ISBN13 978-605-316-276-6
13x19,5 cm, 216 s.
Yazar Hakkında
İçindekiler
Okuma Parçası
Eleştiriler Görüşler
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et
 

Giriş, s. 15-16

In medias res. [1] Gülten Akın şiirini tarihselleştirmeye dönük bir okumanın ortadan başlaması kaçınılmaz görünüyor. Ortadan başlamak, eksiksiz her döneminde doğrusal ve hiyerarşik temsillere meydan okuyan bir poetikayı en hakiki biçimiyle konumlandırmak için zorunlu bir strateji olarak düşünülebilir. Akın şiiri kabaca ortanın, ortamın ve nihayet ortaklıkların şiiridir. Burada “orta” köküne odaklanarak apolitik, müphem, popülist ve pragmatik gibi bazı kavramlarda eşleniğini bulan siyasetsizliğe gönderme yapmıyorum; bunun yerine, toplumsal alandaki ihtilafları müzakere ve müşterekler yoluyla çözme anlamındaki siyasallığa atıfta bulunuyorum. Akın şiirine kurucu çekirdeğini kazandıran temel motivasyonlar “aktivizm dönemi” olarak kavramsallaştırılabilecek orta dönemde şekillenmiştir. Söz konusu periyotta açıkça beliren işaretler en başından itibaren siperde duran bazı izleklerin majör çizgilere evrilmesini mümkün kılmıştır. Dolayısıyla şairin Rüzgâr Saati (1956), Kestim Kara Saçlarımı (1960) ve Sığda’dan (1964) oluşan ve “keşif dönemi” adıyla kavramsallaştırılabilecek ilk döneminin alımlanmasında 1971 tarihinde Kırmızı Karanfil’le başlayan periyot önemli bir referans noktasına dönüşür. Aktivizm döneminde gerçekleşen katmanlı üretim, şairin 1991 yılında Sevda Kalıcıdır’la başlayan “melez dönem”inde de biçimsel ve içeriksel kapasitesini sergilemeye devam eder. [2]

Ortadan başlamanın birinci anlamı budur: Gülten Akın’ın yarım yüzyılı aşan şiir külliyatının temel parametreleri 1971-86 arasındaki orta kesitte kemikleşirken, bu dönem, eşzamanlı olarak hem kendisinden önce hem de sonra yazılan şiir için kavşak noktası işlevi görmüştür. Aktivist ve militan mobilizasyonun en güçlü göstergelerle makes bulduğu bu ara dönem, ilerleyen sayfalarda daha kapsamlı biçimde sözünü edeceğim gibi toplumsal alandaki siyasi taleplerin edebi ortama birtakım ortaklıklarla aktarımını içermektedir. Ortadan başlamanın ikinci anlamıysa yine birinci anlamıyla bağlantılı ama daha geniş bir perspektiften olmak üzere uzlaşma ve müzakere çabasını billurlaştırmaktadır. Gülten Akın şiiri en başından itibaren, üstelik politik mücadelenin, şairi dışlayıcı ve hasmane pozisyonlar almaya zorladığı kesitleri de kapsayacak şekilde olabildiğince barışçıl bir ton tutturmaya çalışmıştır. [3] Bu bakımdan, Akın’ın şiirini ayrılığın, kesintinin ve kopuşun değil; birleşmenin, sürekliliğin ve bütünleşmenin şiiri olarak düşünmek gerekiyor. Kavganın ve mücadelenin şiiri olarak ama son kertede uzlaşmanın, ortada buluşmanın ve ortaklaşmanın şiiri. Akın’ın poetikasında nihai niteliği, yatışma ve durulma olmayan hiçbir gösterge yoktur. Dolayısıyla asıl enerjisini kapsayıcılığa bahşeden ve böylelikle elde ettiği kazanımlarla genişleyen öznelliklerden söz ediyoruz burada. Kozmosa bir daralma ya da büzüşmeyle değil, genişleme ve genleşmeyle bakan öznelliklerden.

Notlar


[1] Lat. “ortasından”. Metne dön.
[2] Burada sunduğum üçlü dönemselleştirme sabitleyici bir yaklaşımdan çok betimleyici bir anlam ihtiva ediyor. Gülten Akın’a ilişkin literatürde bu tür kategorizasyonlar sıkça yer almıştır, üstelik şairin kendisi de şiirini dönemlere ayırırken genellikle benzer bir şema kullanmıştır. Ancak bu kitaptaki dönemselleştirmenin mantığı, sadece nüans ve kopuşları belirginleştirmek değil, bağlantı ve süreklilikleri de vurgulamaktır. Esasen Akın’ın her döneminin birbiriyle konuşan bir niteliğe sahip olması, dönemselleştirme girişimini daha başlarken bir handikapla yüz yüze bırakmaktadır. Şüphesiz konjonktüre bağlı olarak şairin poetikasında öne çıkan kimi eğilimlerden söz edebiliriz, ne var ki bu eğilimlerin hiçbiri doğdukları ortamı tek başlarına açıklayacak kapsayıcılığa sahip değildir. Dolayısıyla Akın şiirinde bir tür palimpsest dinamiğinin geçerli olduğunu söylememiz mümkündür; şiirlerin altını kazdıkça diğer şiirlerle, dönemlerin berisine baktıkça öteki dönemlerle karşılaşmamız şaşırtıcı olmayacaktır çünkü. Metne dön.
[3] “Hasmane” ifadesiyle Chantal Mouffe’un hasım kategorisine gönderme yapıyorum. Mouffe’un siyaset analizinde çatışan taraflar düşman değil, hasımdır. Bu da tarafların çatışma sırasında birbirlerini aynı siyasal birliğe ait gördükleri ve ortak bir sembolik mekânı paylaştıkları anlamına gelir. Mouffe’a göre, hasımlık, düşmanlığın içerdiği yıkıcı şiddete sahip değildir. Gülten Akın şiirinde 1971-86 yılları arasında ortaya çıkan üretimin, hasımlıkla düşmanlık arasında salınımlı bir görünüm arz ettiğini söylememiz gerekir. Maraş’ın ve Ökkeş’in Destanı düşman; geri kalan metinlerse hasım motifinin güçlü olduğu kitaplardır. Hasım kavramı için bkz. Chantal Mouffe, Siyasal Üzerine, çev. Mehmet Ratip, İletişim, 2013, s. 28. Metne dön.

 
 

Kişisel Veri Politikası
Aydınlatma Metni
Üye Aydınlatma Metni
Çerez Politikası


Metis Yayıncılık Ltd. İpek Sokak No.5, 34433 Beyoğlu, İstanbul. Tel:212 2454696 Fax:212 2454519 e-posta:bilgi@metiskitap.com
© metiskitap.com 2024. Her hakkı saklıdır.

Site Üretimi ModusNova









İnternet sitemizi kullanırken deneyiminizi iyileştirmek için çerezlerden faydalanmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
X