ISBN13 978-975-342-959-7
13x19,5 cm, 272 s.
Yazar Hakkında
İçindekiler
Okuma Parçası
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et
 

Açılış bölümünden, s. 11-14

Terörün “zayıfın silahı” olduğu fikri yaygın bir kabul görür: Gücü ve kaynakları kısıtlı devlet-altı eşkıyaların dehşet verici bir şiddetle önüne gelene saldırdığı, devletin ise masumları koruduğu söylenir hep. Yani siyasi meşruiyetiniz varsa, tam donanımlı büyük bir ordu elinizin altındaysa ve uluslararası meselelerde sözünüz geçiyorsa, kimse size terörist diyemez. Ancak “terör” gibi bir kelimeyi belki de ilk aklınıza gelen anlamla, pek çok anlamından yalnızca biriyle ilişkilendirmek, belli başlı siyasi çıkarlarda kök salmış bir ideolojiyi kabul etmektir. Dahası, bu anlam baskın hale geldikçe, bir alternatifi olabileceğine dair her türlü fikir de giderek kayboluyor; kavram tamamen “tek boyutlu” bir hal alıyor, “herkesçe kabul edilir hale gelen kalıplaşmış kullanımın kelimeye yüklediğinden başka bir içeriği kalmıyor” [1] O halde, “Terörist kimdir?” sorusu zaten belli bir cevabı da ima eder, özellikle de “güçlü”yü gözardı eden cevabı.

Terör “zayıf” olanın başvurduğu bir taktik de olabilir elbette. Ancak terörü tanımlamak şöyle dursun, onun başat biçimi bile değildir bu. Örnek vermek gerekirse, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın tahminlerine göre 1975-2003 arasında dünya genelinde “ulusaşırı terörizm”den kaynaklanan ölümlerin sayısı 13.971’dir. ABD’nin Terör ve Terörle Mücadele Araştırmaları Milli Konsorsiyumu’nun (START) Küresel Terör Veritabanı’na göre, gerek yurtiçi gerekse uluslararası terör olayları sonucu ABD’de 1970-2007 arasında hayatını kaybedenlerin sayısı 3.292’dir. Bu ölümlerin çoğunun 11 Eylül 2001 saldırılarının sonucunda gerçekleştiğini hatırlatmaya gerek yok herhalde. [2] Öte yandan aşırı —ama emsalsiz olmayan— bir örnek verecek olursak, 1975’ten 1999’a kadar geçen süre içinde Endonezya’nın Doğu Timor’a ABD desteğiyle uyguladığı baskı nedeniyle yaklaşık 200 bin kişi, yani toplam nüfusun dörtte biri hayatını kaybetmiştir. [3] Kısacası, “güçlü” olanın, “zayıf” devlet-altı terör gruplarına göre çok daha büyük çaplı terör yaratabileceğine şüphe yoktur. Ne var ki terörizm meselesi kamusal alanda asla bu şekilde değerlendirilip tartışılmaz.

Bu kitapta, terörün farklı biçimlerdeki temsilleri arasındaki dengesizlik üzerine eğilmeye çalışıyoruz. Yani bilimsel açıdan, neredeyse sadece devlet-altı grupların ya da “haydut devletlerin” liberal demokratik devletleri hedef almasına odaklanan genelgeçer terörizm araştırmalarının kesinlikle karşısında duruyoruz. Terörizm Araştırmaları alanına daha eleştirel bir biçimde yaklaşarak, İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde terörün en istikrarlı faili ve destekçisinin kendisini “özgür dünyanın lideri” ilan eden ABD olduğunu gözler önüne serip hâkim fikirlerin doğruluğunu sorgulamayı amaçlıyoruz. Böyle bir iddia akıllara pek çok soru getiriyor elbette: Terörizm derken neyi kastediyoruz? Terör eylemi nedir? Çeşitli terör eylemlerinden ABD ne kadar sorumludur? Bunun yasal ve ahlaki içerimleri nelerdir? ABD’nin terör eylemleri gerçekleştirmek veya terörü desteklemek için sağlam gerekçeleri var mıdır? Amerikan halkı bu eylemleri nasıl değerlendiriyor? Siyaset, hukuk, felsefe, iktisat ve toplumsal teori gibi çeşitli alanların önde gelen akademisyenleriyle yaptığımız bir dizi söyleşi vasıtasıyla işte bu soruları yanıtlamaya çalışacağız.

Bir devlet aktörünün terör eylemi gerçekleştirebileceği fikri hiç de abes değildir aslında. Ancak hâkim söylemde, böyle bir düşünceyi daha en baştan saf dışı bırakma eğilimi vardır. Örneğin ABD yasalarına göre terör “ulus-altı gruplar veya gizli ajanlar tarafından, gayri muharipler* hedef alınarak gerçekleştirilen kasti ve siyasi bir şiddet eylemidir”. [4] Dışişleri Bakanlığı ve CIA’in terör hakkındaki resmi açıklamaları bu tanıma dayanır.[5] Burada en can alıcı nokta, ABD yasalarının terörizmi “ulus-altı gruplar” ve “gizli ajanlar”la sınırlı tutmuş olması, yani devlet terörünü tanımın dışında bırakmasıdır. Terör eylemlerini devletler adına “gizli ajanlar” gerçekleştiriyor olabilir elbette, yine de bu tanım bizzat devletlerin de terör eylemlerinde bulunduğu veya en azından ajanların gizli faaliyetlerine ortak olduğu pek çok vakayı gözardı etmektedir. ABD yasaları uyarınca, söz konusu devlet-altı terör gruplarınınkine benzer suçlara iştirak eden devletler ve onların yetkili aktörleri terörist olarak sınıflandırılmaz.[6]

Öte yandan FBI, federal yönetmeliklerde (CFR) yer alan tanıma başvurur. Buna göre terörizm “bazı siyasi veya toplumsal gayelerle, hükümeti, sivil halkı veya belli bir kesimi sindirmek veya baskı altına almak için, şahıslara veya mallara karşı hukuk dışı güç ve şiddet kullanılmasıdır”. [7] Bu tanım devlet terörünü açıkça hariç tutan bir ibare içermiyormuş gibi görünse de, “hukuk dışı” teriminin kullanılmasının belli başlı içerimleri vardır. (a) Bu tanım, devlet aktörlerinin kendi resmi görevlerini hukuka uygun olarak yerine getirmesinin devlet terörü olmadığı gibi bir izlenim bırakır; [8](b) eğer devlet otoriteleri “güvenlik” gerekçesiyle “geçici” veya “acil” bir yasa çıkarmış, hatta terör tertibatını tamamıyla hukuk sisteminin içinde kurmuşlarsa, her türlü eylemleri için yasaların desteğini arkalarına almış olurlar. [9] Benzer şekilde, ABD Ordusu Sahra Talimnamesi de terörizmi “hükümetleri veya toplumları sindirmek veya baskı altına almak amacıyla… korku salmak üzere ayrıntılı olarak tasarlanmış hukuk dışı şiddet kullanımı veya hukuk dışı şiddet tehdidi” şeklinde tanımlar. [10] Ayrıca bunu yapanların “Silahlı kuvvetlere karşı konvansiyonel mücadeleye girmeye gücü yetmeyen, genellikle terör taktiklerine yönelen düşmanlar” olduğu iddia edilir. Terörü düşman olmayan bir gücün veya devlet güçlerinin yaratması ihtimali asla hesaba katılmaz.

Notlar

* Kitap boyunca, “gayri muharip” terimini hem sivil halkı, hem de askeriye bünyesine dahil olmakla beraber doğrudan çatışmaya girmeyen –sağlık personeli, din adamları gibi– özel bir görevi olan kişileri kapsayan geniş anlamıyla kullandık. –yhn.
[1] Herbert Marcuse, One-Dimentional Man, Boston: Beacon Press, 1964, s. 87; Türkçesi: Tek Boyutlu İnsan, çev. Aziz Yardımlı, İstanbul: İdea, 1986.Metne dön.
[2] Bkz. Mark G. Stewart ve John Mueller, “Acceptibility of Terrorism Risks and Prioritising Protective Measures for Key Infrastructure”, I. Uluslararası Koruma Yapıları Konferansı’nda sunulan bildiri, Manchester, İngiltere, 2010, polisci.osu.edu/faculty/jmueller/stewprst.pdf (çevrimiçi referansların hepsi için son erişim tarihi 16 Nisan 2012’dir).Metne dön.
[3] Jonathan Barker, The No-Nonsense Guide to Global Terrorism, 2. basım, Oxford: New Internationalist, 2008, s. 72.Metne dön.
[4] US Code, Başlık 22, Kısım 2656f, tinyurl.com/cwe4anr.Metne dön.
[5] Robert E. Goodin, What’s Wrong with Terrorism?, Cambridge: Polity Press, 2006, s. 7.Metne dön.
[6]A.g.y., s. 55.Metne dön.
[7] Code of Federal Regulations, Başlık 28, Kısım 0.85, tinyurl.com/cyljc6j. Metne dön.
[8] Goodin, What’s Wrong?, s. 57.Metne dön.
[9] Christopher Mitchell ve diğ., “State terrorism: Issues of Concept and Measurement”, Government Violence and Repression: An Agenda for Research içinde, Michael Stohl ve George A. Lopez (haz.), New York: Greenwood Press, 1986, s. 1-25 (s. 13).Metne dön.
[10] Operations: US Army Field Manual, FM 3-0, 9-37, 14 Haziran 2001, tinyurl.com/cuod9w2.Metne dön.

 
 

Kişisel Veri Politikası
Aydınlatma Metni
Üye Aydınlatma Metni
Çerez Politikası


Metis Yayıncılık Ltd. İpek Sokak No.5, 34433 Beyoğlu, İstanbul. Tel:212 2454696 Fax:212 2454519 e-posta:bilgi@metiskitap.com
© metiskitap.com 2024. Her hakkı saklıdır.

Site Üretimi ModusNova









İnternet sitemizi kullanırken deneyiminizi iyileştirmek için çerezlerden faydalanmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
X