| 13x19 cm, 160 s. |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| | Akdeniz İnsanlar ve Miras Özgün adı: La Mediterranee Les Hommes et L'Heritage Çeviri: Aykut Derman Yayıma Hazırlayan: Haldun Bayrı |
Kapak ve İç Baskı Yaylacık Matbaacılık Ltd. Mücellit Örnek Mücellithanesi Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Mayıs 1991 | 2. Basım: Ocak 1995 |
DİKKAT: Bu kitap 3. basımında, Akdeniz Mekân ve Tarih ile birleştirilerek tek ciltte toplanmıştır. Ayrı olarak basılmayacaktır. Lütfen bkz. Akdeniz "Kaynak orada, Akdeniz'in oluşturduğu o geniş mekânda. Bağrında inançların hemen yer ettiği, istila edilen, fethedilen Akdeniz. Cleveland'da ya da Stockholm'da, Krakov'da ya da Kiev'de insanların aklına Venedik, İstanbul, İskenderiye, Roma, Atina geldiğinde, içlerinde kaçma, mutlu bir denizin güneşli kumsallarına doğru yola çıkma isteği uyanır kuşkusuz; ama bu aynı zamanda, ister bilinçli, ister bilinçsiz, bir an bile olsa, o ana kaynağa, çocukluklarından beri kulaklarında yer etmiş bulunan o doğurgan topraklara, üzerinde yarı-tanrıların, bizimkiler kadar soluk ve kaba olmayan yaşamlarını sürdürdükleri o yerlere dönme, ayak basma isteği olarak da düşünülemez mi? Yetkin insanı düşlediğimiz, insan olmanın gururunu, mutluluğunu duyduğumuz anlarda, gözlerimizi hep Akdeniz'e çevirmez miyiz?" – Georges Duby | İÇİNDEKİLER |
Tek Bir Tanrı, Roger Arnaldez Roma Mucizesi, Jean Gaudemet Aile, Piergiorgio Solinas Göçler, Maurice Aymard Venedik, Fernand Braudel Miras, Georges Duby Mekânlar, Maurice Aymard | OKUMA PARÇASI |
Roger Arnaldez, "Tek Bir Tanrı"dan, s. 7-19 Tek Tanrı'ya Doğru Akdeniz, kendisini çevreleyen ovalar ve dağlar, kentler ve çöller kadar, tanrıları da barındırıyordu. Akdeniz sularında, bir kıyıdan diğerine sitelerinin tanrılarını taşıyan yürekli denizciler, yeni topraklar peşinde koşuyor, oralarda koloniler kurup tapınaklar dikiyorlardı. Çoğu kıyıya yakın yapılmış bu tapınakların kalıntıları bize bugün hâlâ o eski zaman efsanelerini, insanlarla tanrılarının, bu ayrıcalıklı denizin çevresinde Batı uygarlığının temellerinden birini birlikte attıkları zamanları hatırlatır. Dinlerin kökeni ne olursa olsun, sularla rüzgârların ve gökten yağan, yerden püsküren ateşlerin insanların yazgılarıyla emeklerini kendi öfkeli kapışmalarının sonunda sürükleyip götürdükleri, zıt güçlerle dolu düşman bir doğa karşısında savaşım vermek zorunda kalmış olan insanların inandıkları çoktanrıcılığın, onların günlük yaşamlarında edindikleri deneyimlere uygun düştüğü görülmekte... Devamını görmek için bkz. | |
|