ISBN13 978-605-316-196-7
13x19,5 cm, 216 s.
Yazar Hakkında
İçindekiler
Okuma Parçası
Eleştiriler Görüşler
Liste fiyatı: 164.00 TL
İndirimli fiyatı: 131.20 TL
İndirim oranı: %20
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et
AYIN ARMAĞANIAYIN ARMAĞANI
Murathan Mungan
Aile Albümü
Murathan Mungan’ın Seçtikleriyle
1. Basım
Liste Fiyatı: 176.00 TL yerine armağan
Diğer kampanyalar için
 
Marcia Bjornerud
Yeryüzünün Zamanı
Bir Jeolog Gibi Düşünerek Dünyayı Kurtarabilir miyiz?
Özgün adı: Timefulness
How Thinking Like a Geologist Can Help Save the World
Çeviri: Raşit Gürdilek
Yayıma Hazırlayan: Özde Duygu Gürkan
Kapak Tasarımı: Emine Bora
Kitabın Baskıları:
1. Basım: Haziran 2020
2. Basım: Temmuz 2022

Yaşadığımız gezegeni ne kadar tanıyoruz? Çoğumuz Dünya’nın milyarlarca yıllık bir geçmişe sahip olduğunu biliyoruz, ama yeryüzündeki jeolojik olayların muazzam zaman ölçeklerini kavramakta pek başarılı değiliz. Jeolog Marcia Bjornerud işte bu eksikliği doldurmayı hedefliyor. Bjornerud’a göre, içinde bulunduğumuz çevre krizinin en önemli nedenlerinden biri, Dünya ile ilişkimizde geniş kapsamlı bir zaman bilincine sahip olmamamız ve şimdi-odaklı bir bakış açısına saplanıp kalmamız.

"Bir tür olarak Dünya’da kendimizin ortaya çıktığı zamanın öncesine karşı çocuksu bir ilgisizlik ve inanmazlık sergiliyoruz. Kahramanları insan olmayan hikâyelere burun kıvıran pek çok kişi doğa tarihine aldırmıyor. Dolayısıyla duygularımızda ayarsız olduğumuz kadar ‘zamansızız’, zaman cahiliyiz. Deneyimsiz ama aşırı özgüvenli sürücüler gibi, doğal alanlara ve ekosistemlere, onların yerleşik trafik kurallarından habersiz gazlayıp giriyoruz, sonra da doğa yasalarına aldırış etmediğimiz için kesilen cezaları şaşkınlık ve öfkeyle karşılıyoruz."

Ama tam gaz ilerlediğimiz bu yoldan dönmek için hâlâ çok geç değil, diyor Bjornerud. Yeryüzünü tanıyarak, onun ritimlerini öğrenerek, kaynaklarının ne kadar uzun zaman aralıklarında oluştuğunu anlayarak, geçmişte yaşanan çevre felaketleri ve toplu yok oluşlar hakkında bilgi edinerek, kısacası dünyamıza bir jeoloğun gözleriyle bakarak geleceği kurtarabiliriz.

2019 yılında Amerikan Yayıncılar Birliği’nin PROSE Ödülü’ne layık görülen bu kitabı, yeryüzünün halen devam eden görkemli hikâyesine ilgi duyan tüm okurlarımıza tavsiye ediyoruz.

İÇİNDEKİLER
Teşekkür
Önsöz: "Zamandışılığın" Çekiciliği
1. Zamanın Bilincine Varma Çağrısı
2. Bir Zaman Atlası
3. Dünya’nın Temposu
4. Havadaki Değişim
5. Büyük İvmelenmeler
6. Zaman Bilinci, Ütopyacı ve Bilimsel
Sonsöz

Ekler
Ek 1: Basitleştirilmiş Jeolojik Zaman Çizelgesi
Ek 2: Dünya’daki Fenomenlerin Süre ve Hızları
Ek 3: Dünya Tarihinde Çevresel Krizler: Nedenler ve Sonuçlar
Notlar
Dizin

OKUMA PARÇASI

Dünya’nın Temposu, "Gelip Geçici Coğrafyalar", s. 72-75

En eski okul anılarımdan biri, 1963 yılı sonlarına doğru İzlanda açıklarında Atlantik Okyanusu’nun içinden yükselmeye başlayan volkanik bir ada olan Surtsey’in ortaya çıkışıyla ilgili bir filmdir. Siyah beyaz kareler patlamalarla yükselen buhar ve kül sütunlarının henüz hiçbir haritada görünmeyen, tütüp duran kömür karası közden bomboş yeni bir dünya oluşturmalarını gösteriyordu. Volkanik püskürmeyi ilk fark eden bir gemi kaptanı olmuş ve ilk başta başka bir geminin yanmakta olduğunu sanmıştı. Benim etkilenmeye açık genç zihnimde yeni bir karanın oluşması fikri heyecan vericiydi: Hareketsiz, taş suratlı Dünya’nın içinde gizli bir yaşam gücünün varlığını ima ediyordu. 1963-67 yılları arasında Surtsey deniz yüzeyinin 130 m altındaki bir sırttan, yüzeyin 170 metre üstüne yükselen küçük bir koni haline geldi. En geniş halinde ada 2,6 km2 yüzölçümüne ulaştı. Ancak patlamalar sona erince, erozyon, oturma ve alçal...

Devamını görmek için bkz.
ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER

Esin İleri, "'Zaman bilinci' çevre krizinin antidotu olabilir mi?", Yeşil Gazete, 20 Haziran 2020

Lawrence Üniversitesi’nden jeolog Marcia Bjornerud’un kaleme aldığı Yeryüzünün Zamanı: Bir Jeolog Gibi Düşünerek Dünyayı Kurtarabilir miyiz? (Timefulness: How Thinking Like a Geologist Can Help Save the World) çevre krizinin aciliyeti ve kapitalist küreselleşmenin sürdürülemezliği üzerine bir bilim insanının, bir jeoloji hocasının bakış açısını bizlere sunuyor:

Gezegende bir asırdan kısa bir süre içinde ‘başarılan’ insan kaynaklı değişimlerin büyüklüğü, jeolojik zamanda öteki sınırları belirleyen büyük kitlesel yok oluşlarda görülenlerle aynı düzeyde. Ne var ki, Kretase sonunda meteorit darbesiyle gelen hariç, bunlar on binlerce yıllık sürelerde gerçekleşmişti.”

Raşit Gürdilek’in çevirisiyle bu ay Metis Yayınları’ndan çıkan Yeryüzünün Zamanı: Bir Jeolog Gibi Düşünerek Dünyayı Kurtarabilir miyiz? kitabı, bir taraftan çok bilinmeyen bir...

Devamını görmek için bkz.

Marcia Bjornerud, "Yer Bilimlerinin Büyükanneleri"

Biraz utanarak itiraf edeyim ki, ara sıra bir çevrimiçi perakende satış devinin internet sitesinde okurların kitaplarım hakkında yazdığı yorumlara bakıyorum. Olumlu yorumlara gülümsüyorum, yazım hataları ve yanlış okumalar karşısında yüzümü buruşturuyorum, daha genel yorumların bazılarının yapay zekâ ürünü olup olmadığını merak ediyorum ve bazen de sinirime dokunan yorumlara kafayı takıyorum. Birkaç hafta önce bir okur, Yeryüzünün Zamanı: Bir Jeolog Gibi Düşünerek Dünyayı Kurtarabilir miyiz? adlı kitabım hakkındaki genel olarak olumlu yorumunda, metnin “büyükannevari” bir tonu olduğunu söylemiş.

Bunu okuyunca bir anda zihnime bir sürü düşünce üşüştü. İlki infialdi: Ben büyükanne değilim! Hemen sonra kendime, üç oğlu olan elli küsur yaşında bir kadın olarak büyükanne olmamın gayet mümkün olduğunu (hatta birkaç yıl içinde olmayı umduğumu) hatırlattım. Ardından, tam da kitabımın hepimize kaçınmamızı...

Devamını görmek için bkz.

M. Özgür Mutlu, "Yeryüzünün Zamanı Bize Ne Söylüyor?", edebiyatburada.com, Ağustos 2021

Arada bir jeoloji mühendisliği eğitimi aldığım senelerin bende ne bıraktığını, bu süre sonunda aklımda ne kaldığını sorarım kendime. Aklıma ilk gelen bir hocamın -yanlış hatırlamıyorsam Bora Rojay’dı- bir arazi gezisi sırasında, yüksek bir tepeden aşağıdaki muazzam ova manzarasını ve etraftaki dağları izlerken söylediği şu cümledir: “Bu manzarayı izleyen insanlar genellikle romantik düşlere dalarlar, sevgilileri yanındaysa sarılırlar, yanında değilse onu düşünürler; biz jeologlar ise bu manzarada antiklinal ve senklinalleri, kayaları, istifleri, uyumsuzlukları görürüz. Yani jeolojinin romantizmi öldüren bir yanı olsa gerek.”

Bu cümle bir muammayı ortadan kaldırmıyor ya da bir gerçeği gözler önüne sermiyordu, sadece hocamızın sosyal yaşama ilişkin kişisel bir çıkarımı idi. Peki neden bu cümle aklımda kaldı da hesaba, formüle, ezbere dayalı bir tek şey kalmadı? Sanırım n...

Devamını görmek için bkz.
 
 

Kişisel Veri Politikası
Aydınlatma Metni
Üye Aydınlatma Metni
Çerez Politikası


Metis Yayıncılık Ltd. İpek Sokak No.5, 34433 Beyoğlu, İstanbul. Tel:212 2454696 Fax:212 2454519 e-posta:bilgi@metiskitap.com
© metiskitap.com 2024. Her hakkı saklıdır.

Site Üretimi ModusNova









İnternet sitemizi kullanırken deneyiminizi iyileştirmek için çerezlerden faydalanmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
X