Giriş’ten, s. 15-17.
Çağdaş Türk edebiyatının yenilikçi öykü, roman ve oyun yazarlarından Vüs'at O. Bener (1922-2005), fazla yazmayan, geniş bir okur çevresine ulaşmamış, fakat yapıtlarında kullandığı anlatım teknikleri, oluşturduğu kurgular, parçalı ya da çokkatmanlı anlatım ve yarattığı yeni dille Türk edebiyatında özgün bir yere sahip, "öncü" bir yazardır. Bener, yapıtlarında daha çok bireyin iç dünyasını, yaşadığı yabancılaşmayı, çatışmaları, kendini sorgulamasını, korku ve kaygılarını yer yer dönemin toplumsal olaylarına da yer vererek anlatır.
Edebiyatın farklı türlerinde ürünler veren Vüs'at O. Bener, iki roman, iki oyun, altı öykü ve bir şiir kitabı yayımlamıştır. Bener'in kitaplaşmış yapıtlarını şöyle sıralayabiliriz: Dost (1952), Yaşamasız (1957), Ihlamur Ağacı (1962), Buzul Çağının Virüsü (1984), İpin Ucu (1989), Bay Muannit Sahtegi'nin Notları (1991), Siyah-Beyaz (1993), Manzumeler (1994), Mızıkalı Yürüyüş (1997), Kara Tren (1998) ve Kapan (2001). Yazarın "Batak" öyküsü Almancaya, "Dost" öyküsü Fransızcaya, "İlki" öyküsü de İngilizceye çevrilerek Almanya, Fransa ve Amerika'da yayımlanmıştır. Bunların yanı sıra Bener'in 1957-1958 yıllarında Forum ve 1975-1976 yıllarında Özgür İnsan dergilerinde yazdığı eleştiri yazıları vardır. Ayrıca, Jean Bruller Vercors'un İnsanlar ve Hayvanlar (1998) adlı oyununu kardeşi Erhan Bener'le birlikte Fransızcadan Türkçeye çevirmiştir.
Türk edebiyatında 1950 kuşağı öykücüleri arasında değerlendirilen Bener, başlangıçtan itibaren özgün anlatımı ile dikkat çekmiş, tarzını zaman içinde geliştirmiştir. Tanzimat'tan Bugüne Edebiyatçılar Ansiklopedisi'nin "Vüs'at O. Bener" maddesinde Mehmet H. Doğan'ın, Bener'in ilk öyküleriyle ilgili olarak şu saptamasına yer verilir: "Konuları, insanları, olaylarıyla daha seçmeci bir Memduh Şevket; anlatımıyla, iç konuşmalarıyla daha derli toplu, daha titiz bir Sait Faik" (168). Ayrıca Doğan, Bener'in "Memduh Şevket Esendal'dan kaynaklanan ve dalları gerçekçi hikâyeciliğimize uzanan akım ile, Sait Faik'le başlayıp hikâyeyi konunun bağlarından, klasik biçimin dar kalıplarından kurtaran yenilikçi akım" arasında bağ kurduğunu belirtir (168). Enis Batur ise, "Vüs'at O. Bener'in Romanı Tam Bir Hüzün Konçertosu" başlıklı yazısında "Vüs'at O. Bener, Dost (1952) ve Yaşamasız (1957) adlı hikâye kitaplarıyla, Sait Faik sonrasında, yazınımız için özgün bir arayışa girmeyi başarmıştı. 1950 kuşağı hikâyecileri (Karasu, Edgü, Özlü, Kutlar, Duru, Şipal, Öz) üzerinde sanıyorum Sait Faik kadar olmasa bile, önemi küçümsenmeyecek bir etkisi oldu" (62) diyerek Bener'in Türk edebiyatındaki önemini vurgular.
Bener'in modernist anlatıları, klasik anlatımdan uzaklaşması, türleri yeniden düşünmemizi sağlaması, kendine özgü bir dil yaratmasıyla eleştirmenlerin dikkatini çekmiştir. Feridun Andaç, Enis Batur, Asım Bezirci, Cevat Çapan, Semih Gümüş, Nurdan Gürbilek, Bilge Karasu, Orhan Koçak, Erdal Öz ve Ayşegül Yüksel gibi birçok eleştirmen, Bener'in yapıtları hakkında kaydadeğer eleştiri yazıları kaleme almıştır.
Eleştirmenlerin çoğunun sıkça vurguladığı gibi, Bener, yapıtlarında dilin anlatım olanaklarını geliştirerek yeni sözcükler türetir, şiirsel ve ironik bir dil kullanır. Bu yapıtlardaki dil, özellikle incelenmesi gereken önemli bir konudur. Fakat bu konu, kitabın odaklandığı alanın büyük ölçüde dışında kaldığı için burada ele alınmamıştır. Bener'in yapıtlarını bütün boyutlarıyla tek bir çalışma içinde değerlendirmek mümkün değil. Yazarın Ihlamur Ağacı ile İpin Ucu oyunları ve Manzumeler adlı şiir kitabı da bu çalışma dışında bırakılmıştır. Bener'in yapıtları başka okuma yöntemlerine, yeni araştırmalara açıktır.
Bener'in farklı anlatım teknikleri kullanılan yapıtlarının çoğunda karşımıza karmaşık bir yapı çıkar ve ilk okumada bu yapıtlar, anlaşılması zor metinler gibi görünebilir. Oysaki Bener, yapıtların arasında bir dedektif gibi dolaşan okurunu yalnız bırakmaz. İncelikle dokunmuş anlatıları, metni çözümleyebilmek için gerekli ipuçlarını barındırır. Okur, bir yandan, yaratılan anlam katmanlarıyla, kurulan dünyalarla yaşamını zenginleştirir, diğer yandan da bulmacayı çözmenin hazzını yaşar.
Bener'in yapıtlarının birbirini tamamlayan, kendi içlerinde gönderimlerle ilerleyen ve bir bütün olarak okunabilecek bir yapısı vardır. Her yapıt bir diğerinin anlaşılabilmesine katkıda bulunur. Bu çalışmada metinlerdeki ipuçları takip edilerek farklı okuma yöntemleri, özellikle anlatıbilim ve yazar odaklı yaklaşım bir arada kullanılarak Bener yazını çözümlenmeye, yapıtlardaki anlam katmanları ortaya çıkarılmaya çalışıldı. Yapıtlar hem tek tek hem de birbirleriyle bağlantılı olarak ele alındı. Yazarın Dost, Yaşamasız, Buzul Çağının Virüsü, Bay Muannit Sahtegi'nin Notları, Siyah-Beyaz, Mızıkalı Yürüyüş, Kara Tren ve Kapan adlı yapıtları, anlatıcının konumu, anlatım teknikleri, zaman kullanımı gibi anlatıbilimsel öğeler açısından incelenerek Bener yazınının temel özellikleri saptandı.
Bütün bu anlatılar bağlantılar gözetilerek okunduğunda, Bener'in yaşamının ana hatlarının belirdiği bir altmetin karşımıza çıkar. Dolayısıyla, yazarın yaşamındaki bazı temel dönemeçleri bilmek, metinlerin incelenmesinde bize vazgeçilmez veriler sağlamaktadır. Bu çalışmada, temelde, kurmaca ile gerçeklik arasında gidip gelen bu metinlerdeki kurmaca düzlemleri, yazarın kullandığı kurmacalaştırma yöntemleri araştırılmakta ve Bener'in yapıtlarının türleri konusunda bir tartışma yürütülmektedir.
...