| ISBN13 978-605-316-095-3 | 13x19,5 cm, 304 s. |
Liste fiyatı: 316.00 TL İndirimli fiyatı: 252.80 TL İndirim oranı: %20 {"value":316.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"11278","item_name":"Soğuk Temas","discount":63.20,"price":316.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| | Soğuk Temas İki Savaş Arasında Almanya'da Yaşama Deneyleri ve Mesafe Kültürü Özgün adı: Cool Conduct The Culture of Distance in Weimar Germany Çeviri: Tuncay Birkan Yayıma Hazırlayan: Özge Çelik Kapak Resmi: Felix Nussbaum |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Eylül 2017 |
Kültür tarihinin bir kurgusu olan "uygun mesafe" hakkında bir kitap bu. Tarihsel ortamı, otuz yıllık bir savaş dönemi olan 1914 ile 1945 arası. 1918’deki yenilgi sonrası Alman kültüründe yaşanan travmayı tasvir ediyor: Wilhelm İmparatorluğu'nun aşina ufukları kaybolup gitmiştir. Otorite sisteminin çözülmesinin ardından, insanlar modernlikle yaşanan dolaysız karşılaşmayı dondurucu bir şok gibi deneyimlemektedir. Buna tepki olarak da sanayileşmiş sivil toplumun soğukluğunun yerine sıcak bir cemaat / topluluk ideali geçmektedir. Felsefi antropolog Helmuth Plessner, ölümcül siyasi sonuçlar doğuran bu cemaat tapınması durumuna, soğukluğu savunan bir manifesto niteliğindeki Cemaatin Sınırları kitabıyla müdahale eder. Plessner'in manifestosu bugün bizi komüniteryanizm tartışmalarında su yüzüne çıkan sorunlarla tekinsiz bir biçimde bağıntılı olduğu için ilgilendiriyor. Ortakyaşarlığa dayalı bir yoldaşlık olarak cemaat fikrinin karşısına cennetvari özellikler taşımayan bir toplum fikri çıkartır Plessner. Basbayağı yabancılardan oluşan açık bir sistemdir bu. İnsanların bu toplumun yasalarına göre iş görebilmeleri için "kendilerini hâlâ sıcak tuttukları" güven alanlarıyla aralarına mesafe koymaları gerekir. Soğuk Temas, "insan doğası gereği yapaydır" şeklindeki antropolojik ilkenin ilginç boyutlarını inceliyor. Bu ilkenin tarihsel arka planını, hem Nietzscheci estetizmle bağını hem de Brecht’ten Kracauer ve Benjamin'e sol, Carl Schmitt'ten Jünger'e sağ cenahta Avrupa avangardının beyanlarıyla arasındaki yakınlığı yeniden inşa ediyor. Bizi onca zaman büyüsü altında tutan bir felaket devrinden, bütün acayipliğiyle bu çekirdeği tarif ettikten sonra daha kolay kurtulabileceğimizi düşünüyor Lethen. | İÇİNDEKİLER |
İçindekiler Teşekkür Amerikan Basımına Önsöz
I. Utancı Savuşturmak: Nesnellik Habitusu 1. Kuzey İstasyonu 2. Rezaletin Dramaturjisi 3. Vicdan Kültüründen Vazgeçmek 4. Davranış Kodları
II. Dolaşım Coşkusu ve Şematizm 1. Kutuplaşma: Persona’ya Karşı Mahluk 2. Bir Algı Modeli Olarak Trafik 3. Yüzey Psikolojisi
III. Soğuk Persona’nın Davranış Kodu 1. Gracián’ın Soğuk Personası’nın Dönüşü A. Mahkûmun Hareketliliği Öğretisi B. Persona Kavramının Modernliği C. Nesnelliğin Davranış Kodları D. Düşman İmgesi 2. Yirminci Yüzyılda On Yedinci Yüzyıl Antropolojisi 3. Helmuth Plessner’in Antropolojisi: Esrarengiz Yeni Nesnellik Üslubu 4. Yeni Nesnellik Döneminde Alternatif İnsan İmgeleri 5. “İfade”nin İtibarsızlaşması ve Beden Retoriğine Dönüş A. Bühler’in Eyleme Dayalı İfade Teorisi B. Plessner’in İfadeyi Dışlaması C. Acı Uzlaşımları 6. Plessner-Schmitt: Birleşme ve Ayrışma 7. Davranış Kodları İçin Tarihsel Bir Bağlam
IV. Yeni Nesnellik Edebiyatında Soğuk Persona; ya da Düşürdükleri Gölgelerin Yuttuğu Figürler
1. Egemenin Altını Oymak 2. Çerçeve Hikâyeler 3. Portreler A. Talleyrand oder der Zynismus B. Serner’in Handbrevier für Hochstapler’i C. Bir Bauhaus Apartmanında İki Piyade D. Brecht’in Kent Sakinleri İçin Keramet Kılavuzu E. Die Mehlreisende Frieda Geier F. Ginster – Son Performans G. Jünger’in Kristale Düşüşü 1. Siluetler 2. Soğuk Persona ve Acı Hissi 3. Farklı Bir Perspektiften Zırh 4. Leviathan’a Elektrikli Kanatlar H. Soğuk Persona – Balığın Midesinde 1. Günlük 2. Schmitt’in Utanç Kültürü 3. Fonomani ve Mahluk
V. Radar Tipi
VI. Mahluk 1. Harp Malulü 2. Mahluk Söylemi: Teolojiden Hayvan Davranışları Araştırmalarına 3. Grischa Orduda 4. Angerstein Davası 5. Bronnen’in O.S. Romanı
VII. Sonsöz
Notlar Dizin | OKUMA PARÇASI |
Utancı Savuşturmak: Nesnellik Habitusu, s. 17-20 1. Kuzey İstasyonu 1918 Kasımı’nın birinci veya ikinci gününde, sabah saat 11:00 civarında, on üç yaşında bir oğlan Viyana’nın Kuzey İstasyonu’nda babasının cepheden dönmesini bekliyordu. Rayların üzerinden gelen buz gibi soğuk rüzgâra tahammül ederek birkaç saattir bekliyordu. Oğlan onyıllar sonra, tren en nihayet vardığında, inmeye başlayan yolcular arasında emirerine bağırarak hızlanmasını isteyen bir subayı hatırlayacaktı. Habsburg imparatorluk ordusunun bu tür emirerleri için kullandığı tabirle söylersek, Putzfleck’in eli kolu eşya doluydu, havanın soğukluğuna rağmen ter içindeydi, başını bile zar zor kaldırabiliyordu. Yine de bir yandan yürürken bir yandan da “Emredersiniz komutanım, başüstüne komutanım” diye mırıldanıyordu. Birden genç bir asker yolunu kesti. “Yoldaş,” dedi asker, “ne koşuyorsun? Dünya kadar zaman var. Dünya kadar zamanımız var.” Emirerinin elinden ba... Devamını görmek için bkz. | |
|