| 13X19,5 cm, 104 s. |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| | Karmakarışık Öyküler Kitabı Yayın Yönetmeni: Müge Gürsoy Sökmen Kapak Resmi: Ertuğrul Oğuz Fırat Kapak Tasarımı: Semih Sökmen |
Baskı Yaylacık Matbaacılık Ltd. Kapak Baskı Ayhan Matbaacılık Mücellit Örnek Mücellithanesi Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Ekim 1995 |
1923 doğumlu besteci, şair, ressam ve öykücü Ertuğrul Oğuz Fırat'ın 1943-1995 yılları arasında yazdığı "Karmakarışık", "Bir Gün", "Puspuslu Terelelli I", "Puspuslu Terelelli II", "Puspuslu Terelelli III", "Puspuslu Terelelli IV" ve "Kantaşı" öykülerini bir araya getiren Karmakarışık Öyküler Kitabı, Fırat'ın yayımlanan ilk kitabı olma özelliğini taşıyor. "Duramıyor, sokak penceresinden bakmak için dışarı, aralığa koşuyorsunuz. Gözleriniz yanıyor, boğazınız düğümleniyor. Yoldan birçok geçen oluyor. Hiçbiri sizinle ilişkili insanlar değil. Yol, arada bir boşalıyor. Uzakta bir bahçe duvarının üstünden taşmış dalların sallantısıyla güz yaprakları uçuşuyor yönünüze doğru. Sarı, yeşil, kızılımsı kelebekler... Yelin, şapkalarını, yeldeğirmenlerini, eteklerini, kiminin şemsiyelerini savurmaması için devinerek koşuşturan insanlar görüyorsunuz. Kalbiniz çırpınıyor. Bir kan, bir ateş dalgası... Yanıldığınızı anlıyorsunuz. Soğuk rüzgârlar esiyor. Hava iyice kapanmış. İlk yağmur damlaları camlara, oradan tüm soğukluğuyla içinize sıçrıyor. Artık, zamanı bir kavram gibi değil, maddesel bir varlık olarak kaskatı, yumulmuş –yürümeyi unutmuş çirkin hayvan– buluyorsunuz..." | OKUMA PARÇASI |
"Karmakarışık"tan, s. 7-16 Ortalık aydınlanmış. Gün çoktan doğmuş olmalı. Hava bulutlu. Soluk aydınlığın dışında pencereden içeri o her sabah görmeyi sevinç alışkanlığı edindiğiniz ışın tutamı, güneş şevleleri girmemiş. Demek bugün başlangıç sevincinizi duyamadan yaşamınızı sürdüreceksiniz. Bu solgunluğun getirdiği herşeyin üstünü örtmeye, açıkça göstermemeye çalışan anlayışla kalkmayı hiç istemiyorsunuz. Yatağınızın sıcaklığında sizi kendine çeken bir yakınlık var. Düşünülmesini tümüyle önleyemeyeceğiniz içinde bulunduğunuz günlük yaşamla ilgili düşüncelerinizi ancak bir süre geciktirebilecek olan –sınırını, kesinliğini bir türlü saptayamamış olduğunuz, yarı elinizde, yarı elinizde olmayan– gevşeklik duygusuyla baş başa kalabilmek istiyorsunuz. Ne kadar sürebilir, ne kadar sürdürebilirsiniz ki? Çok kısıtlı zaman parçacığı, ufacık bir süre için bile olsa düşünmeden kalabilmek en iyisi… Yeniden gevşemeye çalışıyorsunuz. Geçmiş günlerin yorgunluklarının tortusu –şimdi hep... Devamını görmek için bkz. | |
|