ISBN13 978-605-316-403-6
13x19,5 cm, 248 s.
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et
 

Mertcan Karacan, "Utanmak Yine Bize...", edebiyatburada.com, 4 Mart 2025

“Bir tür hizmet” mi demeli, yoksa “bir utanç tablosunun yüzlerimize vurumu” mu? Birbirinden değerli eserlerinden sonra şimdi de böylesi bir kitapla selamlıyor biz okurlarını, sevgili hocam İlyas Tunç. En az adı kadar ilginç ve yine bir o kadar ilgi çekici olan, Ne çok gelecek ne az zaman’ıyla…

Bir kitaptan söz ederken kendimi ilk defa “Bir tür hizmet!” diye ünlemek zorunda hissediyorum çünkü bu kitabında, sevgili Tunç, 20. yüzyılın katliamlarıyla ilgili olup toplu iğneler gibi dağınık duran bilgilerin arasına âdeta bir mıktanıs olup düşüvermiş ve böylece ortaya binlerce ansiklopedi gücünde bir eser çıkarmış. Üstelik bunu gelişigüzel bir şekilde yahut yeni tabirle “kopyala-yapıştır” usulü bir derleme yöntemiyle değil, her bir katliamı kendi havsalasında yeniden damıtıp kendi sözcükleriyle yeniden yazarak yapmış. Sanki onların bir ilgilisi, bir araştırmacısı, bir okuru değilmiş de, tanığı hatta yaşayanıymış gibi… O denli hissederek, o denli içinden sanki...

Elbette ki işin bu kısmı benim öznel yargım ama kitabın “bir utanç tablosunun yüzlerimize vurumu” olduğu kocaman bir gerçek aslında! Nitekim bunu sevgili Tunç da hiç sakınmadan dile getiriyor ve dünya tarihinin geçtiğimiz şu son yüzyılında yaşanan tüm katliamları neredeyse eksiksiz bir biçimde ele aldığı son kitabının daha “Önsöz”ünden şu cümleyle karşılıyor biz okurlarını: “Sosyoekonomik temelli bu kötü şeyleri siyasi bir tartışma ortamı yaratmak amacıyla değil, yüzleşmek amacıyla kaleme aldım.”

Gerçekten de “benzerine az rastlanır türden bir yüzleşme kitabı” denilebilir, Ne çok gelecek ne az zaman için. Sevgili Tunç için ise, “alnında ışığı ilk hisseden aydınlardan” biri olarak aynı ışıkla bu defa aynanın karşısına geçip oradan yansıttıkları yordamıyla gözlerimizi almak isteyen bir aydınlık neferi…

Zira böylesi bir kitabın, dünyayı dert etmeyen biri tarafından yazılması mümkün değildir kanımca. Üstelik “aydın” kisvesi altında geçinenlerin pek çoğunun “Ben haberleri izlemiyorum üstad ya, moralim bozuluyor,” gibisinden ağdalı cümlelerle kendini fildişi kulelerine hapsettiği bir dönemde İlyas Tunç, değil yalnızca günümüz katliamlarını, yüz yıllık bir katliamlar dizisini seyredip oradan dersler çıkarmakla yüzlerce hatta binlerce adım öne çıkıyor. Tıpkı kitabını bir kardeşi olarak bendenize imzalayıp postaya verdiği şehrinin, o güzelim Sinop’umuzun, Karadeniz’e cesurca uzanan burnu gibi…

Ne anlatıyor o burundan doğru hem Anadolu’ya hem de bütün dünyaya, sevgili Tunç; örnekleyeyim biraz: ABD’deki Beyazların Siyahlara karşı gerçekleştirdiği Tulsa katliamını, bir Sovyet denizaltısı tarafından batırılarak içindeki Yahudilerle birlikte suya gömülen Struma gemisinin hikâyesini, komünist yanlısı olduklarından bahisle yüz binlerce insanın ABD destekli Güney Kore Ordusu tarafından katledildiği Sinchon Katliamı’nı ve yine bunlar gibi sayısız kötülükleri, kıyımları, katliamları, kısacası utanç anıtlarını…

Üstelik bunu yaparken sanatı da elinde bir kalkan gibi tutmaktan geri durmuyor, sevgili Tunç. Alt başlıklar hâlinde aktardığı tarihi gerçeklikleri bazen bir şiirle bazen bir tabloyla bazen ise bir fotoğraf karesi yahut bir karikatürle daha dikkat çekici ve tabiri caizse daha bir iç acıtıcı hâle getiriyor. Kaldı ki bütün bir kitabını da aslında Melih Cevdet Anday’ın “Yağmurun Altında” başlıklı şiiriyle örüyor, sevgili Tunç. Kitabının adında da zaten bu uzun şiirin şu uzun soluklu dizelerini yaşatıyor:

“Oysa ne çok geçmiş var, ne çok zaman

Ne çok gelecek, ne az zaman

Benzerlikle karşılaştık, susalım,

Kapalı bir avuçtur sözcük

Neden açıp da sormak ister insan?”

İnsanlık tarihinin belki de en utanç verici yüzyılını bilgiyle, sanatla ve o nahif sözcükleriyle dertop edip önümüze hazır bir şekilde sunduğu bu eserinde, sevgili Tunç, bana öyle geliyor ki hâlâ ve en çok da iktidar ve güç sahiplerini utandırmaya çalışıyor; ama, ne var ki, öylelerinin kitap nedir, okumak nedir bilmediği bir yerde, utanmak yine bize, yine bize, yine bize kalıyor.

 
 

Kişisel Veri Politikası
Aydınlatma Metni
Üye Aydınlatma Metni
Çerez Politikası


Metis Yayıncılık Ltd. İpek Sokak No.5, 34433 Beyoğlu, İstanbul. Tel:212 2454696 Fax:212 2454519 e-posta:bilgi@metiskitap.com
© metiskitap.com 2025. Her hakkı saklıdır.

Site Üretimi ModusNova









İnternet sitemizi kullanırken deneyiminizi iyileştirmek için çerezlerden faydalanmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
X