi","discount":69.00,"price":345.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| | Osmanlı Kadın Hareketi Yayıma Hazırlayan: Müge Gürsoy Sökmen, Eylem Can Kapak Tasarımı: Semih Sökmen |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Mayıs 1994 | 7. Basım: Aralık 2024 |
"Son zamanlarda Osmanlı kadınlığı can sahibi olduğunu, var olduğunu gösterdi. Onun her an iniltiler içinde kopup gelen sadasını işitiyoruz. 'Biz varız, uyanıyoruz, kalkacağız, kalkınız, yol gösteriniz' diyor. Bu hareketi kadınlığın bütün tabakalarında müşahade ediyoruz. Düşünenler eski hayattan bıktı, düşünemeyenler de bıktı. Artık başka bir hayata girmek ihtiyacı, hemen kadınlığın her tarafında his olundu... Artık şimdi yaşayışımızın yanlışlıklarını bulup ortaya koyuyoruz. Muharrire ve hemşirelerimiz her birisi bir derdimizi açmış onun devasına çalışıyor, kimisi tahsilden, kimisi terbiye-i ictimaiyeden velhasıl bütün ihtiyaçlarımızdan bahsediliyor. Artık iman ettik ki hayatımız iyi bir hayat değildir... Artık kadınlık böyle yaşamayacaktır ve yaşayamaz. Buna katiyen emin olunuz." –Kadınlar Dünyası, 30 Mart 1918 Yüzyılın başından günümüze ulaşan bu satırlar kadınların yaşamlarını değiştirme istek ve azmini vurgulamak açısından son derece çarpıcı. Biz kadınlar yıllarca kendi geçmişimizden habersiz yaşadık. Bu bilinmezlik nereden kaynaklanıyor? Tarih gerçeği olduğu gibi gösteriyor mu? Kadınların, özellikle de kadın tarihi konusunda araştırma yapan kadınların yanıtlaması gereken ilk ve temel sorulardan biridir bu. Kadınlara ait koskoca bir deneyimler zincirinin ilk halkasını ancak bu yolla yakalayabiliriz. Uzun ve titiz bir çalışmanın ürünü olan Osmanlı Kadın Hareketi, Osmanlı döneminde yaşamış, hakları için mücadele vermiş büyükannelerimizin gizli kalmış pratiklerine Kadınlar Dünyası dergisinin satırları arasında dolaşarak, kadın bakış açısından yeniden hayat kazandırıyor. Genişletilmiş üçüncü basımını yaptığımız kitap ilk kez yayımladığımız 1994’ten günümüze, klasik bir kaynak haline geldi. | İÇİNDEKİLER |
Önsöz Giriş
Birinci Bölüm Erkek Tarihinden Kadın Tarihine
İkinci Bölüm Osmanlı Kadın Hareketi Genel Olarak Kadın Hareketi Osmanlı Kadın Hareketinin Boyutları Kadın Dergileri Kadın Dernekleri
Üçüncü Bölüm Osmanlı Kadın Hareketi Somut Bir Örnek: Kadınlar Dünyası Dergisi Osmanlı Kadın Hareketinin Kadınlar Dünyası'nda Biçimlenişi Kadın İnkılabının Boyutları Hukuk Toplumsal Yaşam Giyim Aile Eğitim Çalışma Yaşamı
Sonuç Kadınları Görünür Kılmanın Önemi ve Bunun Önündeki Engeller Belgeler Kaynakça | OKUMA PARÇASI |
Önsöz, Haziran 1993, s. 7-11 Bu kitabı yazma fikri nereden doğdu? Öğrencilik yıllarımdan beri, Türk Siyasal Tarihi'nde değişim ve dönüşümlerin yoğun yaşandığı çalkantılı bir dönem olan II. Meşrutiyet ilgimi çekiyordu. Tarihsel dönemlerde yaşanan bu değişim, kadınların toplum içindeki durumlarına da yansımış olmalıydı. Kadınların toplumsal dönüşüm sürecindeki katkılarını açığa çıkarabilme düşüncesi, beni bu konuda çalışmaya yöneltti. Sonuçta, 1987 yılında başladığım, 1991 yılında, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde doktora tezi olarak tamamladığım bu çalışma ortaya çıktı. Araştırmamda ilkin cumhuriyet öncesi dönemi, ekonomik, toplumsal, düşünsel ve kültürel bütünlüğü içinde ele almaya çalıştım. Araştırma sürecinde elde ettiğim bulguların beni desteklemesiyle kendimi daha güçlü hissettim, bu güç bana heyecan verdi. Bu heyecan, beni dönem üzerinde daha yoğun çalışmaya yöneltti. Kadın haklarının ilk kez cumhuriyetle birlikte yapılan yasal düze... Devamını görmek için bkz. | |
Giriş, "Erkek Tarihinden Kadın Tarihine", s. 12-17 Biz kadınlar yıllarca kendi geçmişimizden habersiz yaşadık. Geçmişimizdeki bu bilinmezliği neye borçluyuz (!), tarih gerçeği olduğu gibi gösteriyor mu? Yukarıdaki soru kadınların, özellikle kadın tarihi konusunda araştırma yapan kadınların, yanıtlaması gereken, ilk ve temel sorulardan biri. Çünkü ancak bu sorunun önümüze açtığı yolda, kadınlara ait unutturulmuş koskoca bir deneyler zincirinin ilk halkasını yakalayabiliriz. Geleneksel tarih yazıcılığı erkeklerin yaşam pratiklerinden kaynaklanan olayları kendisine konu edinir, onun öznesi erkektir. Bu tarih, kadınların dövüşmediği savaşların, fetheden konumunda olmadığı kahramanlıkların, kadınların yer işgal etmediği parlamento gibi kurumların tarihidir. Olayların üzerinde geliştiği zemin, bunların ortaya çıkmasını hazırlayan gerçek nedenler ve kişilerle ilgilenilmez, önemli olan sonuçtur. Sonucun ortaya çıktığı alan ise, genelde kamusal alanın sınırları içindedir... Devamını görmek için bkz. | |
| ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Fatmagül Berktay, “Osmanlı Kadın Hareketi”, Kadın Araştırmaları Dergisi, 2012/1, Sayı: 10 1872-1907 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu’nda örgütlenen 50 grevin 9’unun kadınların çalıştığı işkollarında ve kadınlar tarafından yapıldığını, dönemin önemli sendikal mücadelelerinden olan Feshane grevinde 50 kadın işçinin örgütleyici ve yürütücü olarak görev aldığını kaç kişi biliyor? Ya, II. Meşrutiyet’in ilanından sonra İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin Selanik şubesi önünde toplanan kalabalığa Emine Semiye hanımın “Yaşasın vatan, yaşasın millet, yaşasın hürriyet” diye seslenerek coşkulu bir nutuk verdiğini, ya da 1882’ye kadar nüfus sayımlarına bile dahil edilmemiş olan kadınların, Cumhuriyet Halk Fırkası’nın kuruluşundan önce Kadınlar Halk Fırkası’nı kurduklarını ve amaçlarının da “kadının sosyal, iktisadi ve bilahare siyasi sahalarda haklarını, gelişmelerini sağlamak” olarak net biçimde belirlediklerini? Kısacası Türkiye’de kadınların, “kadınlara hakları gümüş t... Devamını görmek için bkz. | |
|