| ISBN 975-342-274-1 | 13X19,5 cm, 128 s. |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et | | Orhan Duru, “Selam Size Ey Sözcükler”, Yeni Binyıl, 7 Temmuz 2000 Kitabın bence en önemli bölümü yarıdan sonra başlıyor. Örneğin yazar burada birtakım klişe deyimlerin anlamları üzerinde durduktan sonra somut ve yaşamımızda doğrudan etkili kimi araç ve yerleşim yerlerinin taşıdığı sözcükleri ele alıyor. Örneğin "Otomobil". Örneğin "Daire, Ofis ve Büro". "Otomobil" melez bir sözcük, yarısı Yunanca'dan yarısı da Latince'den geliyor. "Daire, Ofis, Büro"yu da inceliyor yazar. Savaşır'a göre "Daire" sözcüğünün devletle ilişkisi var. Devletçilik geleneği gücünü yitirdikçe bu sözcüğün de tarihe gömülebileceğini öne sürüyor. Ama sonra kimi apartmanların bölümlerine de "daire" ya da "apartman dairesi" denildiğini anımsıyor. Gene de "daire" sözcüğünün ne zaman ortaya çıktığını bulmaya çalışıyor. Savaşır başka önemli sorular da soruyor: "Neden devletle ilgisi olmayan kuruluşların çalışma yerlerine 'daire' denilmiyor? Onlara daha çok yeni modaya uyularak 'Ofis', biraz eskilere ise 'Büro' sözcüğü kullanılıyor. Devlet dairelerinde hademeler çalışırken özel sektör 'ofis-boy'lar koşuşturuyor…" Savaşır aynı anlama gelen bu üç sözcüğün ilişkilerini, Türkiye'ye geliş nedenlerini bulmaya çalışıyor. Buna yanıt vermenin çok zor olduğunu sanmıyorum. "Daire" sözcüğü içlerinde en eskisi olmalı. Osmanlıdan kalma. 19. yüzyılda Batılılaşma başladığında daha çok Fransızların etkisiyle "büro" sözcüğü geliyor… Şimdi ise İngilizce etkisindeyiz. O yüzden "ofis" sözcüğünü daha beğeniyoruz… Yazarımızın aslında bu üç sözcüğün bir arada nasıl yaşadığını bulması gerekir bence. Bana kalırsa birilerinin ötekini kovması gerekirdi... |