| ISBN13 978-975-342-638-1 | 13x19,5 cm, 408 s. |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et | | Ahmet Ümit, "Kara Üçleme", Yeni Binyıl, 23 Haziran 2000 Malet'nin "Kara Üçleme"sinin hiçbirinde umutsuz da olsa dedektif yoktur. Kahramanları hep başarısızlığa, ölüme yazgılıdır. Çünkü hayat berbattır. Çünkü güneş haramdır. Çünkü insan ecel terleri dökmek zorundadır. O bizlere, katili, hırsızı, sapığı, manyağı anlatır. Ama bunu yaparken, suçluyu yaratan çevreyi de çok iyi çizer. Suçluyla toplumun, etle tırnak gibi birbirinden ayrılamayacağını gösterir. Katil, hırsız, sapık olan kahramanlarımız romanın sonunda yaşamını yitirirken derinlerde bir yerlerde çok daha büyük bir suçun varlığını hissederiz. Katilin ölümüyle yeniden sağlanmış gibi görünen denge aslında çok daha büyük bir kaosa işaret etmektedir. Malet kahramanlarını "kötü" kişilerden seçer ama onlara duyduğu derin şefkat satır aralarında hemen kendini hissettirir. Banka soyan, zararsız insanları kurşunlayan bu kişiler bir şair duyarlılığı içinde gösterilir. Kişilikleri parçalanmıştır, cinsellikleri yaralıdır, girdikleri sokağın çıkmaz olduğunu bile bile bir geçit umut etmekten kendilerini alamazlar. Bazen dünyanın en masum insanıdırlar, bazen bir canavar gibi davranırlar. Böylece Malet toplumsal olandan bireysel olana, psikolojik olana geçer. Hayat Berbat'taki Jean Fraiger'in, kadınları tatmin edememekten duyduğu korku, silahıyla penisini özdeşleştirmesi; Ecel Terleri'ndeki Paul Blondel'in sevgilisinin elinden alınmasına tepki olarak suçsuz bir memuru öldürmesi, şiddete yönelmede toplumsal etki kadar bireysel eksikliğin yol açtığı etkinin de önemli olduğunu gösterir. Bu anlamda Malet'ye psikolojiyi polisiye romanda ilk kullanan yazar dersek sanırım abartmamış oluruz. |