| ISBN 975-342-037-4 | 13X19,5 cm, 320 s. |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| | Türkiye'de Çevre ve Siyaset Olağan Ülkeden Olağanüstü Ülkeye Karikatürler: Behiç Ak Grafik Tasarım: Semih Sökmen |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Kasım 1993 |
Soluduğumuz hava, ağaçlar, ormanlar, deniz ve toprak, tarih ve yaşadığımız mekânlar, kısacası canlı cansız tüm doğa ölümcül bir tehdit altında. Bu duruma nasıl gelindiğini, doğal çevrenin nasıl kirlendiğini ve bundan sonra ne yapılması gerektiğini bildiğimiz halde neredeyse hiçbir şeyi değiştiremiyoruz. Bizi hayatlarımıza ve doğaya sahip çıkmaktan alıkoyan ne? Semra Somersan'ın ekolojik bütünlüğü temel alan çalışması, Çevre ve Siyaset, Türkiye'de başlıca engelin devlet politikaları ve devlet seçkinleri olduğunu gösteriyor: En başta devlet kirletiyor, sonra özel sektör ve sermayenin iştahı. Çevre, siyasetin elinde oyuncak: muhalefeti ve kendilerini aldatarak, vaadlerle zaman kazanarak, olmazsa zorla bastırarak, birileri bildiklerini okumaya devam ediyor; ülke ekolojisini "olağan" ve "olağanüstü" diye bölüp köyleri boşaltıyorlar; denize zehir, havaya kurşun saçıp yanlışlığı ve çaresizliği defalarca kanıtlanmış politikalarını sürdürüyorlar. Sonra... şimdilik kaçacak başka bir dünya yok, bu gemide hep birlikteyiz. | İÇİNDEKİLER |
Giriş Ekosisteme Devlet Müdahalesi: Olağan ve Olağanüstü Ülke Türkiye'de Çevre Nasıl Yönetiliyor? Koalisyon Hükümeti ve Çevre Toprak, Bakanlığını İlgilendirmiyor Devlet Ormanları İhlal Ediyor Kir ve Kelepir Teknolojinin İthali Sanayileşme Tutkusu ve Gayri Safi Milli Kirlilik Batı'da Endüstrisizleşmeye Türkiye'de Sanayileşmeye Doğru Sularında Yüzülemeyen Balıkları Yenemeyen Denizler Kir, Kül, Radyoaktivite ve Hastalık Getiren Enerji Tarih ve Mekân Yokeden Barajlar Bindiği Dalı Kesen Turizm Olağanüstü Haller Ülkesi ve Çevre Dizin | OKUMA PARÇASI |
Giriş, "Ekosisteme Devlet Müdahalesi: Olağan ve Olağanüstü Ülke", s. 7-16 Bir olağan ülke var bu topraklarda, bir de olağanüstülüğü artık her mevsim yeniden tescil edilen bir başka ülke. Önceki dönemi, sıkıyönetimi saymazsak, 1987'den beri bu böyle. O halde bu coğrafyada iki ülke, iki rejim, iki ekonomi, belki de iki ekosistemden söz edilmeli... Türkiye üzerine yazılan her yazı, her makale, Olağanüstü ve Olağan Ülke olgularını ayrı ayrı göz önüne almalı. Yoksa söylenenler doğru olsa da yanlış, ileri sürülenlerin de belki küçük bir parçası gerçeğe yakın çıkar. İki ülke birbirini etkiler doğal olarak... Ülkeler ayrı olsa da ekosistem bir bütün; küçük bir parçası üzerinde olanlar tümüne yayılır. Ama etkileşimi kavramak için önce ayrılıkları bilmek gerekir. Olağanüstü Ülke'de olağanüstü olaylar yaşandı çevre açısından; kumu, kayası, insanı, hayvanı, bitkisi, tarlası, köyü, mezrasıyla tüm ekosistem açısından olağanüstü olaylar yaşandı Olağanüstü Ülke'de... Devamını görmek için bkz. | |
|