 | ISBN13 978-975-342-549-0 | 13x19,5 cm, 110 s. |
Liste fiyatı: 168.00 TL İndirimli fiyatı: 134.40 TL İndirim oranı: %20 {"value":168.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"794","item_name":"Bağımsızlık Kutlaması","discount":33.60,"price":168.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için |  |
|
| | Bağımsızlık Kutlaması Özgün adı: Bicentenaire Çeviri: Barış Bağcı Kapak İllüstrasyonu: Emine Bora |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Ocak 2006 | 2. Basım: Kasım 2023 |
"Saatin tam olarak kaç olduğunu kimse bilemiyordu. Saatler çakışmıyordu. Aynı yönde ilerlemiyordu. Bir saat Ufaklığın çetesinin göstericileri ikiye bölüp, kalabalığa yandan saldırmasını gösteriyordu. Not defteri ve ses kayıt cihazı olan gazetecinin pusudaki saatiyse, neredeyse saniyesine varıncaya kadar ilk kan damlalarını, sağ tarafta beklenmedik bir şekilde açılan yaraları, yaylım ateşlerini, rasgele çarpan, kalabalığı döven, önüne gelen herhangi bir bacağa, herhangi bir yüze vuran, nasıl bir haykırışa neden olacağına aldırmayan demir sopaları kaydediyordu. Şu ya da bu olsun, tüm saatler hayat gibi kırılgandı ve darbelerden kaçma gayretiyle her yöne koşan insanları görmemek için paramparça oluyorlardı." Haiti'nin bağımsızlığının iki yüzüncü yılı kutlamalarında geçen, "sokaklara dökülenlere" adanmış bu roman Haiti'nin yakın tarihine ışık tutuyor. Tarihsel kayıtların o uzak, mesafeli, soğukkanlı dilini kıran yazar, barışçıl bir yürüyüşün adım adım nasıl kana boyandığını aktarırken, tarihin merhametsizce ezdiği bir gencin hikâyesini yakın, sevecen bir dille anlatıyor.  | OKUMA PARÇASI |
s. 22-24 Tepenin eteklerine vardığında öğrenci barışçı olmayı seçmekle doğru yapıp yapmadığına artık emin değildi. Kardeşininki gibi bir silahı olmadığına pişmandı. Sadece moral bozmaya yarayan birkaç slogan değil, gerçek bir silahtı kastettiği. İnsanlar hakaretlere karşı vurdumduymazdı ve bu tür incitici darbelerle savaşı kazanmak mümkün değildi. Bir silahı, hakiki bir silahı olsun istiyordu. Bu silah düşmanı yaralayabilmeli, teninin dikkatini çekebilmeli, onu somut tarafından yakalayarak can alıcı bölgelerine ulaşabilmeliydi. Ufaklık devamlı demiyor muydu, insanın etine zarar verilmeliydi, dünyayı değiştirmek isteyen ete, tene saldırmalıydı. Onunsa eski bir dilbilgisi kitabından başka silahı yoktu. Zengin oğlanlara özel ders verdiğinde hissettiği can sıkıntısına karşı açtığı savaşı hep kaybeden dandik bir kalkandı bu kitap. Dünyaya girebilmek, kirayı ödeyebilmek, annesini kayıp krallığında ziyarete gittiğinde hediyeler satın alabilmek için gerekliydi bu dilbilgisi kitabı. Sigara alabilmek için de. Sigaraya hâlâ ihtiyaç duyuyordu. İşvereni olan doktordan parasını almaya gittiğinde, doktor hep sigara ikram ederdi. Ama sadece ödeme günlerinde yapardı bunu. Sadece pazarları. Bunu kasten yapardı çünkü sadece fakirler maaşlarının ardı sıra koştururlardı pazarları. Asla haftanın diğer günlerinde değil. Televizyonun önüne yerleşmeden önce, özel dersin nasıl gittiğine kulak verebilmek için çalışma odasının kapısını açardı doktor. Sonra kayıtsızca ve aceleyle bir merh... Devamını görmek için bkz. |  |
 | ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Batu Boran, "Bağımsızlık Kutlaması", Express, Haziran 2006 "Hayat tıpkı dün olduğu gibi berbat. Ama bugün yürüyüş günü," diye düşünüyor Lucien Saint-Hilaire, şehre doğru inerken. Port-au-Prince ya da Cap Haitien'in, kimilerinde 600 bine varan nüfusun tamamının, rüzgar biraz şiddetlenince dağılan, teneke ve metalden bozma evlerde yaşadığı bidonville'lerden birini geride bırakıyor. "Günün her saatinde iç çamaşırlarıyla gezen, sefalet içindeki hayatları yüzünden bir deri bir kemik kalmış" çocukların, "elleri çalışmaktan nasırlaşmış" annelerin ve Lucien'in küçük kardeşi "Ufaklık" –diğer adıyla "Little Joe"– gibi, "bedenleri tabanlarına kadar dövmelerle" kaplı ("Guevera, Wyclef Jean, Tim Duncan, shoot to kill, peace and love") gençlerin yaşadığı mahallelerden biri burası. "Bunun adı Glock'tur" diyor Ufaklık, otomatik tabancasını çıkarıp abisinin kitaplarından birinin üstüne koyarken, "kendisi benim lise diplomam olur"... Lucien, sömürgecilere karşı ayaklanan Afrikalı kölelerin 14 yıllık kanlı bir savaştan sonra kurdukları Haiti Cumhuriyeti'nin bağımsızlığının 200'üncü yıldönümü kutlamalarına katılmaya değil, Haiti'nin tek üniversitesinin diğer öğrencileriyle birlikte, kutlamaları ve devlet başkanını protesto etmek için şehre iniyor. Haiti'de protestolarda, palaların, kurşunların konuşması adetten. "Öldürteceksiniz kendinizi" diyen kardeşinin sesi kulağında çınlıyor Lucien'in; bir de her zaman "ben, kara derili ben, Ernestine Saint-Hilaire" diye sızlanarak söze ba... Devamını görmek için bkz. |  |
|