 | ISBN13 978-975-342-900-9 | 13x19,5 cm, 336 s. |
KAMPANYADA Liste fiyatı: 348.00 TL İndirimli fiyatı: 156.60 TL İndirim oranı: %55 {"value":348.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"1046","item_name":"Beyaz Tuval","discount":191.40,"price":348.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için |  |
|
| | Beyaz Tuval Özgün adı: Die Leinwand Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Mart 2013 |
Bu romanda dinibütün Yahudiler arasında geçen parçalanmış hikâyeler okuyacaksınız. Romanda izleyebileceğiniz iki ana yol ve birbirine dolanan yan patikalar var. Her kapağın ardında romana başlamak için olası bir giriş bulunuyor. Okumaya nereden başlayacağınız size kalmış ya da tesadüfe. Hikâyeyi kitabın ortasına dek okuyabilir, sonra ters çevirip öteki girişten okumaya devam edebilirsiniz. Ya da bir yan patikadan gitmek için her alt bölümden sonra kitabı ters çevirip öteki tarafta bıraktığınız yerden okumaya devam edebilirsiniz. Ama kuşkusuz kendi yolunuzu aramanız da mümkün.  | İÇİNDEKİLER |
Jan Wechsler
Amnon Zichroni  | OKUMA PARÇASI |
Jan Wechsler açılış bölümü, s. 11-15. Şabat (1) günü zil çaldığında kapıyı açmak pek âdetimiz değildir. Aile de eş dost da zile basmaz. Önceden haber verirler, kararlaştırılan saatte sokağın karşı kaldırımında beklerler, böylece insan onları pencereden görebilir ve eve buyur etmek için aşağıya inebilir. Rab bunu ustalıkla tasarlamış: İnsan yabancılar arasında, sürgünde yaşadığını sofradayken ve Şabat günü fark ediyor. Katolik komşular mübarek pazar günü çamaşır asmazlar, ama mektup yazmaktan veya ayinden sonra arabaya doluşup kırlara gitmekten de geri durmazlar. Bir kat aşağıdaki ortak evde oturan öğrenciler Tanrı konusunda, korkarım, neredeyse zırcahiller. Tanrı Almanya'nın büyük şehirlerinde pek moda değil. İnsanlardan Şabat'ın gereklerine uymak gibi en ince ayrıntısına dek düşünülmüş kısıtlayıcı taleplerde bulunan birini enine boyuna tanımaya kimse yanaşmıyor bugünlerde. Elbette istisnalar yok değil, José Molina örneğin, bitişiğimizdeki dairede arkadaşıyla beraber oturan, biraz kilolu, son derece dost canlısı bir müzisyen. Nereli olduğunu hiç sormadık. Şilili bir sürgün olduğu düşüncesi hep hoşuma gitti. Elbette bu biraz adıyla, Örümcek Kadının Öpücüğü (2) ile ve hangi coğrafyadan geldiğini kolayca ele vermeyen aksanıyla alakalı bir şey. Molina'nın kökeni konusunda pek emin değilsem de, onun çok uzaklardan geldiğini ve birkaç yıl New York'ta kaldığını biliyorum. Brooklyn'de Yahudilerin cirit attığı bir semtte yaşıyordu. Bunu bir c... Devamını görmek için bkz. |  |
|