Muhsin Şener, Todorov’u okurken”, Muhsinsener.name.tr, 22Mayıs 2006
Todorov’un Poetikaya Giriş’i yayımlandı.
Poetika kavramı aslında şiirle ilişkili bir kavram. Şiirle ilişkili olan demektir. Todorov, düzyazı ve şiirin dayandığı kuramları ortaya koyduktan sonra, bunların tümüne poetika diyor. Kavram böylece yazınsalı da kavramış oluyor.
Todorov, yazınsallığın (tabii şiirin) kuramlarını sıralıyor yapıtında.
Yazın incelemelerinin projeksiyon, açımlayıcı şerh ve poetika olmak üzere üç yaklaşım içinde yapıldığını söylüyor.
Projeksiyon, yapıtın ötesinde yer alan toplumsal ya da kişisel durumları, sorunları ele alarak diyeceklerini sıralamaktır.
Açımlayıcı şerh, yapıtın yakın ve kazınarak okunmasından sonra bir tür yeniden yazılmasıdır.
Poetika ise, yapıtta yazınsallığın nasıl sağlandığının araştırılıp incelenmesi ve ortaya konulması amacıyla yapılan çalışmadır; doğrudan doğruya yapısalcılığa açılır. Bu yaklaşım, yazın bilimin nesnesinin yazın değil, yazınsallık olduğunu açıkça gösteriyor.
Yazın incelemelerinin bu üç biçiminde de yazın söylemi her zaman ve düzeyde incelemenin merkezinde yer alır. Kuram ve açımlama kavramları ise söylem ile birlikte çalışmanın ayrılmaz parçalarıdırlar. Açımlama, anlatma, açıklama demektir ve dille yapılmaktadır. Buradan başlanarak, yazınsal söylemin tarih ve kültürle olan ilişkisi dayatmaya başlar.
Yazınsal söylemin yapısı ve yazınsallık içindeki işleyişi ile ilgili verileri ise yapısalcılık sunmaktadır. Sonra da retorik...
Tüm bu açıklamalar, yazınsallığın nasıl ortaya çıktığı sorusunu yanıtlamayı amaçlamaktadır.
Tür ve türlerde oluşan değişimler; söylemin biçemi, anlamı ve ve anlamın oluşturulması; yeri, ağırlığı; metin ve metnin kurulması; kurmaca metin ve tipler...
Bu konuların şiirin incelenmesinde güncelleştirilmesi, şiirin bilimsel yöntemlerle incelenmesi anlamına geliyor. Mehmet Yalçın’ın Şiirbilim kavramını bir yapıt çevresinde gündeme getirmesi böyle bir artalan üzerindedir.
Şiirin, bilimsel olarak incelenmesi kimi tedirginlikleri çoğalttı.
Şiiri, bir türlü bilimle bağdaştıramamışlardır... Onun öznelliğini, olabildiğince bilimden uzaklaşma sandılar. Oysa şiir önce diyalektik olmak zorundaydı. Şiirin hammaddesinin algılanması ve alımlanması diyalektik olmalıydı. Yoksa şiir yanlış olur ve yanlış kurulurdu.
“Şiirin yanlışı doğrusu da olur muymuş?” diyenlerin kulakları çınlasın!
Şiirin bilimsel olarak incelenebileceğini, Todorov gösteriyor bu yapıtıyla.
Bir poetika programının ana çizgilerine ve yazıınsal bir metnin anlambilimsel/sözsel ve sözdizimsel düzeylerinin ayrıştırılmasına ışık tutan Todorov’un, dilimize çevrilmesi biraz gecikmiş olan Poetikaya Giriş’inin şiir eleştirisine azımsanamayacak olanaklar getirecek.
Şiirin, sevdim/beğendim/beğenmedim... öznelliği içinde incelenip değerlendirilemeyeceğini gösteren önemli bir kaynak olacaktır Todorov.