| ISBN13 978-975-342-196-6 | 13x19,5 cm, 144 s. |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et | | Melisa Gürpınar, “Gölgeler Çekildiğinde”, Cumhuriyet Kitap, Sayı 449, 1998 Roman, kronikleşmiş bir acıyla cesurca bir yüzleşmeyi dile getirdiği, ucuz iç dökmelerin, itirafların, pişmanlıkların yanından bile geçmeden, kimseyi yermeden, savunmadan, gerçeği tam da insani bir açıdan kavrayıp en yalın biçimiyle önümüze koyduğu için önem kazanıyor. Yazar yargılamanın değil, yansıtmanın peşinde. Eski fotoğraflara bakıyorsunuz yalnızca, sararmış kâğıtlarda kalan günlüklere… Bir anlığına da olsa içiniz titriyor. Cahide Birgül, bütün bir roman boyunca, bize böylesi bir içsel titreşimi iletmeye çalışıyor. Ya da kimbilir kaç kez yaşadığımız yürek çırpınışlarını. Kırk yaşını geride bırakmış bir yazarın, belki de bilinçle, Türk romanına neredeyse damgasını vuracak olan geleneksel temalardan kaçınıyor olması, romanı daha da özgün kılıyor. Trajedinin altın kuralına uyup, ok yaydan çıkmışçasına, acıyı tam onikiden vurmaktan başka bir şeyi gözü görmüyor Cahide Birgül'ün. Bu romanda yer alan kişiler arasında, devrimci, küçük burjuva, köylü, asker, politikacı, sanatçı yok. Hele tarih, entrika, gizem, hiç yok. Doğaya, kente, varoşlara, bilinen ve bilinmeyene hiçbir yolculuk yer almıyor serüvende. Ama bu yoklar, roman için bir eksiklik yaratmıyor. Gerçeği en derin yerinden kavrayan bir sezgi ve gözlem gücü, kahramanları yaşıyor bir duruma getirebiliyor olayların içinde. Onları canlı, inandırıcı ve üstelik ilginç kişiler olarak karşımıza çıkarabiliyor. Açık yürekli bir anlatımla, herkesin başına gelebilecek olan, iç çatışmalar, çekişmeler ortaya konuluyor. Hepimizin olan mutsuzlukların, değişik izdüşümleri var kişiliklere yansıyan. Bir o kadar da incelikli ruhsal çözümlemeler var kuşkusuz, romanı ayakta tutan. Yalnız yaşayanların da düşünce düzeyinde, büyük bir ailesi olanlar kadar çok sayıda kişiyle birlikte yaşadıkları bir gerçektir. İşte bu roman da erkek, kadın, çocuk pek çok kahramanı olan bir yalnızlık senfonisini duyumsatıyor bize. Herkesin ömrünün bir yerinde mutlaka durup dinlediği o kaçınılmaz ezgiyi. Kitabın hangi sayfasını açarsanız açın oradan okumaya başladığınızda bile sizi hemen yakalayan bir öykü girişiyle, şiirsel bir söyleşiyle, akla gelmeyecek ayrıntılarla, parantez içlerinden yükselen bir sesle karşılaşıveriyorsunuz. Kurgusundaki sıra dışı bir aşkın yorumlanışından hiç yararlanılmadan da çok satan bir roman niteliği taşıyabilecek olan Gölgeler Çekildiğinde, hayatlarının üzerine düşen gölgelerin farkında olan, ışıkla ve gölgeyle yüzleşmekten çekinmeyen her okurun başucu kitabı olabilir rahatlıkla. |