 | ISBN13 978-605-316-207-0 | 16x20 cm, 472 s. |
Liste fiyatı: 480.00 TL İndirimli fiyatı: 384.00 TL İndirim oranı: %20 {"value":480.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"11418","item_name":"Hayal Bile Edemeyeceğimiz Varlıklar Kitabı","discount":96.00,"price":480.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için |  |
|
| | Hayal Bile Edemeyeceğimiz Varlıklar Kitabı Özgün adı: The Book of Barely Imagined Beings Çeviri: Deniz Keskin Yayıma Hazırlayan: Özde Duygu Gürkan Grafik Uygulama: Emine Bora Çizimler: Golbanou Moghaddas |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Ekim 2020 | 3. Basım: Ağustos 2024 |
Hayvanlar âlemi insanı ezelden beri büyülemiştir. Kimi gerçek, kimi hayal ürünü olan hayvanlar efsanelerde, masallarda, sanat eserlerinde sık sık boy gösterir. Çağımızda artık ejderhaların, Zümrüdüanka kuşunun ya da tek boynuzlu atların gerçekte var olmadıklarını biliyoruz. Peki ama var olan bazı hayvanların da en az onlar kadar ilginç ve büyüleyici olduklarını biliyor muyuz? Borges’in Düşsel Varlıklar Kitabı’ndan ve ortaçağ hayvannamelerinden esinlenen bu kitapta Caspar Henderson, evrimin yaratıcılığının insanın hayal gücünden hiç de aşağı kalmadığını gözler önüne seriyor. Sevimli yüzüyle aksolotldan tehditkâr görünümüyle dikenli moloka, dayanıklı su ayısından yanardöner Venüs kuşağına birçok sıradışı hayvanı daha yakından tanımamıza, aşina olduğumuz bazı hayvanların ise bir o kadar sıradışı özelliklerini keşfetmemize imkân sağlıyor. Bunu yaparken de bilimin yanı sıra edebiyat, sanat, felsefe, mitoloji ve tarihten faydalanarak zengin bir metin ortaya koyuyor. Fakat hemen belirtelim: Hayal Bile Edemeyeceğimiz Varlıklar Kitabı bir ucube sirki değil. Amacı ele aldığı hayvanları ötekileştirmek değil, bilakis (kendisi de bu kitapta yer alan) insanla diğer hayvanlar arasındaki derin evrimsel bağı, farklarımızın yanı sıra benzerliklerimizi vurgulamak ve bazıları yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan hayvanlara karşı sorumluluklarımızı hatırlatmak. Dünya hayal bile edemeyeceğimiz varlıklarla dolu, diyor Henderson. Onları koruyabilmek için öncelikle hayal gücümüzü, onların gerçekliklerini daha iyi anlayacak şekilde genişletmemiz lazım.  | İÇİNDEKİLER |
Giriş
1 Aksolotl 2 Varil Süngeri 3 Dikenli Denizyıldızı 4 Yunus 5 Yılanbalığı 6 Yassı Solucan 7 Gonodactylus 8 İnsan 9 Iridogorgia 10 Japon Şebeği 11 Kìrìphá-kò – Bal Porsuğu 12 Deri Sırtlı Kaplumbağa 13 Bıyıklı Sıçrayan Örümcek 14 Nautilus 15 Ahtapot 16 Balon Balığı 17 Quetzalcoatlus 18 Gerçek Balina 19 Denizkelebeği 20 Dikenli Molok 21 "Tekboynuz": Goblin Köpekbalığı 22 Venüs Kuşağı 23 Su Ayısı 24 Uzun Bıyıklı Baykuş 25 Xenophyophore 26 Yeti Yengeci 27 Zebra Balığı Hiçbir Şeyin Sonuca Bağlanmadığı Bir Sonuç Ek I: Biyolojik Sınıflandırma Ek II: Derin Zaman
Kaynakça Teşekkür Resimler Metin Alıntıları Dizin  | OKUMA PARÇASI |
Giriş bölümünden, s. 13-16 Birkaç yıl önce, yaz mevsiminin başlarında, eşimle birlikte yeni doğmuş küçük kızımızı da yanımıza alıp güneşli bir öğle sonrasında pikniğe gitmiştik. Hava o kadar berraktı ki her şey kendisinin hiper-gerçekçi bir versiyonu gibi görünüyordu. Köpürerek akan bir derenin yanına, güneşte parlayan otların üstüne yerleştik. Kızımız annesini biraz emdikten sonra uykuya daldı. Ben de o tablet öncesi zamanlarda yanımda taşımayı alışkanlık haline getirdiğim çantama döndüm; ekolojik bozulma, nükleer silahlardaki artış, işkencecilere ve suçlulara karşı verilen en son tavizler gibi konularda, okumaya vaktimin yetmeyeceği kadar çok kitap, dergi ve gazete vardı içinde. Ne yapayım, benim “eğlencelik” okumalarım da onlardı. O gün çantamda Arjantinli yazar Jorge Luis Borges’in elinden çıkma bir hayvanname, bir hayvanlar kitabı olan ve ilk kez 1967 yılında yayımlanan Düşsel Varlıklar Kitabı da vardı. Bu kitabı en son yirmi yıl kadar önce elime almıştım. O gün ise çantama son dakikada tıkıştırıvermiştim. Fakat okumaya başlar başlamaz kendimi kaptırdım. İşte karşımda Humbaba duruyordu, dünyanın en eski manzum eseri olan Gılgamış Destanı’ndaki sedir ormanının muhafızı; aslan ayaklı, vücudu kemiksi pullarla kaplı, akbaba pençeli, vahşi öküzlerinkine benzer boynuzları, yılan başlı bir kuyruğu ve penisi olan Humbaba. İşte Franz Kafka’nın hayal ettiği, vücudu kanguruya benzese de yüzü düz olan, hatta neredeyse insan yüzünü andıran hayv... Devamını görmek için bkz. |  |
 | ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Kutlukhan Kutlu, "Caliban’ın doğa kitabında bir gezinti...", K24, 3 Aralık 2020 Caspar Henderson dünyanın en tuhaf hayvanlarını anlatan Hayal Bile Edemeyeceğimiz Varlıklar Kitabı’nda şık bir muziplikle insana da bir madde ayırmış, üstelik bu durumun hakkını vererek onun nasıl acayip bir yaratık olduğunu da fevkalade açıklamış. İnsana dair şimdiye dek birçok tanım yapıldığından dem vurup bunlardan bazılarını sayarken, alet yapan hayvan, yemek pişiren hayvan ve belki de en münasibi “kendisini benzersiz kılan şeyi tespit etmeye kafayı takmış hayvan”ın yanı sıra, benim ilk kez Umberto Eco’da karşılaştığım “öykü anlatan hayvan”ı da anmadan geçmemiş. Tüm bu tanımları okurken Henderson’ın kitabı için ilham kaynağı olan eser de hiç aklımdan çıkmadığından, “kitap yapan hayvan” tarifinin de buraya pekâlâ eklenebileceğini düşünmeden edemedim doğrusu. Zira söz konusu ilham kaynağı, insanlar ve kitaplara dair en unutulmaz fantezilerden bazılarını kurmuş olan Jorge Luis Borges’in Düşsel Varlıklar Kitabı. İnsanın binyıllar içinde hayal ettiği, öykülerinde yer verdiği garip mi garip mahlukattan rengârenk bir seçme, kitabî dünyanın “gerçek” dünyayla hayal meyal ilişkisinin bir dökümü. Caspar Henderson bir gün pikniğe çıktığında yanına aldığı bu kitaba göz gezdirirken uyuyakalmış, uyandığındaysa doğada hakikaten var olan hayvanlardan, “doğru dürüst hayal bile edemediğimiz” varlıklardan en az Borges’inkisi kadar şaşırtıcı bir katalog yapıl... Devamını görmek için bkz. |  |
Göksun Yazıcı, "Hayal Gücünün Doğayla Sınavı", Express dergisi, Aralık 2020 - Ocak 2021 Siyasetin kısıtlarından, ekonomik şartların boğuculuğundan bedenlerimizin, dertlerimizin içinde hapsolmuşken birden gözlerimizi gökyüzüne çevirdiğimizde bir ferahlama hissederiz; içine sıkıştığımız sorunlardan daha büyüktür hayat, hatta biz de bundan daha büyüğüyüzdür, daha fazla bağımız vardır yaşamla. Modern siyasetin tanımlarından biridir “celbetmek”, Althusser’in “hey sen” diye bağıran polisle tasvir ettiği bu celbetmek bizi modern sistemin öznesi ve kölesi haline getirir, sıkıştırıldığın yerden daha fazlasını düşünmemen ve deneyimlememen için tüm siyasi ve ekonomik şartlar oluşturulmuştur. Yaşam gücü düşer, direniş gücü düşer, keder, Spinoza’nın dediği gibi, iktidarların yönetmek için ihtiyaç duyduğu şeydir. Öyle ya, yaşama ve dünyaya bağlı bir insan, özerk kalabileceği bir alanı da varsa neden boyun eğsin ki? Önce özerklik alanlarını yok eder iktidarlar, özgürleşme olasılıklarına saldırır, içine doğdumuz dünyada onu hiç göremeden, dünya-sız-laştırılmış bir insan yaşar gideriz. Tek tanrılı dinlerin sonsuz uhrevi yaşam vaat ederek, insanı her şeyin efendisi kılarak yok ettiği dünya, ortak dünyamızdır; sadece tüm insanların değil, tüm canlıların, kayaların, atmosferi oksijenle doldurmuş algeaların ortak dünyasıdır. Dinler, kapitalizm, erkek egemenliği, otoriter yönetimler yani kötü bildiğiniz her şey ortak dünyayı yok eder; aslında tam da ortak dünyamızı yo... Devamını görmek için bkz. |  |
|