| ISBN13 978-605-316-314-5 | 13x19,5 cm, 320 s. |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et | | Giriş, “Ne Çok Kimliğiniz Var”, s. 13-14 Siz pek çok şeysiniz. Her şeyden önce bir bireysiniz. Birilerinin annesi veya babası olabilir ya da olmayabilirsiniz, ama her halükârda birilerinin çocuğusunuz. Biraz daha ayrıntı vermeniz gerekse kendinizi sözgelimi muhasebecilik yapan, hobi olarak fagot çalan veya orta sınıfa mensup biri olarak tanımlayabilirsiniz. Dahası belli bir ülkenin vatandaşı, şu etnisiteden veya bu ırktan olduğunuzu ekleyebilirsiniz. Biliminsanlarına ben aslında neyim diye sorsanız birbirinden farklı cevaplar alırsınız. Örneğin evrimsel biyologlar muhtemelen öncelikle Homo sapiens türünün bir üyesi olarak görecektir sizi, mikrobiyologlar ise herhalde esasen bir grup hücre olduğunuzu söyleyecektir. Sağlıklı kalmak istiyorsanız bedeninizi trilyonlarca mikropla paylaşmanız lazım, diye de eklerler belki. Bu tekhücreli organizmalar bağırsaklarınızda ve daha başka organlarınızda yaşar, derinizin her milimetrekaresinde ikamet eder. Sayıları çok fazladır; bedeninizin içindeki ve üstündeki hücreleri saymaya kalksak yarısından çoğunun insan hücresi olmadığını, hatta üç üst âlemli biyolojik sınıflandırma sistemine göre insan hücrelerinin dahil edildiği âlemden farklı bir âlemde yer aldığını görürüz.1 Daha da acayibi, insan hücrelerinizin içinde kadim bakterilerin torunları bulunur. Mikrobiyolojide mitokondri adıyla bilinen bu organellerin hücre çekirdeğindekinden ayrı olarak kendi DNA’sı vardır. Mitokondriler hücre işlevleri için gereken enerjiyi sağlamasa, siz de böyle muazzam bir çokhücreli organizma olmazdınız. Fizikçiler büyük ihtimalle mikrobiyologların sizin hakkınızdaki bu değerlendirmesine itiraz eder. Doğru, bir grup hücreden ibaretsiniz, ama meselenin kökenine inmiş değiliz henüz, çünkü bu hücreler de atomlardan meydana geliyor. Söz konusu atomlar sizden çok önce ortaya çıktı; içinizdeki hidrojen atomlarının çoğu Büyük Patlama’nın birkaç dakika sonrasından beridir, yani neredeyse 14 milyar yıldır buralarda. Bedeninizdeki karbon, oksijen ve azot (nitrojen) atomları vaktiyle hidrojen ve helyum atomlarıydı, bu atomlar bir yıldızın merkezinde füzyon yoluyla daha ağır atomlara dönüştü. Nihayetinde sizin bir parçanız haline gelmeleriyse ancak süpernova diye bilinen müthiş şiddetli bir patlama sonucu o yıldızdan etrafa yayılmalarıyla mümkün oldu. Fakat atomlarınızın size katılmadan önce yaşadığı pek çok maceradan sadece biri bu. Bedeninizdeki bazı hidrojen atomlarının daha yakın bir zamana kadar benzin moleküllerinin bileşenleri olması pekâlâ mümkündür. Dahası pek çok azot atomunu size katılmadan evvel yıldırım çarpmıştır veya bu atomlar bir gübre fabrikasının reaksiyon tankında biraz zaman geçirmiştir. Atomlarınızın çoğu önceden başka bir canlının parçasıydı – belki bir mısırın, belki o mısırı yiyen ineğin. Hatta bazıları önceden başka bir insanın parçası olmuş bile olabilir. Atomlarınız çok eski zamanlardan kalmaysa da çoğu hayatının kısacık bir döneminde sizinle olmuştur: Bir yıl zarfında atomlarınızın %98’inin yerini yenilerinin aldığı tahmin ediliyor. Keza hücreleriniz de sürekli bölünüp ölür, ortalama bir hücreniz hepi topu 10 yaşındadır. Öyleyse atom kimliğiniz ve hücre kimliğiniz sürekli bir akış halindedir; ehliyetinize bakılırsa emeklilik yaşınız çoktan geldiyse bile, sizinle geçirdikleri zaman bakımından hücreleriniz genel itibarıyla daha çocuktur, hele ki atomlarınız bebektir. |