| ISBN13 978-605-316-277-3 | 13x19,5 cm, 80 s. |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et | | Açılış bölümünden, Ebu Kays, s. 7 Ebu Kays çiy düşmüş toprakta göğsünü dinlendirirken altındaki toprağın nabzı atmaya başladı. Yorgun kalbinin atışları, kum taneciklerinde dolaşıp titreşerek hücrelerine nüfuz ediyordu. Göğsünü toprağa her koyduğunda yerin kalbini, sanki cehennemin en derinliklerinden hareket ediyor ve sarp bir yolu yara yara ışığa doğru ilerliyormuşçasına hissediyordu. On yıl önce terk ettiği toprakta aynı tarlayı paylaştığı komşusuna bu durumu anlattığında adam alaycı bir ses tonuyla, “Kendi yüreğinin sesi o,” demişti, “göğsünü toprağa yapıştırdığında bu sesi zaten duyarsın.” Saçmalığın dik âlâsı! Ya kokuya ne demeli? İçine çekince alnında dalgalanan, sonra da damarlarına döküldüğü yerde pinekleyen koku? Yattığı yerden toprağın kokusunu içine çektiği her seferinde, soğuk suyla yıkanmış ve banyodan yeni çıkmış karısının saçlarını koklamış gibi oluyordu. Soğuk duştan çıkıp hafif ıslak saçlarını yüzüne seren kadının kokusuydu bu. Kalp atışları da aynıydı. Şefkatli avuçlarında küçük bir serçe tutarsın ya, işte öyle. |