ISBN13 978-605-316-312-1
13x19,5 cm, 312 s.
Yazar Hakkında
İçindekiler
Okuma Parçası
Eleştiriler Görüşler
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et
 

Sena Bayraktar, “Menstrüasyona Kesişimsel Bir Bakış”, Kafa dergisi, Kasım 2024

Uzun süredir Metis’ten ağız tadıyla bir kurgu dışı kitap okumamıştım ki ‘‘Bilim’’ dizisinden yayımladıkları Muayyen Günler imdadıma yetişti. Nasıl akıcı bir metin (Teşekkürler Özde Duygu Gürkan), nasıl bağlantılı konular! Clancy’nin biyolojik antropolog olmasının yanı sıra kadın araştırmaları eğitimi aldığı ve kendini pek çok farklı alanda beslediği belli. Kitap Notlar, Kaynakça ve Dizin’i saymazsak 236 sayfa. Başka bir deyişle, bu saydığım son üç bölüm inanılmaz zengin. Akademisyen yazarları okumaktan hoşlananlar için listenin en üst sıralarında yer alabilecek bir kitap. Bu kanıya varmamı sağlayan en büyük unsur, yazarın menstrüasyon konusunu birçok farklı disiplinin penceresinden ele alması. Zaten bu sebeple kesişimsel (intersectional) bakış açısının kitap boyunca ustaca kullanıldığını görüyoruz. Bilimin öjenik kökenlerinden tutun da tıbbın sosyoloji, siyaset ve ırk bilimle kesiştiği alanlara kadar, her bölüm birbiriyle bağlantılı ve insanı derin düşüncelere daldırıyor. Örneğin, jinekolojinin bir bilim dalı olarak ortaya çıkmasının sebebi, doğum kontrol yöntemlerinin bazı beyaz olmayan kadınlar üzerinde zorla uygulanması. Çoğu enfeksiyon geçiren bu kadınlardan kimisi hayatını dahi kaybetmiş. Bu vahşet tablosunun günümüzdeki eş değeri - tabii ki daha hafif bir etki sayılmakla beraber - kadınların tıbbın pek çok alanında görmezden gelinmesi. Yazar COVİD aşısını bulmaya yönelik çalışmalar yapıldığı sırada menstrüasyonun hesaba katılmadığını anlatıyor örneğin. Bu durumun sonuçlarından biri de bazı kadınlarda aşılama sonrası kanamanın durması ya da aşırılaşması olmuş. Bu etkiyle çok sayıda alanda karşılaşıldığını okumuştum. Söz gelimi, insanların genelinin kullanımı için tasarlanan pek çok ürün veya mekân aslında sadece erkek bedeni temel alınarak yapılıyor. Bu da diğer azınlık(laştırılmış) grupların yaşamını zorlaştırıyor; solaklar, tekerlekli sandalye kullananlar, gündelik yaşamı kısıtlayan çeşitli hastalıklardan muzdarip olanlar. Kitabın en iddialı ve öğretici bölümlerinden biri de “normal döngü” mitinin ters yüz edildiği yerler. Reglin dış faktörlerden epey etkilendiğinin bilindiği bir çağda yaşasak da kadınlar hâlen çoğunlukla belli kalıplara sıkıştırılmış “normal” bir döngü beklentisi üzerinden tedavi ediliyor. Clancy iddialarını araştırmalara dayandırmaktan geri durmamış. itabı ilgi çekici kılan kilit özelliklerden biri de bu. Buyurun, böyle bir araştırmadan örnekler:

Bu farklı regl döngüsü örüntüleri arasında gidip gelmek hayatın normal iniş çıkışlarının bir parçası. […] bedeniniz üremenizdense hayatta kalmanıza öncelik veriyor ki öyle de yapmalı. Prior’ın kendisi, neredeyse 4000 sağlıklı Norveçli kadından oluşan bir gruptan numune alındığında kadınların yaklaşık üçte birinde yumurtlama olmadığını gösterdi. Bu sonuç bize […] her döngüde tam olarak 28 gün süren, tamamı yumurtlamalı bir menstrüel döngü yaşamayı beklemememiz gerektiğini gösteriyor.

Fiziksel aktivite ve regl döngüleri hakkında yapılan araştırmaların çoğu büyük ölçüde aerobik türünde egzersiz yapan (örneğin koşma, dans etme, bisiklete binme) kentli beyaz kadınlara odaklanıyor.

Tıp kitaplarında ve sağlık derslerinde sık sık detaylandırılan normal, sağlıklı regl döngüleri 28 günlük durağan süreçler olarak resmedilir; gerçekteyse esnek, uyaranlara tepki veren, dinamik süreçlerdir bunlar”. (Burada “uyaranlara tepki vermek” olarak belirtilen durum, gündelik stres gibi bir durum olduğu kadar cinsel saldırı gibi bir travma da olabiliyor).

Buna benzer şekilde, menstrüasyonun demir eksikliğine sebep olduğu gibi bazı yerleşik kanıların bile yanlış çıkabileceğini vurgulamış Clancy. Hatta beşinci sınıfta aldığı bir sağlık dersinde anlatılanlardan o kadar etkilenmiş ki gençliğinde bu konular hakkında çok sayıda kaynak okumuş ve yüksek lisans tezi çerçevesinde de ufak bir araştırma yapmış. Polonya’nın kırsal kesimindeki bazı kadınlardan aldığı numuneler sonucunda, katılımcıların rahim iç duvarı kalınlığı ile demir eksikliği arasında negatif bir korelasyon bulmuş. Yani rahim iç duvarı daha kalın olanların demir durumu, umulanın aksine daha iyiymiş. Tıpta gerçekliği yansıtmama ihtimali olan ama hekimlerin, meslek erbablarının ve genel olarak halkın zihnine yerleşen başka pek çok durum olabilir. Örneğin Clancy, “normal spontane döngüler” olarak adlandırılan döngülerde bol bol farklılık görülebilmesinden hareketle, normal döngü ile gebelik arasında ilişki olduğu iddiasını damasaya yatırmış. Diyor ki eğer tam o sırada çocuk sahibi olmaya çalışmıyorsanız aslında hormonlarınızdaki dalgalanmalar ve menstrüel akış doğurganlığınızı etkilemez. Burada daha ziyade, bize hep regl döngülerimizdeki değişimleri aşırı bir farkındalıkla takip etmemizin öğretilmesi, değişiklik olduğu takdirde de bunun gebeliği etkileyen bir durum olduğuna inanılması söz konusu. Yazara göre bu “regl döngüsünün biyolojisinden ziyade tıptaki vesayetçilikle ve menstrüasyona yapıştırılan damgayla ilgili”. Kitabın kesişimsel bir yaklaşımla yazıldığını söylemiştim. Örneğin hemen az önce yaptığım alıntıya benzer şekilde yazar; yumurtalığın pasif, spermlerin aktif olarak tahayyül edilmesini de aslında erkek egemen bakış açısının tıbba hâkim olmasına bağlıyor. Meselenin spermlerin yumurtaları döllemesi gibi failliği görmezden gelen bir süreçten ibaret olmadığını; aksine, yumurtalığın da baskın bir folikülün seçilmesi sürecinde, yani yumurtlamanın tamamında aktif olduğunu vurguluyor. Belli bir konuyu derinlemesine inceleyen kitapları çok seviyorum; kendi alanımla ilgili olmasa bile bunları kütüphaneme dâhil etmekten çekinmiyorum. Clancy’nin elinden çıkan son derece zevkli ama teknik terimlerden azade olmayan bir metni, Özde Duygu Gürkan’ın çevirisi sayesinde büyük bir keyifle okudum. ilim’’ dizisinden başka kitaplar okuma hevesim uzun bir süre sonra arttı. Muayyen Günler’i okuma listenize almakta gecikmeyin!

 
 

Kişisel Veri Politikası
Aydınlatma Metni
Üye Aydınlatma Metni
Çerez Politikası


Metis Yayıncılık Ltd. İpek Sokak No.5, 34433 Beyoğlu, İstanbul. Tel:212 2454696 Fax:212 2454519 e-posta:bilgi@metiskitap.com
© metiskitap.com 2024. Her hakkı saklıdır.

Site Üretimi ModusNova









İnternet sitemizi kullanırken deneyiminizi iyileştirmek için çerezlerden faydalanmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
X