| 13x19 cm, 144 s. |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| | Akdeniz Mekân ve Tarih Özgün adı: La Mediterranee L'Espace et L'Histoire Çeviri: Necati Erkurt Yayıma Hazırlayan: Aykut Derman |
Kapak ve İç Baskı Yaylacık Matbaacılık Ltd. Mücellit Örnek Mücellithanesi Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Nisan 1990 | 2. Basım: Mayıs 1995 |
DİKKAT: Bu kitap 3. basımında, Akdeniz İnsanlar ve Miras ile birleştirilerek tek ciltte toplanmıştır. Ayrı olarak basılmayacaktır. Lütfen bkz. Akdeniz "Bu kitapta gemiler yol alır; dalgaların şarkıları sürer gider; bağcılar Cinque Terre yamaçlarından Cenova Rivierası'na inerler; Provence'da, Yunanistan'da zeytinler toplanmıştır; Venedik'in durgun sularında ya da Cerbe kanallarında balıkçılar ağ çeker; tekne yapımcıları, vaktiyle yapılan teknelere benzer tekneler yapar... Ve biz yine, onlara göre, zamanın dışında olduğumuzu fark ederiz. Giriştiğimiz deneme, geçmişin ve bugünün sürekli karşılaşması, birinden ötekine sürüp giden bir geçiş, açık yürekle çağrılan iki sesli, sonsuz bir türküdür. Bu diyalog, birbirine yansıyan sorunlarıyla bu kitaba bir ruh verirse, amacımıza ulaşmış olacağız. Tarih, çevremizi saran ve bizi işgal eden bugünün sorunları -hatta kaygı ve sıkıntıları- adına geçmiş zamanların sürekli sorgulanmasından başka bir şey değildir. İnsanların kendilerine yarattığı başka hiçbir dünya Akdeniz kadar kanıtlayamaz bunu; çünkü Akdeniz'in kendini anlatmasının, kendini tekrar tekrar yaşamasını sonu gelmez. Kuşkusuz zevki için olduğu kadar, gerektiği için de yapar bunu. Geçmişte varolmuş olmak, varlığını bugün de sürdürmenin bir koşuludur." – Fernand Braudel | İÇİNDEKİLER |
Giriş: Akdeniz, Fernand Braudel Toprak, Fernand Braudel Deniz, Fernand Braudel Şafak, Fernand Braudel Roma, Filippo Coarelli Tarih, Fernand Braudel Mekânlar, Maurice Aymard | OKUMA PARÇASI |
Fernand Braudel, "Deniz"den, s. 31-41 Deniz. Onu bir eski çağ adamının gözü ile canlandırmaya, görmeye çalışmalıyız: Bir sınır, ufka kadar uzanan bir engel, insanın her anını tutsak eden, gözünün önünden gitmeyen, olağanüstü, gizemli bir sonsuzluk. Daha düne kadar, yani bugün artık anlamsız görünen ilk hız rekorlarının kırılmaya başladığı buhar çağına kadar –Şubat 1852'de Marsilya-Pire limanları arası 9 gündü– deniz, eski yelkenlilerle rüzgârların keyfine kalmış gemilerin ölçülerine göre hep uçsuz bucaksız görünmüştür; bu gemiler Cebelitarık'tan İstanbul'a iki ayda, Marsilya'dan Cezayir'e ise en az bir, çoğu zaman iki haftada varırlardı. O zamandan bu yana Akdeniz her geçen gün, tuhaf bir biçimde biraz daha ufaldı: Günümüzde Akdeniz'i kuzeyden güneye uçakla geçmek bir saat bile sürmez. Tunus-Palermo arası otuz dakikadır: Yola çıktıktan az sonra, Trapani Sicilya tuzlalarının ak renkli şeridini aşar aşmaz oradasınız. Kıbrıs'tan havalanıyorsunuz, morla karışık kara k... Devamını görmek için bkz. | |
|