 | 13x19 cm, 56 s. |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için |  |
|
| Randevu Hazırlığı Kapak Tasarımı: Semih Sökmen |
Kapak ve İç Baskı Yaylacık Matbaacılık Ltd. Mücellit Örnek Mücellithanesi Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Haziran 1993 |
"Durdukça tüyleniyordum. Çocuklarım bekliyorlardı beni evde. Yeni sorumluluklarım vardı sokağa çıkmadan önce. Küçük olanını sırtımda gezdirecektim. Büyüğünün okula gitmeden önce sorabileceği soruları minderde kurulduğum yerden öldürüp yenilerini yaratmasına yardımcı olacaktım. Bunları yapmak için istek duymuyordum. Bütün sözleri ayak oyunlarının tortularında emip emip tükürdüğüm sağır bir güneşin altında yorgundum. Bir dile kurban törenleri hazırlamak için terk ettiğim mayınları toplayıp odamın duvarlarına asmıştım ölü masumiyetle. Kuzey kutbumdan alıp getirecektim oyuncakları. Kimsenin öldürmek istemediği katili karnını deşerek öldürür sonra getirirdim oyuncakları." Bu satırlar kitabıun ilk öyküsü "Şapka"dan. Randevu Hazırlığı, yazarın on öyküsünü bir araya getiriyor. Burada kitaba adını veren "Randevu Hazırlığı" öyküsünü okuyabilirsiniz.  | İÇİNDEKİLER |
Şapka Gölge Lekeler Koşu Yolu Randevu Hazırlığı Dünya Uzaklaşıyordu Karar Öncesi Hazar'a Yağmur Yağarken Esintiler İçi Konuk Satış Reyonundaki Açlık Bekleyiş  | OKUMA PARÇASI |
"Randevu Hazırlığı", s. 21-25 Yürek çarpıntılarımı yağlı kara akıntılarla karın beyazlığına serdiğim gözetleme kulemde bir kadın yürümekteydi mekanik adımlarla. Durduğum yerden beni de peşinden sürüklemesine bir şey demeyecektim ama kırık pedallı bisikletimi taşıyor olmamın engelini de görmezlikten gelemezdim. Ne hikmetse karlar onun üstüne düşmüyorlardı. Görüntüyü bozmadan peşinden yürüyen gölge gibiydim yıkık minarelerin altında. Yaşamının şifreli yüklerinden arınarak açıklıklara yürüdüğü yerde hâlâ bana mekanik adımlarının sesini dinletmekteydi. Mesajını kendi bildiği yoldan da vermiyordu. Zorlasam aramızdaki kavgaların izdüşümü oluşacaktı kendiliğinden. Periskopumda umduğum, beklediğim görüntüler döküldüler sonunda. Hangi biriyle uğraşacağımı şaşırdım. Hepsi birbirlerinin kıskançlık krizlerinden saklanıp adeta saçılan egzotik masallar tadındaydılar. Acıyan boğumlarında kalan akademik söylevlerin içinde kendini duyurduğu oluyordu kadının. Kime neydi ki onun böyle davranıyor olması. Göndermeler, yığınlarca özensizliğin kurmaca yalnızlıklarında yapılması gereken işlerin toplamı olarak yanımda kalıyorlardı. İşin ilginç yanı benim de adımlarımın mekanikleşiyor gibi olması, nedensiz çalım satmaya başlıyor olmamdı. Kadın, dediğim dedik acımasız bir diktatörün engin bakışlarıyla benim kendisini izlememem gerektiğini söyler gibiydi yeni bulduğu ifadeleriyle. Kapalılığın gerekmediği yerde bunu belirtmesine tepkisiz kalamazdım. Adımlarımın ritmik vuruşlarını... Devamını görmek için bkz. |  |
|