| ISBN13 978-975-342-704-3 | 13x19,5 cm, 160 s. |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et | | İktidar Fikri, s. 65-66. Aristoteles'in dehasının ürünü olan o iki kategori, potansiyel ve eylem, belki de sadece hazda, artık stereotipleşmiş matlıklarını kaybedip bir an için saydamlaşırlar. Aristoteles'in oğlu Nicomachos'a ithaf ettiği bir çalışmasında yazdığı gibi haz, biçimi her an gerçekleştirilen, sürekli vuku bulan bir şeydir. Bu tanımın sonucu olarak potansiyel, hazzın zıttıdır. Asla gerçekleşmeyen, sonucuna ulaşamayandır. Tek kelimeyle, acıdır. Aristoteles'in bu tanımına göre, haz asla zamanda vuku bulmuyorsa, potansiyel de esasen süre olmalıdır. Bu değerlendirmeler iktidarla potansiyel arasındaki gizli bağları açığa çıkarır. Eyleme geçildiği anda potansiyelin acısı diner. Ancak her yerde –bizim içimizde bile– potansiyeli, kendi içinde oyalanması için sınırlayan güçler vardır. İktidar bu güçler üzerinde temellenir: İktidar, potansiyelin kendi eyleminden yalıtılmasıdır, potansiyelin örgütlenmesidir. İktidar, otoritesini kesifleşen bu acının üzerinden kurar; kelimenin gerçek anlamıyla, insanın hazzını doyumsuz bırakır. Ancak bu durumda asıl kaybolan, hazdan ziyade potansiyelin ve onun acısının anlamıdır. Bitimsiz hale gelen potansiyel, düşlere av olur, kendisine ve hazza dair korkunç kandırmacalarla vakit öldürür. Potansiyel, araçlarla amaçlar, araştırmayla sonuçlar arasındaki sıkı bağı saptırarak acının en üst seviyesini –kadiri mutlaklık– mükemmellikle karıştırır. Ama haz, sadece potansiyelin amacı olarak, mutlak iktidarsız olarak insani ve masumdur; ve acı, sadece kendi krizini, kendi çözümleyici yargısını belli belirsiz gören gerilim olarak kabul edilebilirdir. Başarılmış bir işte, tıpkı hazda olduğu gibi, insan nihai olarak kendi iktidarsızlığının keyfini sürer. |