Bahar Çetiner, "Yedikleriniz ne yediyse osunuz", 10haber.net, 11 Nisan 2024
Amerikalı filozof William B. Irvine, İnsan Nedir?'de 'İnsan nedir?' sorusunu, insanlık tarihinden başlayıp insanı hücre ve atom düzeyinde inceleyerek sonunda insanın evrendeki yerini ve var olma amacımızı ele alarak cevaplamaya çalışıyor.
İnsan olarak pek çok kimliğimiz var. Mesleklerimiz, unvanlarımız, ailemiz içinde etiketlerimiz var. Birilerinin çocuğu, birilerinin anne ya da babası veya kuzeniyiz. Elbette homo sapiens türünün bir üyesiyiz aynı zamanda. Daha derine inersek bakteriler ve mikroplarla dolu bedenimiz hücrelerden ve atomlardan ibaret. İç içe geçmiş kimliklerimizin yanı sıra içimizde bir evren var, aynı zamanda evren yapbozunun bir parçasıyız.
Amerikalı filozof William B. Irvine, İnsan Nedir?: Doğal Tarihimize Bir Bakış adlı eserinde “İnsan nedir?” sorusunu, insanlık tarihinden başlayıp, insanı hücre ve atom düzeyinde inceleyerek sonunda insanın evrendeki yerini ve var olma amacımızı ele alarak cevaplamaya çalışıyor. Filozof Irvine’ın atomlarımıza dair ilginç bir iddiası oldukça dikkat çekiyor. Yedikleriniz ne yediyse osunuz, diyor. “Etobursanız yedikleriniz ne yediyse osunuz demektir. Gezen tavuk yediyseniz sindirdiğiniz atomlardan bazıları muhtemelen bu tavuğun vaktiyle avladığı bir böcekten geliyordur. Istakoz yediyseniz sindirdiğiniz atomlardan bazıları o ıstakozun vaktiyle yediği çürüyen balık kalıntılarından geliyordur. Bu atomlardan bazıları 13,8 milyar yaşında ve siz ölünce de yok olup gitmeyecekler. Başka bir canlının parçası olmaya devam edecekler. Atomlarınız açısından, vücudunuz çok uzun bir yolculuktaki küçücük bir istasyondur.”
Theseus’un gemisi paradoksu
Yazar burada Theseus’un gemisi paradoksundan söz ediyor. Theseus’un bir gemisi vardır. Bu gemi bir yolculuk sırasında sürekli sorun çıkarır, bazı parçalar onarım gerektirir ve bu nedenle geminin bazı kısımlarının yenileriyle değiştirilmesi gerekir. Yıllar geçer ve dönüş zamanı yaklaştıkça nihayet geminin tüm parçalarının değiştirildiği ortaya çıkar. Theseus’un Yunanistan’a dönüşü üzerine, gemide orijinal parçalarının hiçbiri bulunmaz. Yola çıktığı ilk gemiyle, döndüğü gemi aynı mıdır?
“Eğer siz bir grup hücrenin toplamından ibaretseniz ve bu hücreler sürekli yenileniyorsa siz hâlâ o eski siz misiniz?”
Vücudumuz aslında bir süperorganizmadır. Tıpkı arı kovanında çalışan arılar gibi her hücrenin kendine has bir görevi vardır ve zamanı geldiğinde görev değiştirirler. Sonunda görevi bittiğinde arının bedeninin kovandan atıldığı gibi, hücrelerimiz de “Geride kendi soyunu devam ettirecek bir şey bırakmadan yok olur gider. Hayatları kendilerine verilen bir görevi yerine getirmekle geçer.”
Mutlu olmak için buradayız
Peki neden buradayız? Nasıl var olduğumuzu teorik olarak az çok açıklayabilsek de evrendeki yerimiz nedir? Irvine, mutlu olmak için burada olduğumuzu söylüyor ama gerçek mutluluk nedir? İnsan neden hep daha fazlasını ister, neden doymak bilmez, neden hırslanır, ne için savaşır?
“İstediklerimizi elde edince bir süreliğine tatmin oluyoruz ama bir yerden sonra bunları çantada keklik sayıp yeni arzular şekilleniyor. Arzularımıza söz geçirebilsek mutluluğu yakalayacağız. Budistlerin de amacı arzularımızı tatmin ettiğimiz bir cennet değildir, nirvanaya ulaşmaktır. Nirvananın kelime anlamı sönmüş olandır.”
Evet, insan arzuları ve hırsları hiç doyurulamayan obur bir varlık, ömrü boyunca mutluluğu kovalıyor fakat ben bu arayışın sonlanacağını hiç düşünmüyorum, asıl bu arayış bittiğinde hayat biter.