| ISBN13 978-975-342-921-4 | 13x19,5 cm, 320 s. |
Liste fiyatı: 256.00 TL İndirimli fiyatı: 204.80 TL İndirim oranı: %20 {"value":256.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"1066","item_name":"Ceza ve Adalet","discount":51.20,"price":256.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| | Ceza ve Adalet Yayıma Hazırlayan: Semih Sökmen Kapak Resmi: Gustav Klimt Kapak Tasarımı: Emine Bora |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Eylül 2013 | 2. Basım: Temmuz 2017 |
Cezanın derhal adalet taleplerimize musallat olan mahrem bir bulaşıcılığı vardır. Ve bunun olağanlığı hakkında vaaz vermeye hazır güçlü bir mutabakat... Oysa, nasıl oluyor da ceza yoluyla adaletin yerine geldiğini düşünebiliyoruz? Cezayı kendine has bir tahakküm tarzına dönüştüren ve siyasal formla ilişkili kılan şey nedir? Onu hukukun adaletine bağlayan köken hakkındaki suskunluk ahdi, yani cezaya dair bütün o geveze söylemler tarafından örtbas edilmek istenen şey.. Bu kitap, işte tam da bu suskunluk ahdine saldırıyor. Özkan Agtaş, siyaset kuramı ve hukuk felsefesi başta olmak üzere ilgili diğer alanlarda serbestçe dolaşarak yürüttüğü teorik tartışmayı, Batının hukuksal-siyasal düzeninde vuku bulan dönüşümlerin içerisine yerleştiriyor. Günümüze dair çözümlemelerde, suç ile siyaset arasındaki eşiğin bulanıklaştığına işaret eden Agtaş, bunu "istisnayı kural haline getiren sürecin hedefindeki şeyin, yani siyasallaşma imkânlarını gasbetmenin ve siyasal alanı kapatmanın" yollarından biri olarak yorumluyor. Politika-sonrası çağın tazyiklerinden azade olmayan cezalandırıcı makinenin ise, adalet kavramına göndermede bulunma yükünden kurtulmuş salt bir tahakküm uygulamasına dönüşerek güçlendiğini söylüyor. Kitabın, hukukun içerisine çekilmiş hayata dair de bir sözü var: "Jurisprudenz'de tanık olduğumuz insanlık halinden kurtulmamız gerekecektir, zira ondan türetilebilecek hakiki bir öznellik türü bulunmuyor. Kendine isnat edilen o ilksel suçluluk halinin karşısına, yeniye muktedir dehanın mevcudiyetini çıkarmak... Nihayetinde bu görev, her türlü ahlaki ve hukuki yargıdan önce gelen bir yaratıcı gücü ve yasal olmaktan çok siyasal adlara sahip olmayı gerektiren bir özneleşme ânını hayat bulmaya çağırmaktadır." | İÇİNDEKİLER |
Giriş
Jurisprudenz'in Soruları
Ceza ve Muamması
Siyasal Bir İncelemenin Konusu Olarak Ceza Adaleti
1. Sonsuz Adaletten Hukukun Adaletine
Siyasal Tahakkümün Sınırlarında Adalet Kavramı
Karar Verilemez Olan Hakkında Karar Vermek!
Hukukun Adaleti ve Üçüncü Taraf
2. Ceza Adaleti? Hukuksal Tahakküm ve Cezai Biçimi
Ceza Adaleti Üzerine
Bir Tahakküm Mührü: Saf Biçim Olarak Ceza
Kolektif Misilleme
Üçüncü Tarafın Müdahalesi
Adalet Pratiği Olarak Ceza
3. Devlet, Savaş ve Ceza
Ayrıksı Bir Form Olarak Devlet
Janus'un Yüzü – Savaş ve Ceza
Kralın Adaleti
4. Toplum, Norm ve Ceza
Klasik Açmazların Ötesinde
Reform: Bir Cezalandırma Ekonomisi Önerisi
Yönetimsellik ve Toplumun Keşfi
İktidar Tazyikleri Altında Cezalandırma
5. Politika-Sonrası Çağda Suç ve Ceza
Yeni Düzen? Politika-Sonrası
Yayılma ve İkilem: Ceza Adaletinde Yeni Eğilimler
Salınım ve Bulaşma: Cezanın Taarruzları
Karşısında Siyaset
Sonsöz
Kaynakça
Dizin | OKUMA PARÇASI |
Giriş’ten, s. 13-22. Jurisprudenz'in Soruları Gustav Klimt, fin-de-siècle Viyanası'nın önemli simalarından biriydi — hem müphemliği ve tekinsizliğiyle, fakat hem de meydan okuyuculuğu ve yeniye olan düşkünlüğüyle, zamanı alabildiğine hızlanmış bulunan 19. yüzyıl sonu modernizminin temel çizgilerine aitti. Resimlerine cömertçe dağıtmış olduğu bütün o yaldızın ve parıltının gerisinde, karanlıkta kalmış olanın ve de öyle bırakılması vazediliyor olanın temsil edilebilirliğine dair, doğrusu bir hayli endişenin de eşlik ettiği incelikli bir ısrar yatıyordu. Evet, Viyana kentini kendi imgesine bakarak yeniden yaratmaya heves etmiş burjuva kültürünün hizmetinde başlamıştı kariyerine. Lakin, Habsburg toplumunu kuşatan geç dönem çalkantılarının ve süratle sınırlarına gelip çarpan liberal yüksek kültürün krizlerinin, kendi sanatını baştan sona katetmesi ve kopuşlara neden olması kaçınılmazdı. Yine de herhalde hiç kimse bunun epey bir gürültü koparaca... Devamını görmek için bkz. | |
|