ISBN13 978-605-316-233-9
13x19,5 cm, 280 s.
Yazar Hakkında
İçindekiler
Okuma Parçası
Eleştiriler Görüşler
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et
 

Biz Etseverler, s. 62-64

Afrika’da bir yerlerde dört-beş yaşlarında bir çocuğun var gücüyle (hatta aslanları bile geride bırakarak) ceylanların peşinden koştuğunu hayal ediyorum. Böyle bir şey mümkün mü? Elbette hayır. Ama insansılar et için düşündüğümüz gibi avlandılarsa, evrim hikâyemizde bu senaryoya yer vermek zorundayız. Zira ilk insansıların boyu ancak okul öncesi çağdaki bir çocuğun boyu kadardı ve avcılık becerileri pek gelişmemişti.

Fakat insanların et yemeyi sevdikleri de bir gerçek. Et yemek bir beceri olarak kabul edilseydi, bu beceride usta olduğumuz söylenebilirdi. Bu beceri insan evriminin ortalarında, 2,3 milyon yıl kadar önce Homo cinsinin ortaya çıkışıyla birlikte belirmeye başladı. Ne var ki, eti (daha doğrusu hayvansal yağı ve proteini) elde etmeye başlamamız zannettiğimiz gibi avcılıkla olmadı. Bir mağara adamının elinde mızrak veya taş baltayla avının peşinden koştuğu karikatürvari bir görüntü canlanıyor gözümüzde, ama bu tür kovalamacalar evrim tarihimizde epey bir zaman sonra mümkün oldu. Mızrak ancak son 30.000 yılda ortaya çıktı; taş el baltaları ise 2,5 milyon yıl kadar önce. Peki eti bu kadar çok seviyorsak, bu düşkünlük ne zaman başladı? Bu soruyu cevaplamaya çalışmadan önce, bu kadar eti nasıl sindirebiliyoruz ona bir bakalım.

Eski tat tomurcukları olan yeni bir primat

İnsanlar primattır. İlk primat atalarımız 80 ila 65 milyon yıl önce ortaya çıkmıştır. Ağaç tepelerinde yaşayan bu primatlar meyve ve yapraklarla beslenmekteydi. İlk primat atalarımız avcumuza sığacak büyüklükteydi (cadı makigiller gibi) ve çoğunlukla yaprak ve meyvelerden aldıkları asgari kaloriyle hayatlarını sürdürebilmekteydi. Bu beslenme şekli, günümüzde protein ve yağ gereksinimlerini böcek ve larvalardan karşılayan küçük vücutlu kuyruklu maymunların (yine de cadı makigillerden çok daha büyüktürler) beslenme şekliyle taban tabana zıt, ama neredeyse tümüyle otçul olan orangutan ve goril gibi cüsseli kuyruksuz maymunlarınkiyle benzerdir.

Bu cüsseli kuyruksuz maymunlar için bitkisel beslenme tek seçenek olabilir, çünkü iri vücutlarını ayakta tutacak miktarda hayvan eti bulacaklarının garantisi yoktur. İnsanlara en yakın soy olan şempanzeler ete ulaşmanın yollarını arar, bulunca da yerler (gruplar halinde babun yavrularını avlar, ince dalların yardımıyla toprağı eşeleyip ortaya çıkardıkları akkarıncaları yerler), ama hayvansal gıdalar genel beslenme düzenlerinde çok az bir yer tutar, özellikle de insanların tükettiği et miktarıyla kıyaslandığında.

En yakın atalarımız olan kuyruksuz maymunların çoğunlukla otçul olmaları, insanların ilk atalarının da otçul olmuş olabileceğine işaret eder. Keza, paleoantropologlar da 4-5 milyon yıl önceki insansıların tıpkı diğer kuyruksuz maymunlar gibi bitkilere dayalı bir beslenme düzenleri olduğu düşüncesindedir. Yaklaşık bu dönemlerde yaşamış ilk insansı atalarımızın dişlerinin şekli ve geniş çene kemikleri, yoğun bir mastikasyon (çiğneme) hareketine işaret eder, ki çok miktarda bitkiyi öğütmek için çok fazla çiğnemek şarttır. (Bitki bazlı yiyeceklerin kalorisi hayvan proteininin ve yağının kalorisinden düşüktür, dolayısıyla hayatlarını sürdürebilmek için atalarımızın çok miktarda bitki tüketmesi gerekiyordu.)

Ayrıca, ilk insansıların beyinleri büyüklük bakımından günümüz şempanzelerinin beyinleri kadardı; bu da onların hareket halindeki hayvanları avlayacak veya başka avcıların izini sürüp onların artıklarından faydalanacak stratejik bilgi işleme gücüne sahip olmayabileceklerine delalettir. Otçullar büyük beyne ihtiyaç duymaz, çünkü bitkiler hareket etmez. Bu morfolojik özellikler (atalarımızın çiğnemeye dayalı diş yapısı, geniş çene kemiği ve küçük beyin) etçillerden ziyade genellikle otçullarda görülür; bütün bunlarla birlikte düşündüğümüzde, bu kanıtlar ilk insansıların hayvan bazlı yiyeceklerle beslenmediklerine işaret ediyor gibidir.

 
 

Kişisel Veri Politikası
Aydınlatma Metni
Üye Aydınlatma Metni
Çerez Politikası


Metis Yayıncılık Ltd. İpek Sokak No.5, 34433 Beyoğlu, İstanbul. Tel:212 2454696 Fax:212 2454519 e-posta:bilgi@metiskitap.com
© metiskitap.com 2024. Her hakkı saklıdır.

Site Üretimi ModusNova









İnternet sitemizi kullanırken deneyiminizi iyileştirmek için çerezlerden faydalanmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
X