Necmiye Alpay, "Tamamen korku", Radikal, 29 Eylül 2009
‘Torunlar’ sözcüğü, yeni, trajik bir anlam kazandı ve bir kitaba ad oldu. Sözcük bu yeni kullanımıyla, soylarında kendilerinden iki ya da üç kuşak öncesine denk gelen bir Ermeni atanın bulunduğunu insanın içini acıtan bir gecikmeyle öğrenen yurttaşlarımız anlamına geliyor. Kitabı hazırlayanlar, Ayşe Gül Altınay ve Fethiye Çetin.
Çetin, bu anlamıyla kamu önüne çıkan ilk “torun”du. 2004 yılında yayımlanan “Anneannem” adlı kitabında, anneannesinin Ermeni olduğunu nasıl geç bir zamanda öğrendiğini, öğrenince yaşadığı derin duygusal çalkantıyı, anneannesiyle azar azar konuşmalarını, onun anlattıklarını, büyük bir yazar inceliğiyle dile getirdi. Pek çok insan, kitabı ağlayarak okudu.
Çetin’in kitabı gerçek bir öncülük işlevi gördü. Aynı ya da benzer konumlarda olan çok sayıda insan, yani kadın-erkek pek çok “torun”, derde derman bir pınarı arayıp bulur gibi Çetin’i buldular, onunla konuşmayı ruhları için şifa saydılar.
Torunların hepsi çok çekingendi. Hepsi, anlattıklarının aralarında kalması şartıyla konuşuyordu. Ama bu buluşmalar öyle bir birikim yarattı ki, sonuçta bir kitaba evrilmesi kaçınılmazlaştı ve kitabın projesi yapıldı, Çetin’in arkadaşlarının da katılımıyla, kabul eden “torun”larla olan görüşmelerin kayda geçirilmesi biçimini aldı. Kitap şimdi, tarihsel bir katkı olarak elimizde.
Sunuş yazısını Fethiye Çetin, Sonsöz başlıklı önemli incelemeyi Ayşe Gül Altınay, Önsöz’ü de ikisi birlikte yazmış. Kitabın gövdesini ise “torun”ların tanıklıkları oluşturuyor.
Bu kitapta iki anahtar gibi dönüp dönüp karşımıza çıkan iki sözcük, ‘korku’ ve ‘paylaşmak’. Torunlardan biri, “Tamamen korku” diyor: “Bu kadar şeyin bilinip de paylaşılmaması... Tamamen korku.” (s. 23)
“Paylaşmak” fiilinin son dönemlerde sık sık ‘dile getirmek, söylemek, anlatmak’ anlamında kullanıldığını biliyoruz; “dinleyicilerimizle paylaşır mısınız?”, “okurlarıyla paylaştı” vb, vb.
Fiil bu kez, Torunlar kitabında, baskı altındaki bireylerin, yakınlarına ve giderek topluma açılması anlamına geliyor. Ama ne büyük endişelerle, nasıl bir basıncın altında! Kitaptan açıkça okunuyor bu basınç. Çoğu “torun”, takma ad kullanmak gereğini duymuş. Bir “torun” kendi metnini son anda geri çekmiş vb. Açıktır ki kendilerini güvende hissetmiyorlar. Toplum için ne büyük bir utanç...