ISBN13 978-605-316-274-2
13x19,5 cm, 312 s.
Yazar Hakkında
İçindekiler
Okuma Parçası
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et
 

Giriş: Bilge Karasu'yla Hatıralar, s. 15-17

Bu kitap, yirminci yüzyılın temsilcisi olan iki yazarı, Walter Benjamin ile Bilge Karasu’yu aralarındaki zamansal ve mekânsal mesafeyi katederek birbiriyle konuşturuyor. İçinde bulundukları farklı kültürel ve tarihsel bağlamları düşününce bu iki yazarın ilk başta bir diyaloğun tarafları olması pek olası görünmeyebilir. Walter Benjamin (1892-1940) asimile olmuş varlıklı bir Alman Yahudisi ailenin oğlu olarak II. Wilhelm döneminde ve Weimar Almanyası’nda büyüdü, Nazi işgali altındaki Fransa’dan kaçmaya çalışırken İspanya, Portbou’da hayatını kaybetti. Benjamin modernliğin en önemli filozoflarından ve eleştirmenlerinden biri olarak kabul ediliyor. Bilge Karasu (1930-95) ise yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin çocuğuydu. Ağırlıklı olarak kurmaca eserler yazdı, Türkçe düzyazının ustası olarak övüldü, sanatının felsefi derinliği ve biçimsel yeniliği nedeniyle saygı gördü. İstanbul ve Ankara’da yaşadı, hiçbir zaman yaşadığı ülkeyi terk etmeye zorlanmadı. Ancak Benjamin gibi bir sürgün deneyimine zorlanmamış olmasına rağmen Karasu’nun yazılarına bir yerinden edilmişlik ve farklılık hissi nüfuz etmiştir.

Ben de bu kitapta belirli bir örnekten, Karasu’nun Beyoğlu’nu tasvir eden anlatılarının derlemesinden yola çıkarak yazarın yazılarına nüfuz etmiş olan bu yerinden edilmişlik haleti ruhiyesinin veya başkalığa yapılan göndermelerin peşine düşüyorum. Ağırlıklı olarak gayrimüslim bir nitelik taşıyan bu bölgeye, eski kozmopolit günlerinde Pera (Yunanca “ötede”, “diğer tarafta”) da denirdi. Bu kitapta Beyoğlu anlatılarını –farklılığın biçimsel ve tematik dışavurumlarının yanı sıra– şekillendiren hafıza poetikasını da inceleyerek Karasu’yu yeni bir eleştiri alanına taşıyacağım. Yazarın ölümünden sonra Füsun Akatlı tarafından Lağımlaranası ya da Beyoğlu (1999) adıyla yayıma hazırlanan bu derlemedeki öykülerin birkaçı daha önce edebiyat dergilerinde çıkmıştı. Karasu’nun tasarısına göre bu metinler Beyoğlu hakkındaki daha kapsamlı bir kitabın yapıtaşlarını oluşturacaktı; yazarlık kariyeri boyunca üstünde çalıştığı, hep yazım aşamasında olan bir kitap. Ne var ki bu “magnum opus” hiçbir zaman hayata geçmedi, böylece Karasu’nun çocukluk yıllarını geçirdiği semt hakkında söyleyecekleri yarım kaldı. Yazar ve edebiyat eleştirmeni Enis Batur’un Karasu’yla söyleşilerine dayanan aydınlatıcı yorumlarını bir kenara koyarsak Karasu’nun Beyoğlu anlatıları Türkçe edebiyat eleştirisinde kendine neredeyse hiç yer bulamadı. Üçüncü bölümde daha ayrıntılı olarak ele alacağım gibi Batur, Karasu’nun tasarladığı Beyoğlu kitabı hakkında iki tespitte bulunuyor; ilk olarak, kitabın doğası gereği yarım kalmaya mahkûm olduğunu, ikinci olarak da yazarın kitabı bitirme konusundaki tereddüdünün gizli kalan azınlık geçmişiyle ilgili olabileceğini söylüyor.

Batur’un yorumları analizimin çerçevesini oluştururken bana ışık tuttu. Yarım kalmışlık, Karasu’nun tamamlanmamış, açık uçlu hafıza modelini Benjamin’in hatırlama paradigmasıyla ilişkili hale getirdiği ölçüde belirleyici bir başlangıç noktasıydı. Bu kitapta Benjamin’in “otobiyografik” eserinde açıkladığı hafıza teorisinden bulgusal bir araç olarak faydalanarak Karasu’nun farka dayanan kimlikleri veya azınlık kimliklerini kesintilerin ve sessizliklerin damga vurduğu kronolojik olmayan bir hatırlama edimiyle nasıl canlandırdığını inceleyeceğim. Yazarın yaşamını ve eserlerini şekillendiren başlıca kimlik kaideleri, yani eşcinselliği ve azınlık geçmişi, kendi döneminin ana-akım Türk kültürü normlarıyla bir çatışmaya işaret ediyor. Lağımlaranası’nı başkalık/ötekilik kategorisi ışığında yorumlamam, Beyoğlu kitabını yazarın bu kapsayıcı konuyu ele almaya devam ettiği bir bağlama oturtuyor. Karasu kamunun bilgisine açıktan açığa otobiyografik referanslar sunmaktan kaçınmış olsa da cinsel ve etnik-kültürel olarak tanımlanan ötekilik göstergeleri eserinin her köşesine yayılmıştır. Karasu’nun yazılarında eşcinsel erkek arzusu daha açık bir şekilde temsil edilirken etnik-kültürel farklılığı saklı bir tema olarak kalır. Bu yönü eserlerine kazınmıştır, ancak edebiyat eleştirisi bağlamında henüz yeterince ele alınmış değildir.

 
 

Kişisel Veri Politikası
Aydınlatma Metni
Üye Aydınlatma Metni
Çerez Politikası


Metis Yayıncılık Ltd. İpek Sokak No.5, 34433 Beyoğlu, İstanbul. Tel:212 2454696 Fax:212 2454519 e-posta:bilgi@metiskitap.com
© metiskitap.com 2024. Her hakkı saklıdır.

Site Üretimi ModusNova









İnternet sitemizi kullanırken deneyiminizi iyileştirmek için çerezlerden faydalanmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
X