ISBN13 978-975-342-171-3
13X19,5 cm, 400 s.
Yazar Hakkında
İçindekiler
Okuma Parçası
Eleştiriler Görüşler
Yazarın Metis Yayınları'ndaki
diğer kitapları
Türk - Yunan Uyuşmazlığı, 1990
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et
 

Semih Vaner, Sunuş, s. 7-10

Elinizdeki bu ortak yapıt, bu satırların yazarının Paris'te bulunan akademik bir kuruluş olan, siyaset sosyolojisi ve uluslararası ilişkiler konusunda uzman "Siyasal Bilimler Ulusal Vakfı"na (Fondation nationale des sciences politiques) bağlı "Uluslararası Araştırmalar ve Etüdler Merkezi"nde (Centre d'études et de recherches internationales), 1990 yılında başlattığı çalışmanın ürünlerinden biridir.

"Bölgesel ve uluslararası yeniden yapılanmada Türkiye ve Türklük Alanları" (La Turquie et l'aire turque dans la nouvelle configuration régionale et internationale) başlığını taşıyan bu kişisel ve ortak çalışmanın saiki açıktı: Sovyet imparatorluğunun ani çöküşünün, bu bütünün güneyinde yarattığı sonuçlar. Bu gelişmeler, özellikle şoka hazırlıksız yakalanan Türkiye'nin dış politikasını ve Türkiye ile Çin arasındaki uzun kuşak üzerindeki, çoğu Türkdilli olan toplumların geleceğini yakından ilgilendiriyordu.

Kitap üç bölüm üzerine kurulu. Birinci ve daha geniş bölüm ulusal kimlik ifadelerine ayrılı. İkinci bölüm siyasal ifadelerin belirişi ve nihayet üçüncü bölüm de bölgesel durumla ilgili.

1917 Devrimi sonrasında Sovyet imparatorluğunda ortaya çıkan bağımsız cumhuriyetlerin başarısızlığından doğan ve SSCB'nin Rus olmayan sürgünlerinin oluşturduğu bir hareket olan "Prometecilik", ilk makalenin yazarı E. Copeaux'nun araştırma konusu. Bir avuç aydının Paris'te sürdürdüğü bu hareket, Mustafa Kemal Türkiyesi'nin güçlü kuzey komşusuna karşı olan politikası hakkında verdiği ipucu açısından da önem taşıyor. F. Üstel'in "Türk Ocakları"na ilişkin makalesi, bir önceki çalışmada Copeaux'nun Mehmet Emin Resulzade'ye atfen söz ettiği, "kültürel Pantürkizm"/"siyasal Pantürkizm" ayrımını ilgilendirmekte. "Türk Ocakları" etkinlik süresi boyunca sürekli bu ikilemle karşı karşıya kalmıştır.

Kazan Hanlığı'nın yıkıldığı tarih olan 1552 yılında Rus hâkimiyeti altına giren Tatarlar, Nadir Devlet'in deyimiyle bu duruma maruz kalan ilk Türki topluluktur. Bu tarihsel olgu yanında, Tataristan bugün Rusya Federasyonu sınırları içinde, giderek merkezde yer alma ve enerji sorunu üzerinde odaklaşan bir mücadeleye sahne olma özelliklerini taşımaktadır. Tataristan'a oranla Moskova'ya daha uzak olan Özbekistan ve Tacikistan'daki tarihyazımı konusuna eğilen S. Dudoignon daha önce şu iki soruyu da sormaktan geri kalmıyor: 1991 sonbaharında ilan edilen bağımsızlıklar, Orta Asya halkları tarafından gerçekten de istenmiş midir? Ve bu halklar tek başlarına bu bağımsızlıklarının altından kalkabilecek araçlara sahip midirler?

Dudoignon gibi F. Aubin'in de sorduğu sorular, milliyetçi birikimlerin nasıl yeni yatırımlara yöneleceği ve siyasal taleplerin kimlik alanında nasıl ifade bulacağı temaları etrafında düğümleniyor. Moğolistan'a ilişkin etraflı ve dikkatli incelemesinde Aubin, komünizm sonrası durumun yeniliği ve beklenmedikliğinin altını çizerek, dönüşümün ne gibi sonuçlar doğuracağını kestirmenin güçlüğü üzerinde duruyor. İlk bölümün son ve kısa incelemesinde S. Deringil'in konusu ise "Osmanlı İmparatorluğu ve Türkdilli Rusya'da Panislamizm".

"Siyasal İfadelerin Belirişi" başlığını taşıyan ikinci bölümde söz konusu edilen şey, Türklük alanlarındaki demokratikleşme sorunsalı ve İran, Çin ve Rusya gibi bölgesel, giderek uluslararası güç ve devlerin Orta Asya'ya bakışlarıdır. Ayrıca bu bakış, her üç ülkenin kendi sınırları içinde önemli bir Türkdilli nüfusu barındırıyor olması ile daha da önem kazanmaktadır. Türkiye, Azerbaycan ve Türkmenistan'da demokratikleşme süreci ve bu sürecin karşılaştığı engeller üzerinde duran S. Vaner'in çalışmasından sonra, M. R. Celili, "etnik bileşiminin karmaşık niteliği" ve bu silahın her an kendi çıkarlarına karşı da kullanılabileceği bilinen İran'ın tavrı, İran açısından gelişmelerin ne yönde olacağı sorusu üzerinde duruyor.

Unutulmaması gereken diğer bir husus, yöreye komşuluğunun dışında, Sincan nedeniyle Türkdilli dünya ile doğrudan ilişkili olan Çin'in tutumudur. Konuyu ele alan M. Jan ayrıca Sincan'ın enerji alanındaki yeraltı zenginlikleriyle Çin ve dolayısıyla bölge ekonomisi için özel bir önemi haiz göründüğünü vurgulamaktadır. Anne de Tinguy ise Rusya' nın güney sınırlarında bağımsız devletlerin ortaya çıkışının SSCB'nin çöküşünün pek çok sonucundan biri olduğunu ve bu gelişmenin Rusya için, bugün karşılaştığı birçok yeni meydan okumadan birisini oluşturduğunu hatırlattıktan sonra, özellikle şu soruları soruyor: Eski SSCB' nin en yoksul ülkeleri olmaları, kendisi ile Yakın Doğu arasında "sıkışıp kalmaları" ve sekiz devletten altısının müslüman kimliği taşıması gibi ortak özellikler gösteren bu yeni devletlere karşı Rusya'nın tutumu ve bu durumun Rusya'nın güneyinin güneyi yani Yakın Doğu ile olan bağları üzerindeki etkileri ne olacaktır? İki kıta üzerinde yer alan toprakları ile Avrupa, Yakın Doğu ve Uzak Doğu dünyasıyla bağları olan Rusya, bu son ikisi aleyhine birincisini tercih edecek midir?

Kitabın son bölümü, bölgesel duruma ayrıldı. İlk çalışmada M. Bazin her etnik grup gibi göç akımlarına maruz kalan "Türk alanı"nın bu olgudan nasıl etkilendiğini, daha çok 1960'lı yılları esas alarak işliyor. Bazin'in makalesinin ardından gelen çalışmada nüfus bilimini "toplumsal davranışların bir yansıması" olarak kabul eden A. Blum, yine kendi deyimiyle "Türk ve İran dünyalarının dilsel olduğu kadar kültürel boyutu ile de kesişme noktasında" yer alan eski Sovyet Orta Asyası'nın uzun vadedeki demografik eğilimleri üzerinde duruyor.

Son dört makale ekonomiye ilişkin. İlk önce A. Giroux eski SSCB' nin Rusya'dan sonra ikinci büyük cumhuriyeti ve dünyanın dördüncü nükleer gücü olan Kazakistan'ı anlatıyor. Ardından F. Hâvend, diğer Ekonomik İşbirliği Örgütü kurucu üyeleri gibi "emek yoğun bir üretimle hemen hemen aynı mamul malları üreten" İran'ın bölgesel ekonomi politikasının yeni yönelimleri üzerinde düşünüyor. D. Akagül, "Türkiye'nin Türkdilli ülkelere ekonomik ve ticari açıdan arka çıkma şansı ve olanakları var mı?" sorusuna yanıt ararken, A. Şahinöz kendi kendine yeterli olmanın ötesinde tarım ve gıda ürünleri dış ticaretinde sürekli fazla verebilen ender ülkelerden biri olan Türkiye'nin bu kozunu vurguluyor. Kitap ayrıca, F. Aubin, J. Coussy ve S. Vaner'in kaleme aldıkları, hem çalışmanın muhtelif bölümlerine atıfta bulunan, hem de yeni sorular sorulan kısa bir sonucu da içermekte.

Bu kitap için en büyük şükran borcumuz, sunuşumuzun başında sözü geçen çalışmayı destekleyen, FNSP'nin eski bilimsel direktörü Serge Hurtig ve CERI'nin eski direktörü Jean-Luc Domenach'a ait. İlk önemli bilimsel toplantı, 28-29 Ekim 1991 tarihlerinde Paris'te (CERI) düzenlenmiş ve bu toplantıya yine kendilerini şükranla andığımız A. Mango, G. Hazaï, H. B. Paksoy, F. Bilici, E. Copeaux, B. Lory, B. Hourcade, A. Kazancıgil, N. Yavari d'Hellencourt, S. Dudoignon ve A. Ter Minassian gibi bilim insanları değerli bildiriler sunmuşlardır.(1)

İkinci büyük toplantı, CERI ile Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi'nin Ankara'da 2-3 Kasım 1992 tarihlerinde ortaklaşa düzenledikleri kolokyum olmuştur. Elinizdeki kitap, bu kolokyuma sunulan ve hemen hemen hepsi CEMOTI'nin 15. ve 16. sayısında 1992 ve 1993 yıllarında yayımlanan bildiri ve makalelerden oluşmaktadır. Bu çalışmaları 1992 ve 1993 yıllarındaki saptamaları ve halleriyle bırakmayı yeğledik. Çalışma, sözü geçen yıllarda sorunlara kâh yukarıdan bakan, kâh onlara çok yaklaşan bir nevi fotoğraf niteliğindedir.

Kolokyumun gerçekleşmesinde SBF öğretim üyelerinden Baskın Oran'ın payı çok büyük. Dostumuz Oran'a ne kadar teşekkür etsek az. Aynı değerli kurumun mutena üyeleri ve başta genç yaşında yitirdiğimiz merhum Oral Sander olmak üzere, Sina Akşin ve Bilsay Kuruç desteklerini esirgemediler. ODTÜ öğretim üyesi İlhan Tekeli bir oturuma başkanlık etmeyi, CNRS'te araştırmacı Jean-Louis Bacque-Gram-mont ve o aylarda DİE başkanı olan Orhan Güvenen iki oturumun sentezini yapmayı nazikâne kabul ettiler. Boğaziçi Üniversitesi'nden Cem Behar, Paris X Üniversitesi'nden Michel Sivignon, DEIK'ten Çelik Kurdoğlu ve bağımsız araştırmacı Marie Ladier konuşmaları ile kolokyumu zenginleştirdiler.

Toplantının gerçekleşmesinde maddi ve manevi destekleri olan Hikmet Çetin'in şahsında Dışişleri Bakanlığı'na, Fikri Sağlar'ın şahsında Kültür Bakanlığı'na, Murat Karayalçın'ın şahsında Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne ve Roger Gillot'nun şahsında Renault firmasına teşekkürü borç biliriz.

(1) Bu toplantının L. Veyri, S. Dudoignon ve S. Vaner'in kaleminden bir özet ve değerlendirmesini, Cahiers d'études sur la Méditerranée orientale et le monde turco-iranien (CEMOTI) adlı derginin 13. sayısında (1992, ss. 213-236) bulmak mümkün. Aynı toplantıya sunulan bildirilerden D. C. Gladney'inki "Constructing a Contemporary Uighur National Identity: Transnationalism, Islamicization, and State Representation" başlığı ile 13. sayıda (ss. 165-184), G. Hazaï, F. Bilici, E. Copeaux ve N. Yavari d'Hellencourt'inkiler ise, sırasıyla "La question linguistique dans le monde turc actuel" (ss. 5-16), "Acteurs de développement des relations entre le monde turc: les vakif" (ss. 17-30), "Les 'Turcs de l'extérieur' dans Türkiye: un aspect du discours nationaliste turc" (ss. 31-52), "La représentation du 'Turc' dans les manuels scolaires iraniens" başlıklarıyla aynı derginin 14. sayısında yayımlanmışlardır. Yukarı

 
 

Kişisel Veri Politikası
Aydınlatma Metni
Üye Aydınlatma Metni
Çerez Politikası


Metis Yayıncılık Ltd. İpek Sokak No.5, 34433 Beyoğlu, İstanbul. Tel:212 2454696 Fax:212 2454519 e-posta:bilgi@metiskitap.com
© metiskitap.com 2024. Her hakkı saklıdır.

Site Üretimi ModusNova









İnternet sitemizi kullanırken deneyiminizi iyileştirmek için çerezlerden faydalanmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
X