ISBN13 978-975-342-732-6
13x19,5 cm, 320 s.
Yazar Hakkında
İçindekiler
Okuma Parçası
Eleştiriler Görüşler
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et
 

Sanık bölümünden, s. 31-34.

Karl Adolf Eichmann ile Maria'nın (kızlık soyadı Schefferling) oğlu olan Otto Adolf, 11 Mayıs 1960'ta Buenos Aires'in kenar mahallelerinden birinde yakalandı ve dokuz gün sonra İsrail'e getirildi. 11 Nisan 1961'de Kudüs Bölge Mahkemesi'ne çıkarıldı ve on beş ayrı iddiayla suçlandı: "Başkalarıyla birlikte", Nazi rejiminin başından sonuna kadar ve özellikle de II. Dünya Savaşı sırasında Yahudi halkına karşı suçlar, insanlığa karşı suçlar işlemişti. 1950 tarihli "Nazi ve Nazi İşbirlikçileri (Ceza) Yasası"na göre, "bu suçlardan herhangi birini işleyen kişi… ölüm cezasına çarptırılır"dı. Bu yasaya göre yargılanan Eichmann her suçlamayı şöyle reddediyordu: "Bu iddianame bakımından suçsuzum."

Ne bakımdan suçlu olduğunu düşünüyordu o zaman? Sanığın uzun –kendisine göre "gelmiş geçmiş en uzun"– çapraz sorgusu sırasında, ne savunma ne iddia makamı ne de üç hâkimden biri Eichmann'a bu bariz soruyu sorma zahmetine girdi. Eichmann'ın tuttuğu ve ücretini de İsrail hükümeti'nin ödediği (çünkü bütün savunma avukatlarının ücretlerinin savaştan galip çıkan ülkelerin Mahkemeleri tarafından ödendiği Nürnberg Duruşmaları bu konuda emsal teşkil ediyordu) Köln'lü avukat Robert Servatius bir röportajda bu soruyu cevapladı: "Eichmann Tanrı'ya karşı suçluluk duyuyor, hukuka karşı değil." Ama bu cevabı sanığın ağzından duyan olmadı. Görünüşe göre savunma Eichmann'ın, itham edildiği suçları, dönemin Nazi hukuk sistemine göre yanlış bir şey yapmamış olmasına; itham edildiği şeylerin suçtan ziyade, üzerinde başka hiçbir devletin yetkiye sahip olmadığı (par in parem imperium non habet) "hükümet tasarrufları" olmasına; itaat etmekle yükümlü tutulduğunuz ve Servatius'un ifadesiyle "başarırsanız madalya ve nişanlara boğulacağınız, başaramazsanız darağacını boylayacağınız" eylemler gerçekleştirmiş olmasına dayanarak reddetmesini tercih etmişti. (Nitekim Goebbels 1943'te, "Ya gelmiş geçmiş en büyük devlet adamları ya da en büyük suçlular olarak tarihe geçeceğiz" demişti.) Servatius İsrail dışına çıktığı zaman (Bavyera'daki Katolik Akademisi'nde düzenlenen, Rheinischer Merkur gazetesinin deyişiyle "hassas bir meseleyle", yani "tarihi ve siyasi suçları cezai takibat yoluyla ele almanın olabilirliği ve kısıtlarıyla" ilgili bir toplantıda) bir adım daha ileri gidip "Eichmann duruşmasının meşruluğuna gölge düşüren tek cezai sorunun ancak sanığı yakalayan İsraillileri yargılamakla çözülebileceğini, ama bunun şimdiye kadar yapılmadığını" dile getirdi – bu arada, Servatius'un beyanını İsrail'de sık sık tekrarlanan ve herkese duyurulan sözleriyle bağdaştırmak biraz zordur; çünkü duruşmanın işleyişini, olumlu bir anlamda Nürnberg Duruşmaları'yla karşılaştırarak "büyük bir manevi başarı" olarak nitelendirmiştir.

Eichmann'ın yaklaşımı ise daha farklıydı. Her şeyden önce, cinayet suçlaması asılsızdı: "Yahudilerin öldürülmesiyle hiçbir ilgim yok. Hayatım boyunca ne bir Yahudiyi ne de Yahudi olmayan birini öldürdüm – hayatım boyunca kimseyi öldürmedim. Bir Yahudiyi veya Yahudi olmayan birini öldürme emri vermedim, kesinlikle böyle bir şey yapmadım." Veya daha sonra açıklamasını biraz daha daraltarak söylediği gibi, "Bir kere bile yapmak zorunda kalmadım" – buna karşılık böyle bir emir alsa, zorunda kalsa, şüphesiz kendi babasını bile öldürecekti. Bu nedenle sadece –Kudüs'teyken "İnsanlık tarihinin en büyük suçlarından biri" ilan ettiği– Yahudi katliamında "yardım ve yataklıkla" suçlanabileceğini tekrar tekrar söyledi (1955' te Arjantin'de, kendisi gibi kanundan kaçan eski bir SS olan Hollandalı gazeteci Sassen'e verdiği ve bir kısmı Hollanda'da çıkan Life'ta ve Almanya'nın Der Stern'inde yayımlanan röportajda, kısacası şu meşhur Sassen dokümanlarında bunlar zaten vardı). Savunma, Eichmann'ın teorisine pek aldırış etmedi; ama iddia makamı, Eichmann' ın en azından bir kere, kendi elleriyle bir insanı (Macaristan'daki Yahudi bir delikanlıyı) öldürdüğünü kanıtlamaya yönelik başarısız bir girişim için epey zaman harcadı. Savcının üstünde daha fazla zaman harcadığı, ve daha başarılı bir biçimde ele aldığı, başka bir şey de Franz Rademacher'in aldığı bir nottu. Almanya Dışişleri Bakanlığı'ndaki Yahudi uzmanı Rademacher'in Eichmann'la telefonda konuşurken Yugoslavya ile ilgili dokümanlardan birinin üzerine karaladığı bu notta şöyle bir cümle vardı: "Eichmann vurun diyor." Nihayetinde Eichmann'ın, cüzi de olsa bir kanıtı bulunan, tek "ölüm emri" buydu – tabii bu bir ölüm emriyse.

Bu kanıt, duruşma sırasında o kadar üstünde durulmasa da, çok tartışmalıydı. Hâkimler Eichmann'ın toptan inkârını reddedip savcının beyanını kabul ettiler – Eichmann'ın inkârı hiç etkili olmadı çünkü, Servatius'un tabiriyle, "pek de önemli olmayan küçük bir olayı [topu topu sekiz bin insan]" unutuvermişti. Söz konusu olay 1941 sonbaharında, Almanya'nın Yugoslavya'nın Sırp kesimini işgalinden altı ay sonra gerçekleşmişti. İşgalin ilk zamanlarından beri, Ordu'nun başı partizan savaşlarıyla beladaydı ve askeri makamlar da öldürülen her Alman askerine karşılık yüz Yahudi veya Çingene rehine öldürerek bir taşla iki kuş vurmaya karar vermişti. Yahudiler de Çingeneler de partizan değildi elbette; ama askeri hükümetin ilgili sivil yetkilisi, Devlet Danışmanı Harald Turner, "kamplarda tuttuğumuz Yahudiler de Sırp uyruklu [nasılsa], ayrıca ortadan kaldırılmaları gerekiyor" diyordu (aktaran Raul Hilberg, The Destruction of the European Jews, 1961). Bu kamplar bölgenin askeri valisi General Franz Böhme tarafından kurulmuştu ve sadece erkekleri barındırıyordu. Binlerce Yahudiyi ve Çingeneyi öldürmeye başlamadan önce, ne General Böhme ne de Devlet Danışmanı Turner Eichmann'ın onayını bekledi. Asıl sorun Böhme'nin, ilgili polis ve SS makamlarına danışmadan kendi sorumluluğundaki bütün Yahudileri sürmeye karar vermesiyle başladı; Böhme muhtemelen, Sırbistan'ı judenrein hale getirmek için başkalarının komutası altında faaliyet gösteren özel birliklere gerek olmadığını göstermek istiyordu. Mesele tehcirle ilgili olduğundan Eichmann durumdan haberdar edildi, ama böyle bir hamlenin diğer planları olumsuz etkileyeceğini düşünerek buna onay vermedi. Zaten General Böhme' ye "diğer ülkelerde [yani Rusya'da] çok daha fazla sayıda Yahudinin icabına bakarken, başka komutanların bu bahsi açmaya bile gerek görmediklerini" hatırlatan Eichmann değil, Dışişleri Bakanlığı' ndan Martin Luther'di. Her halükârda, Eichmann gerçekten "vurmayı önerdiyse", askerlere sadece bunca zamandır zaten yaptıkları işe devam etmelerini ve rehine meselesini tümüyle onların inisiyatifine bıraktığını söylemiş oluyordu. Sadece erkekler söz konusu olduğuna göre, bu meselenin Ordu'yu ilgilendirdiği belliydi. Sırbistan'da, Nihai Çözüm'ü yaklaşık altı ay sonra uygulamaya başladılar; kadınları ve çocukları gaz kamyonlarına doldurup öldürdüler. Çapraz sorgu sırasında, Eichmann her zamanki gibi en karmaşık ve inandırıcılıktan en uzak açıklamayı seçti: Rademacher'in bu konuyla ilgili olarak Dışişleri Bakanlığı'nda söz sahibi olabilmesi için, Reich Güvenlik Merkez Bürosu'nun (RSHA), yani Eichmann'ın birliğinin desteğine ihtiyacı vardı; dolayısıyla Rademacher bu sahte belgeyi düzenledi. (Rademacher 1952'de, bir Batı Alman mahkemesinde yargılanırken, bu olayı çok daha makul bir biçimde açıklamıştı: "Ordu, Sırbistan'da düzeni sağlamakla görevliydi ve isyancı Yahudileri vurup öldürmek zorunda kalmıştı." Rademacher'in söyledikleri ne kadar aklımıza yatsa da, koca bir yalandan başka bir şey değildi; çünkü –Nazi kaynaklarından edindiğimiz bilgilere göre– Yahudiler "isyancı" değildi.) Telefonda söylenen bir sözü emir şeklinde yorumlamak zorsa, Eichmann'ın Ordu generallerine emirler yağdıracak bir konumda bulunduğuna inanmak daha da zordu.

Öyleyse, cinayetin suç ortağı olmakla itham edilse, bu suçu kabul mü edecekti? Belki de, ama şüphesiz suça önemli sınırlamalar getirecekti.

...

 
 

Kişisel Veri Politikası
Aydınlatma Metni
Üye Aydınlatma Metni
Çerez Politikası


Metis Yayıncılık Ltd. İpek Sokak No.5, 34433 Beyoğlu, İstanbul. Tel:212 2454696 Fax:212 2454519 e-posta:bilgi@metiskitap.com
© metiskitap.com 2024. Her hakkı saklıdır.

Site Üretimi ModusNova









İnternet sitemizi kullanırken deneyiminizi iyileştirmek için çerezlerden faydalanmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
X