| ISBN13 978-975-342-569-8 | 13x19,5 cm, 288 s. |
Liste fiyatı: 235.00 TL İndirimli fiyatı: 188.00 TL İndirim oranı: %20 {"value":235.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"352","item_name":"Lubunya","discount":47.00,"price":235.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| | Lubunya Transseksüel Kimlik ve Beden Kapak Resmi: Tkl Kizimecca Kapak Tasarımı: Semih Sökmen, Emine Bora |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Mart 2007 | 2. Basım: Ocak 2023 |
Transseksüeller bugün dünyanın hemen her yerinde, farklı cinselliklerinin toplumda yarattığı düşmanlıklarla karşılaşıyorlar; ataerkilliği tehdit edici görüldükleri için dışlanıyor, en iyi durumda yok sayılıyorlar. Türkiye’de transseksüellerin durumunu onların kendi ağızlarından dinleyerek saptamayı, sorunların üstünü örtmek yerine görünürlük kazandırmayı amaçlıyor bu kitap. Transseksüellerin kendilerini ifade etmelerinin bir aracı olduğu kadar, toplumumuzun genelde cinsiyet ve cinsellik hakkında ne düşündüğünü de ışık altına getiriyor: Transseksüellere duyulan öfke ve iğrenme nereden kaynaklanıyor? On bir kişiyle yapılmış röportajlardan oluşan Lubunya'da Selin Berghan'ın araştırmasına yön veren temel soru, transseksüellerin toplumsal cinsiyet kimliklerini ve bedenlerini inşa ederken, mevcut ataerkil sistemi hangi noktalarda dönüştürdükleri, hangi noktalarda yeniden ürettikleri. Bu amaçla transseksüelliğin, eşcinsellik ve travestilikten farkının altını çizen yazar, transseksüellerle yaptığı konuşmalarda, çocukluk, aile ortamı, ana babayla ilişkiler, ilk cinsel deneyimler, kişilerin cinsiyet rolleriyle uyum ya da uyumsuzlukları, çevreden gelen baskılar, "tedavi olmak", fuhuş piyasası, fiziksel değişimler, ameliyat olma, kadınlık ve erkeklik, ve toplumun transseksüelleri "ötekileştirmesi" gibi temaları inceliyor. Araştırma, transseksüellere bakışı etkileyecek, ilgili değer yargılarını sorgulamaya yöneltecek pek çok veçheye sahip. En önemlisi, bu röportajlar gösteriyor ki, mesele transseksüellerle başlayıp bitmiyor, transseksüeller aslında toplumdaki cinsellik ve beden politikalarına ilişkin daha genelleşmiş sorunların küçük bir parçası. | OKUMA PARÇASI |
Bölüm I, Konu ve Metodoloji, s. 9-16 Bu çalışmaya başlarken aklımdaki temel soru, transseksüellerin toplumsal cinsiyet kimliklerini ve bedenlerini inşa ederken, ataerkil sistemi hangi noktalarda yeniden ürettikleri ve hangi noktalarda dönüştürdüklerine ilişkindi. Ancak araştırmanın henüz başında konuyla ilgili yeterli ve doğru bilgi sahibi olan kişilerin az olduğunu fark etmemle birlikte araştırmaya ikinci bir odak noktası dahil oldu: Transseksüellerin günlük yaşam pratiklerinin betimlenmesi. İlk soru, toplumsal cinsiyet tartışmalarında transseksüel kimlik ve bedenin konumunu ve toplumsal cinsiyet kimliğinde bedenin rolünü belirlemeyi gerektirir. Ayrıca onların konuyla ilgili gerek tıbbi, gerek politik bilgi sahibi olup olmadıkları, transseksüel olmalarından dolayı günlük yaşamda resmi kurumlarla ve toplumla ilişkilerinde sorunlar yaşayıp yaşamadıkları ve eğer yaşıyorlarsa Türkiye'de kendileriyle ilgili yasal sürecin işleyişine ne ölçüde etki ettikleri de bu sorunun y... Devamını görmek için bkz. | |
| ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Hande Öğüt, “Cinsiyetlerin karıştığı bir oyun”, Radikal Kitap Eki, 6 Nisan 2007 Hrant Dink'in katlinin ardından başgösteren medyatik histeri, faşizmi, milliyetçiliği ve oportünizmi bir kez daha üretirken cinsel kimlik ve roller de müstehcen bir salınışla sahneye sürüldü yine. Beyoğlu'nda bir travestinin öldürülmesi sonucu, siberalemde gezinen bir mail, hepimizin travesti olduğu savıyla aklı sıra öteki addedilen tüm kimlikleri aşağılıyor, sarakaya alıyordu. Tüm etnik ve cinsel azınlıkları sindirmeye çalışan hebenneka dillere bir virüs gibi dolanan bu slogan oysa Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri çerçevesinde, Ankaralı feministlerin ağzından bambaşka bir anlama büründü, bilinç kazandı. Ankaralı kadın örgütlerinin 'Hepimiz eşcinsel, hepimiz travestiyiz' cümleleri, 'Tacize, tecavüze son', 'Küfürde nesne değil, toplumda özneyiz', 'Kadın katliamı töre değil, namus cinayetidir' sloganlarına karıştı. Ancak ne yazık ki homofobik ve faşizan eğilimler, travestilere karşı, porno... Devamını görmek için bkz. | |
Ayça Örer, "Çirkin Ördek Yavrularının Gerçek Masalı", Mesele Dergisi, Haziran 2007 Anne ördek yavru ördeğe baktı. Diğer yavrularını arasında öyle çelimsiz, öyle çirkindi ki... Arkasından gelmese, onlarla yüzmese olurdu. Diğer yavrularına seslendi. Yavru ördek bu sesi duyup yüzmeye çabalayana kadar annesi ve kardeşleri onu bırakıp gitmişti... Gölde yalnızdı..." Böyle başlar Andersen'in "Çirkin Ördek Yavrusu" hikâyesi... Elinde aynası kendine baktığında bir başka bedeni özleyen, o bedende yaşamak uğruna her an ölüm tehlikesiyle alışan, televizyondaki benzeri "Diva", "Sultanlar Sultanı" iken, dönme, totoş, tekerlek olarak aşağılanmanın ötesine geçemeyenler: Transseksüeller... Gey, lezbiyen, travesti, transseksüellerin hayatta kalmak için oluşturdukları lubunca denilen özel argoda, transseksüelin karşılığı "Gacı" ya da Lubunya. Selin Berghan Metis yayınları Siyahbeyaz serisinden çıkan ve alt başlığı "Transseksüel Kimlik ve Beden" olan kitabına "lubuncadan... Devamını görmek için bkz. | |
|