Türkçe Basıma Önsöz, sayfa 8-9.
Sertifika No: 000358, Greenpeace'in Çernobil felaketinin 20. yılında nükleerin doğaya ve insana yüklediği ağır bedeli kamuoyuna duyurmak amacıyla dünya çapında düzenlediği fotoğraf sergisinin kitaplaşmış halidir.
İyi şeylerden söz etmek isterdik. Yayıncı olarak, insan acılarını "göstermenin" her zaman sorunlu bir yanı olmuştur. Başkalarının acısı insanda bir hicap duygusu yaratır. Ne var ki içinde yaşadığımız koşullarda bu albümü yayımlamayı bir sorumluluk olarak gördük. Bu kitapta bir kaç yerde belirtildiği gibi, radyasyon soyuttur. Fotoğrafı çekilemez, resmi çizilemez. Onu ancak beden üzerindeki tahribatıyla, neden olduğu semptomlarla görüntüleyebilirsiniz. Elle tutulur gözle görülür olmaması, nükleer tehdidin unutturulmasını, umursanmamasını çok kolaylaştırıyor.
Son yıllarda iptal edilmiş ihalelere rağmen, Türkiye bu yıl tekrar nükleer üzerinden enerji planları yapmaya başladı. Plansızlığın kılıfı olan sözde planlar bunlar. Belli ki birileri demode teknolojilerini satmak, başka bazıları da komisyon almak istiyor. Geçtiğimiz iki ay boyunca, bir yandan komşumuz İran'ın İslamcı totaliter rejiminin nükleer kutlamaları, diğer yandan Amerikan Bush yönetiminin onu nükleer silahla vurma planları yer aldı günlük gazetelerde. Silah ya da enerji olması farketmez: nükleer tehdit hem çok uzak hem çok yakın. Kazakistan kadar uzak, İran, İncirlik ya da Sinop kadar yakın!
İyi şeylerden söz etmek isterdik. Ama daha dikkatle bakılırsa, bu kitabın iyi ve umutlu bir şey hakkında olduğu görülecektir. Çünkü bu kitap aslında "insanın kendini başkalarının yerine koyabilme kabiliyeti" hakkında bir kitaptır.
Orijinal edisyonu gerçekleştirenlerin teşekkürlerini buraya aynen alıyorum:
"Her şeyden önce, son yıllarda sık sık gittiğimiz, bu dört bölgenin insanlarına teşekkür ediyoruz. Bizlere duydukları güveni ve misafirperverliliklerini hiç bir zaman unutmayacağız. Bizlerle paylaştıkları hikâyelerinin hakkını verebilmiş olmayı umuyoruz. Bu kitabın varolmasını sağlayan tıp doktorlarına ve bilim insanlarına, paylaştıkları tecrübeleri ve sabırları için teşekkür ediyoruz. Bütün ortak çabalara rağmen, burada yanlışlar ya da atlamalar varsa, sorumluluğu tümüyle bize aittir. Şu kişilere yardımları için teşekkür ediyoruz:
Kazi Asmat, Viktor Barabanşikov, Alla Barsukova, Martin de Beer, Maarten Bijl, İvan Blokov, Chris de Bode, Fieneke Diamand, Richard Dion, Omer Elnaim, Sergey Frishman,Caroline Geurts, Guzman Kabirov, Rens Kamphuis, Jumagul Kairlibayev, Simon Kool, Maria Kordas, Barry Kornbluh, Polina Malişeva, Norrie McGregor, Franca Michienzi, Nastya İsselbek Nurmanov, Oleşa Paşuk, Piyotr, Tatyana Poznyakova, Jan van de Putte, Slava, Adi Roche, Carel de Rooy, Galina Saskeviç, Evelien Schotsman, Max Souboutin, Wim Spijkers, Arjen Stada, Laura Starink, Jan Willem Steenmeijer, Henna Tahvanainen, Rianne Teule, Vladimir Çuprov, Aleksey Toropov, Mike Townsley, Joeli Vivitskaya, Henk van Voorst, Tim Weisselberg, Nataşa Juk. Ve John Novis'e özel teşekkürlerimizle."
Türkçe edisyon için, bu projeye dikkatimizi çeken Roni Margulies'e, metin çevirilerini yapan Aynur Kolbay, İnalcan Güleç, Burcu Erdoğan, Çağla Orpen ve Orkun Yeşim'e, yardımları için Melda Keskin ve Arif Künar'a, kitabın Türkçe basımının birkaç hafta gibi kısa bir süre içinde hazırlanabilmesini sağlayan bütün gönüllü katkılara teşekkür ediyoruz. Ama her şeyden önemlisi, sizlerin, okurlarımızın bu kitabın içerdiği bilgi ve düşünceleri kamuoyunda yaygınlaştırmak için gösterecekleri çabalara şükran duyacağız.